Love to Hate Me | Minsung

19

Hepinize iyi akşamlar ve iyi okumalar !! 

" İnan bana seninle burada kalmayı çok isterim ama gerçekten dersime gitmem gerekiyor yoksa bir çok aksilik çıkabilir. "

Minho her ne kadar isteksiz olsa da bazı şeyleri göz ardı etmesi gerekiyordu. Evet burada, bu masaların üstünde onunla zevk dolu dakikalar geçirmeyi her şeyden çok isterdi ama bu ilişkiyi kariyeri için gizlemek zorundaydı. Eğer tek bir kişi dahi öğrenirse okuldan ikisinin de atılacağının farkındaydı.

Küçük olan, Minho'nun konuşmasını umursamadan dudaklarını tekrar Minho'nun iştah açıcı olan beyaz teninde dolaştırmaya başladı.

" Jisung gerçekten, eğer birisi bizi görürse ikimiz de biteriz. "

Tabii ki bu cümle Minho'nun zevkten dört köşe olmuş sesinden çıkmamış olsaydı daha çok dikkate alınabilirdi ama, şu an gözleri kapalı ve Jisung'un daha da aşağılara inmesine izin veren bir durumdayken tamamen göz ardı edilmişti. 

Jisung kendisini engelleyen sweatshirt yüzünden kendisini geri çekti ve zevkten gözleri kısılmış şekilde kendisine bakan güzel çocuğa hoş bir gülümseme verdi. Bakışlarını ondan ayırmadan ellerini onun ince belinde sakince dolaştırıyordu. Kemikli elleri, onun beyaz tenini kapatan yumuşak kumaşa gitti ve Minho'nun da yardımıyla sweatshirtü onun teninden ayırdı. 

Minho bir anda hissetmiş olduğu soğukla içini bir ürperti kapladı ama bu teninde hissettiği dokunuşlar yüzünden çok da uzun sürmedi. Jisung'un dudakları her yerdeydi, arada pütürlü dilini çıkarıyor ve dişlerini geçirdiği yerlerin üzerinden geçiyordu.

Minho hissettiği dil darbeleri ve arada göğüs ucuyla oynayan parmaklar yüzünden kollarının kendisini taşıyamayacağını hissetmiş ve kendisini geriye doğru masanın üzerine bırakmıştı. Sırtında hissettiği soğuk zemin yüzünden güçlü bir inleme bıraktı. İçinde hissettiği sıcaklığa ters bir şekilde teninde hissettiği soğukluk onun daha da kendinden geçmesini sağlıyordu. 

Jisung olduğu yerde geri çekilerek masanın üzerinde bütün güzelliği ile yatan adama baktı ve dilini dudakları üzerinde gezdirmekten alıkoyamadı. Bu güzelliğe sahip olması kesinlikle adil değildi. Parmak uçlarını onun tenine değdirdiğinde, parmaklarının daha fazlasını ister derecede sızlamasına karşı koyamıyordu. 

Parmaklarını beyaz tenden ayırmadan üzerine eğildi ve dudakları arasındaki mesafeyi kapatarak tekrar öpüşmekten şişmiş olan iki dudağı birleştirdi. Dudakları birbirini nazikçe öpmekten oldukça uzaktı, sanki birbirlerini tüketmek istiyorlarmış gibi öpüşüyorlardı.

Dudakları birbirlerini tüketirken Jisung daha fazla dayanamayacağını hissetti bu yüzden dudaklarını ayırmadan ellerini Minho'nun kalçalarını saran pantolonuna getirdi ve daha fazla beklemeden pantolonun düğmesini açarak elini Minho'nun çoktan sertleşmiş penisinde gezdirdi. 

" Bu sertleşmiş penisinle derse girmeyi mi düşünmüştün, hm ? "

Küçük olan yüzünü hafifçe geri çekmiş kaşları çatık bir şekilde altındaki adama bakarken konuştu. 

" Gerçekten beni burada bırakıp derse gitmek istediğin için bir cezayı hak ediyorsun. "

Minho, penisinin üstünde ona dokunan el yüzünden kelimelere dikkat edemiyordu. Şu anda istediği tek şey Jisung'un penisinin kendi içinde olmasıydı. Bu yüzden olduğu yerde kolları üzerinde doğruldu ve yüzleri arasındaki mesafeyi sıfıra indirdi. 

" Şu an buradayım, bu yüzden daha fazla konuşmaya gerek yok sanırım ? "

Jisung dudaklarına değen ve her konuşmada teması daha da çok artan dudakları yüzünden elini bastırdığı penisi daha da çok sıkmış ve beklemeden aralarındaki kumaş parçasını kaldırmıştı. Karşısındaki adam tamamen kendisi için yaratılmış gibiydi.