(48) Garip gezegen

43 4 9
                                    

Biraz daha ilerledim. 

(C) "Vay canına bu gezegen aynı şey gibi."

(A) "Saf kötülük mü? Hani önceden uyardığım gibi. Evet medyumu kimse dinlemiyor."

(Z) "Parça bu gezegende. Saf kötülük te olsa hanım efendi, yaşayacak bir dünya istiyorsan gelmen gerekiyordu."

Biraz daha ilerledik. D' etraftaki şeyleri inceliyordu.

(F) "Bu dünya bir zamanlar engin muhteşem bir bahçeydi. Evrendeki tüm kutsal bilgileri içeren bir bilgi havuzuna sahipti. Burda bir parça teknoloji bile üretilmemiştir. Kadimler çoktan gitmiş olmalı. Hemde kutsal güçleri olmadan şu dünyanın haline bak."

(A) "Kadimler de ne?"

(F) "Çok güçlü antik uzaylılar. Ama hepsi yok olmuş"

Ben daha da önden ilerlemeye başladım. Bir kuleye ulaşlalıyız diye hatırlıyordum, yanlış mı hatırladığımın merakıyla ilerledim. Ama arkamdan duyduğum bağırtılarla döndüm.

(Z) "Bu dünyanın enerjisi sizi sinirlendiriyor ve aranızı açıyor. Şimdilik sesiz kalmalıyız." 

Ben konuşurken üstümüzden uçan şeyler yüzünden Leo beni kolumdan tutup çekti ve ormanın içine karıştık. 

(Z) "Teşekkürler." 

(L) "Rica." 

(R) "Hadi ilerlemeliyiz."

...

(F) " Şeyyy bu hiç iyi değil daireler çizip duruyoruz."

(Z) "Ben yukarıdan bakacağım."

(F) "Dikkat edinin, o uçan yaratıklar tehlikeli görünüyorlardı. BİP."

Tam uçmak için sihir yapmak üzereyken giriş kapısını fark ettim.

(Z) "Profesör, gitmemiz gereken yolu buldum."

Direk  koşarak kapıya gittim biraz etrafına bakınca April yanımdaki duvara çarpınca onu tuttum. çarpışını yavaşlattım. ,

(Z) "İyi misin?"

(A) "Belki biraz yardım edebilirsin!"

(Z) "Çıkışı bularak yardım ediyorum zaten. Medyumluğunu  kullan yada her neysen onu."

Arkada hala kavga eden kaplumbağalara döndüm ve bir güç dalgasıyla onları hafif bir şekilde sarstım. hepsi bana baktı.

(Z) "Gezegen sizi yeterince etkileyip sinir küpü yapmadı mı. Şimdi odaklarınızı şu sembollere odaklayın. Zaten kapı değilmiş ben yukarıdan bakacağım." 

Sihirle peri kanadı görünümünde iki kanadı yaptım. Ve uçtum, ben yukarıya çıkınca diğerleri de o duvara doğru ilerledi. Başımı yukarı kaldırdığım an iblisleri gördüm. ve telaşla aşşağı indim. Daha doğrusu düştüm. 

(Z) "İblisler" daha lafım bitmeden savaş başlamıştı.

Hemen elimi  belimde duran kınaiye attım. Ama orası boştu. Aklıma şu köpek balığıyla olan savaşta kaldığı geldi. Elimi bir kenara doğru savurdum ve o anda elime bir kılıç ışınladım. İblislere saldrmaya bende başlamıştım. Gerçekten uçan şeylerle savaşmak çok zor. 

(Z) "Hey pisişik şunlarla ilgili ne yapabilirsin."

(A) "Bana düzgün konuş gezgin kız."

O an farkettim bende gezegenin etkisine girmeye başlamıştım. Neyse ki Fuci kaçalım demişti de en azında sadece dayak yediğimiz bu canavarlardan en azından bir nebze korunabilmiştik.  Tam bir taş yapının altına geldiğimizde bu iblisler korkuyla geri çekildiler.

Krıstalim ve Ninja kaplumbağalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin