(5) Sensei

58 4 0
                                    

Lagamın kapağının hemen yanında duruyordum. Hala kararsızdım. Ama içimde de tutamazdım. Cesaretimi toplayıp kapağı kaldırdım.

"Düşündüğümden daha ağır" diğe geçirdim içimden. Kanalizasyon kapakları gerçekten ağırmış.

Bir şekilde geçtim ve kapağı arkamdan kapattım. Evden çıkmadan April'a not bırakmayı da ihmal etmemiştim peşime gelmesi en son istiyeceğim şeydi.

Aşşağıdaydım. Burası gerçekten ve çok KÖTÜ KOKUYORdu. İn'in yerini bir şekilde bulmaya çalıştım. Geç olmadan sensei ile konuşmalıydım.

                                ...

Sonunda bulmuştum. Eve girdim. Kapıyı açtım. Herkes savaş pozisyonu almış bana bakıyordu. Ben olduğumu görünce normal hallerine döndüler. Dan bana doğru koştu

(D) "April'a bir şey mi oldu? Neden tek geldin?" tedirgin şekilde söylemişti bunları.

(Z) "Donatello sakin ol o iyi ve evde uyuyor benim sensei ile önemli bir konu hakkında fikir almaya ihtiyacım var." dedim.

(L) "Yarın sabahı bekleyemeyek ve çalışmamızı bölecek kadar önemli ne oldu!"

Aov! Eğitimi bölmüştüm!

Dani'nin kulağına eğilerek "Donatello, sensei Leonardo'ya  tüm silahların aynı olduğunu sadece onu kullananın yetenekli olduğunu anlattı mı?" dedim.

(D) "Evet de sen nereden biliyorsun?"

(Z) "Donatello sana anlatacağım söz ama sensei ile hemen konuşmalıyım. Söz sana anlatacağım." dedikten hemen sonra sensey'in yanına koştum.

Sensey'e  selam verdim ve

(Z) "Sensei Splinter size acil bir şey sormam lazım ama diğerleri bunu duymamalı. Zaten beni size anlatmışlardır. Başka bir dünyadan gelen ve sihirli güçleri olan kızım ben."

(S) "Anlattılar. Seni dinliyorum çocuğum."

(Z) "Sensei Splinter bugün çok kötü şeyler olacak ama kaderi de değistirmemeliyim. Ne yapmam lazım? Çok korkuyorum ama kader değişirse, çok daha kötü şeyler olur."

(S) "Gelecek asla bilinen bir şey olmamıştır. Beni takip et..."

Ben ve Sensei, Sensey Splinter'ın odasına geçtik. Ben ortadaki yuvarlak masanın yanındaki minderlerden birine, dizlerimin üstüne oturdum. Sensei'de elinde japon sitili bir çaydanlık ve iki (yine) japon stili bardak ile masaya geçti. Tam karşımdaki mindere oturdu. Çaydamlıkla bardaklara sıcak yeşil çay koydu. Bir bardağı da bana uzattıktan sonra;

(S) "Senin bu dünyaya gelmen bile bir çok olayı değişmiş olmalı."

Haklı sayılırdı büyük olasılık değişmişti ben gerçekten ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

(Z) "Peki sensei şimdi olacakları biliyorum ve bu olacakları tetikleyen şey az önce gerçekleşti. Peki bu konuyu ne yapmalıyım, kafam çok karıştı sensei Splinter."

(S) "Bu kararı vermesi gereken kişi sensin Zehra. Sana ney doğru geliyor. Olacak şeyleri değiştirmek mi? Yoksa kaderin kendi halinde ilerlemesi mi?"

Sensey'in bu dediklerinden sonra elimde duran çaya baktım. "Gerçekten ne istiyorum" diye geçirdim içimden. Ben ne istiyordum. Bu olay olursa Leo kime düşman olması gerektiğini bilicekti ve Sherader'i yeneceklerdi.

(Z) "Sağolun Sensei." dedikten sonra ona japonlar gibi selam verdim ve ayağa kalktım.

Dışarı çıktım. Dan ve Mikey bana soru soran gözlerle bakıyorlardı.

(Z) "Donatello olan konuşmaları nerden bildiğimi sormuştun. Benim geldiğim evrende siz bir çizgi dizinin ana karakterleriydiniz ve bu gün olacak olayların olduğu bölümü defalarca kez izlemiştim. Umarım sizin kafanızdaki soru işaretlerini silebilmişimdir Donatello ve Maykilengelo."  dedim.

(D) "Anladım. Bu arada sadece Dani yada Dan diyebilirsin." dedi. Mutlu olmuştum.

(M) "Banada sadece Mikey de böyle çok resmi geliyor. Hem ben parti kaplumbağasıyım. Resmiyet bana göre değildir." dedi kahkasını bu açıdan görmek gerçek çok güzeldi.

(Z) "Sağolun çocuklar. Ve biliyorum Mikey senda daha iyi bir parti kaplumbağası da tanımadım."

Üçümüz de gülüyorduk.

(D) "Zehra, bir şeyi merak ediyorum. Sensei ile ne konuşmaya gelmiştin?"

(Z) "Ha o konu. Dediğim gibi olacakları biliyorum. Bi gün kaderin dizideki gibi gideceği son gün. Ve sonra ben bu evrende olduğum için olaylar değişecek. Ve bilmek bazen çok kafa karıştırıcı olabiliyor. Bende bu sorunu bilge birine danışmak istemiştim. Zaten hep sensei ile konuşmak istemiştim. Çok iyi oldu."

Mikey cümlemi bitirdikten sonra elini Dani'nin kulağına koydu ve;

(M) "Bu kız hiç nefes aldı mı?" dedi ama sesini benim duymacağım kadar kısmamıştı. Onu duymama izin vermişti.

(Z) "Haha Mikey çok komik" dedim sahte bir sinirle sonra kahkaha atmaya başladım. Dan da aynı benim gibi gülüyordu.

Ona gerçekten aşık olmuştum!

(Z) "Tamam. Sanırım gitmem gerek April eğer uyandıysa merak etmeye başlamıştır." dedim ve arkamı döndüm.

(D) "Bende geleyim. Hem kaybolmadığından emin olurum." dedi. Bu gelme isteği kesinlikle benim kaybolma olasılığım için değil April'ı bir kez daha görme isteğiydi.  Ama cümlesinde söylediği doğruydu ini bulana kadar bile kaybolmuştum.

(Z) "Zorunda değilsin ama istersen gel en azından fazladan birkaç turdan kurtulurum. Kanalizasyonlar gerçekten çok karışık."

(D) "Mikey sen burda kal ben 10 dakikaya gelirim."

                                    ...

April'ın evine varmıştık. Kapıdan girdik. Ust kata çıktık. Sonra kolyemi hatırladım.

(Z) "Dani şimdi hatırladım, benim kristali taşımak için bir kolye yapmam gerekiyordu. Senin burda unuttuğun bir lehim makinesini ve teli ile bir şeyler yaptım ama bir güne bozulur onu daha sağlam bir kolye haline getirir misin?" dedim kolyeyi tişörtümün altından çıkarıp gösterirken.

Dani saçma salak olan kolyeme baktı ve
"Tabii ki yaparım. Ama kristal ben bunu yaparken beni tehtit olarak algılamaz mı?"

Sorusunda çok haklıydı ve çok zekice bir soru. Tam Dani'lik bir soruydu yani.

(Z) "Evet sana öyle demiştim. Ama daha sonra kristali ilk gördüğümde bana kristali anlatan kızla konuşmaya çalıştım bana bunun kristal için ve senin için bir tehtid olmadığını söyledi. Yani yapabilirmişsin." dedim gülümseyerek.

Kristali ona verdim.

(Z) "Ama kristalle sihir yapmayı denememeliymişin." dedim gözüm duvardaki saate takıldı. "Aa! Dan hemen eve dön çok önemli hadi git" onu arkasından itiyordum.

(D) "Tamam Zehra sakin ol. Tamam gidiyorum." dedi arkasına birkaç saniyelik döndü. Üzgün görünüyordu. Sonra bana bakıp gülümsedi ve arkasını dönüp kanalinazson kapağından içeri atladı.

Krıstalim ve Ninja kaplumbağalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin