(35) Shredder döndü

34 4 8
                                    


Savaş pozisyonu almış duruyordum. Kraliçe çatıda durmuş bana bakıyordu. Sonra arkasından foot askerleri çıkmaya başladı.

Yumruğumu sıktım.

(Z) ''Neo saldırmaya cesaretin yok mu. Bunak!''

(Kraliçe) ''Ben elimi kana bulamam. Kirli işlerimi benim yerime yapacak paralı askerlerim muhakkak vardır.''

(Z) ''Aklıma nasıl girebildin.''

(Kraliçe) ''Ha şundan mı bahsediyorsun.''

Beynimin içine girdi. Ve bana ardan saldırmaya başladı. Tekme attı yumruk attı. Her attığı darbenin ardından karanlıkta kayboluyordu.

(Kraliçe) ''Burda tamamen savunmasızsın ha Zehra.''

(Z) ''Sen öyle san bunak''

Yumruk savurdum ama tabiki boşa çıkmıştı. Göremedigim bir şeyle nasıl savaşabilirdim! Tabiki hislerimle. Göz yanıltır ama aldatmaz. Gözlerimi kapattım.

Sadece dinliyordum. Arkamdan bir ses geldi sandım oraya vurmaya çalıştım.

(Kraliçe) ''Hahah Zehra, çok komiksin. Kendini bir ninja falan mı sanıyorsun. Değilsin sen bir hiçsin.''

Gözlerimi açtım hiç birşey görünmüyordu.

(Z) ''Yanılıyorsun! Ben...'' aklıma gelen fikir ortalığı aydınlattı. ''Burası benim zihnim, ve ben istersem seni burda bile hapsedebilirim.''

Kraliçe şu an zihnimde olduğu için normal dünyada haraket edemiyor olmalıydı ama bu zihin benim! Yani ben hareket edebilirim. Kraliçeyi aklımın içinde oyalarken fiziksel olarak onun bedeninin olduğu yere gitmeye çalıştım.

Ama bu kafamın içinde bir savaş varken çok zordu.

(Z) ''Lanet kraliçe çık kafamdan''

Ben artık acı çekiyordum. Tam o sırada bir damla yaş gözümden aktı. Ve o yaşla kraliçe de aklımdan çıkmıştı.

(Kraliçe) ''Lanet velet, Abim kadar salaksın.''

(Z) ''Ama abin kadar merhametli olmayacağım.''

Elimle oluşturduğum kılıcı kraliçeye savurdum. O da anında başka bir kılıçla bana saldırdı.

(Kraliçe) ''Gördüm. Shar.. Neyse artık o adama yaptıkların. Efsaneydi. Benim hizmetçim olabilirdin.''

Boşta kalan elimele de küçük bir hançer oluşturup kraliçenin yüzüne savurdum.

(Z) ''Beni köpeğin yapamazsın.''

Kolumu tutup geriye çevirdi. Kırılmış gibi acımaya başladı.

(Kraliçe) ''İdaya var mısın?!''

(Z) ''Varım.'' Kraliçe kolumu tutarken ona kafa attım. Reflex olarak beni bıraktı.

Ve burnunun kanamasına sebep oldum. Yere düşmüştüm.

(Z) ''Ben dediğimi yaparım bunak!''

Kraliçe ateş saçan gözlerle bana bakarken, yüzüne tükürdüm. Evet bildiğin kraliçenin yüzüne tükürmüştüm.

Sinirle yanıma gelirken bende kolumu tutarak arkaya sıçradım. Çatıda bildiğin kovalamaca oynuyorduk. Tam önümde çamaşır ipi için konukmuş bir çubuk vardı.

Neyseki kaplumbağlarıma özenip artistik şeyler yapmaya çalışmışım. Çubuğa tutunmak için zıplayıp, tuttum sonra birkaç saniye bile sürmeden bacaklıarımı çubuğun üstünden attırıp ellerimi sarkıttım.

Krıstalim ve Ninja kaplumbağalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin