Küçük Misafir

2.8K 113 39
                                    

Niall Horan kucağında uyuyan masum bebekle kapının zilini çalmıştı. Onu buraya getirirken defalarca düşünmüştü ama o küçüğü orda tek başına bırakamazdı.

''Hoş geldin- bu ne?''

''Bir izin ver de geçeyim Zayn.''

Niall bebeği sarsmadan koltuğa yatırdı ve yanına oturdu. Diğer üçlü ise şaşkınca bir Niall'a bir de bebeğe bakıyordu. Liam ilk söze giren oldu.

''Bu ufaklık da kim?''

Zayn sırıtarak konuştu.

''Kimden yaptın da gelip bıraktı kucağına.''

''Zevzekleşme Zayn.''

Louis ise dikkatlice bebeğe bakıyordu. O sırada bebek de kocaman yeşil gözlerini açıp Louis'e bakıyordu. Onları izleyen Zayn başını elleri arasına alıp gözlerini kapatmıştı. Liam ise Zayn'in yanına oturdu.

''Zayn iyi misin?''

''İyiyim kurtçuk sadece biraz başım ağrıyor odama gidip dinlensem iyi olur.''

Herkes bir anda modu değişen Zayn'in ardından bakakalmıştı. Onların dikkatini bölen ise bebeğin ağlaması oldu.

''Niall ağlıyor bu baksana.''

''Evet Liam ağlıyor görebiliyorum. Karnı aç olmalı. Hastanede beslemiştik ama yeni doğanlar çok sık acıkıyor.''

Niall ağlayan bebeği kucağına alıp yatıştırmaya çalıştı.

''Louis eczaneden yeni doğanlar için mama alabilir misin?''

''Alırım.''

Liam Zayn'in yanına çıktıktan sonra Louis de gelmişti.

''Niall aldım. Biberonda var içinde.''

''Teşekkür ederim Louis. Gel bakalım ufaklık karnını doyuralım.''

Niall mamasını hazırladıktan sonra minik dudaklara biberonu uzattı. Ama ağzını açmamakta ısrarcıydı.

''Neden içmiyorsun ki altın da temiz. Aç olmalısın. Anneni istiyorsun değil mi? Haklısın. Senin en çok annene ihtiyacın var keşke kurtarabilseydik anneni. Çok uğraştım güzelim ama kurtaramadım.''

Niall'ın da gözlerinden yaşlar akıyordu.

''Niall neler olduğunu anlatacak mısın?''

''Sabah yedi civarlarında doğumu başlayan bir kadın geldi. Durumu kötüydü. Hemen ameliyata aldık ama kurtaramadık. Araştırdığımız kadarıyla da kimsesi yok. Annesine rağmen bu ufaklık çok güçlüydü hayata tutunmayı başardı."

''Ve sen de onu vampirlerle dolu ha bir de kurt olan eve getirdin.''

''Bırakamadım onu orda Louis.''

''Seni anlıyorum Niall ama o burada kalamaz. Çok tehlikeli. Üstelik bir insan.''

''Biliyorum ama şu an ne yapacağımıza karar verene kadar burada kalsın.''

''İstersen bana ver sen yorgunsun.''

Niall usulca bebeği Louis'in kucağına bıraktı. Louis ise zor da olsa bebeği tutmayı başardı. Ve küçük olan ağlamayı kesti. Yine gözlerini kocaman açmış Louis'e bakıyordu.

''Louis baksana sustu.''

''Evet acaba beni annesi mi zannetti.''

''Memelerin olsaydı bir ihtimal Louis.''

İkisi de kahkaha atmıştı. Niall biberonu Louis'in eline tutuşturdu. Bebek Louis'in uzattığı biberona resmen saldırarak nefessizce içmeye başladı. Ağzından 'cuk cuk' sesler geliyordu. Sütünü içerken bile yeşil gözleriyle mavi gözlere bakıyordu.

''Ha ha şuna bak Louis resmen içiyor. Beni niye beğenmedin ya bak seni ben getirdim ona göre. Louis resmen anne oldun.''

''Saçmalama Niall. Bence inatlaşmaktan vazgeçti.''

Oysa kapının ardından onları izleyen Zayn neden sustuğunu biliyordu....

INFINITYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin