Niall ve Harry'nin eve dönmemesiyle şüphelenen Zayn sıkıntıyla evde bir sağa bir sola dönüp duruyordu.
"Zayn?"
"Liam gidiyoruz."
"Nereye?"
"Hector'un malikhanesine."
"Neler oluyor?"
"Niall ve Harry'i kaçırdılar."
****
Harry zindanda dizlerin kendine çekmiş gözyaşlarıyla ağlıyordu. Hector'un adamları onu buraya getirmişti. Niall babasını deli gibi merak ediyordu. Lütfen ona bir şey yapmasınlar diye içinden geçirdi. Yukarda konuştuklarını düşünüyordu. Küçüklüğünden beri Harry ile en çok ilgilenen hep Louis babasıydı. Ah pardon babası değildi sonuçta. O da en çok Louis'i severdi Niall babasını da çok severdi ama onunla aralarındaki bağ hep çok farklıydı. En çok zoruna giden bu olmuştu. Oysa küçükken onu asla bırakmayacağını söylerdi. Büyükler ne kadar da yalancıydı! Buradan çıkmak istiyordu soğuktu o soğuğu sevmezdi babasının üşüyen ellerini hep ısıtmaya çalışırdı. Ama Zayn ve Liam'ın onları bulacağından emindi.
****
Kimsenin telefonuna ulaşamayan Louis çıldırmak üzereydi. Sinirlenip telefonu duvara fırlattı. Telefon paramparça olmuştu. En az kalbi kadar paramparça. Güne iyi başlamamıştı gerçi Harry'den uzak hiçbir güne iyi başlayamıyordu zaten. Ama bugün içinde daha da bir huzursuzluk vardı kalbi sıkışıyordu. Bir nebze iyi hissetmek adına Harry'i sormak için Niall'ı aradı ama telefonu kapalıydı diğerlerinin de aynı şekilde. Aklına getirmemesi gereken düşünceler beyninde yer ediniyordu. Ama olması büyük ihtimal diye düşünmüştü. Hector'un bu fırsatı kaçırmayacağından adı gibi emindi o yüzden bildiği adrese gitmek için yola koyuldu. Ormanın derinliklerinde ağaçların bir silüet gibi görünmesine neden olacak kadar hızlı koşuyordu bir yandan gözyaşları önünü görmesini zorlaştırıyordu."Alamazsınız onu benden alamazsınız!"
****
Harry içinde hissettiği tuhaf şeyle uykusundan uyanmıştı. Ağlamaktan uyuyakalmıştı. Elini kalbine götürdü çok hızlı atıyordu bir an bundan korktu. Karnı çok acıkmıştı ayrıca dili damağına yapışmıştı. Kapıya yaklaşıp seslendi.
"Lütfen su..."
Kapı açıldığında Hector içeri girdi.
"Küçük insancık susamış demek."
Harry'nin yanına yaklaşıp yüzüne doğru üfleyerek konuştu.
"Ben de susadım güzel Harry hem de çok."
Daha da kırmızılaşan gözleriyle Harry geriye kaçtı. Burdan sağ çıkamayacaktı. Hector daha da yaklaşarak eliyle Harry'nin beyaz boynunu okşadı. Harry tiksinircesine elini ittirdi.
"Babaların bu güzel boyuna karşı nasıl dayanmışlar."
Dudaklarını şah damarına sürttü ve kokusunu içine çekti.
"Ve bu kokuya..."
"Hector eğlencemizin asıl konuğu geldi."
Hector yüzünü kan torbası haline getirmek istediği boyundan kaldırıp arkasına baktı.
"Güzel."
****
Hector büyük salona geldiğinde beklediği kişiyi görmesiyle dudakları kıvrıldı. Pelerinini arkasına ittirip tahtına oturdu.
"Vay vay vay kimleri görüyorum."
Louis Harry ve Niall'ın kalp atışlarını duyabiliyordu burda olduklarından emindi. Küçük bebeğinin kalp atışları çok hızlıydı. Onu çok mu korkutmuşlardı?
"Onları bırak derdin benimle."
"Cık cık yanılıyorsun Louis benim derdim o zindanda kan torbasına çevirdiğim güzel kokulu Harry."
Onu kan torbasına çevirmemişti henüz. Sadece Louis'in acı çekmesini izlemek zevkliydi. Louis Hector'a doğru atıldı ama yanındaki adamlar anında tuttu.
"Bırakın."
Louis'e sinsi bakışlarını atıp konuştu.
"Sevgili Louis görüşmeyeli yıllar oldu biraz hasret giderebiliriz bence o sırada küçük Harry biraz dinlenir çok kan kaybetti. Ahh o güzel, bembeyaz, mis kokulu boyundan kan içmek...
Louis yerinde duramıyordu Hector'un kafasını kopartıp alevlere atmak istiyordu. Masum bebeğini kan torbasına çevirmesine izin vermeyecekti. Canı çok acımış mıdır? O acıya dayanıklı değildir ki, çok ağlar, baba öp de geçsin derdi.
"Neredeler?"
"Bilmem Victoria sen biliyor musun hayatım?"
Victoria sesli bir kahkaha attı.
"Uzatma Hector sabrımı taşırıyorsun."
"Neden onu bu kadar umursuyorsun ki? Onu terk eden sendin."
Louis duyduğu cümleyle yerinde kaldı. Onu terk etmedim onu kurtardım.
"Susuyorsun çünkü gerçek olan bu. Gerçekler demişken Harry onun babası olmadığına epey kırılmış hâlâ sana baba diyor. Onu terk eden babasına."
Louis daha fazla dayanamayıp arkasındaki adamları yere devirip Hector'un üstüne atladı. Victoria elini kaldırıp büyük bir güçle onu karşı duvara fırlattı. O sırada içeriye Liam ve Zayn daldı. Liam kurt formuyla anında Victoria'nın üstüne atıldı. Zayn ise Hector'un... Bir zamanlar sevgilisi olduğu Hector'un. Liam Victoria'yı baya hırpalamıştı. Zayn ise Hector'a ancak ufak tefek hasarlar verebilmişti güçlü bir vampirdi onu yenmesi kolay değildi. O sırada Hector'un diğer adamları gelip Liam'a uyuşturucu iğne sapladılar. Liam acıyla uluyup anında kendinden geçti. Zayn Liam'a ulaşmaya çalıştı ancak Hector'un adamları Louis'i ve kendisini kollarından tutup yere çöktürdüler. Louis zaten sabahtan beri iyi olmadığı için Victoria'nın darbesiyle anında gücünden kesilmişti. Zayn'in ise dudağı ve kaşı kanıyordu, yüzünde ise çizikler vardı.
"Misafirperverliğime karşı bu hareketleriniz çok kaba kırıldım açıkçası oysa biz çok eskilerden beri dostuz. Konuşarak aramızdaki sorunları halledebilirdik. Atın zindana. Biraz akılları yerine gelsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INFINITY
FanfictionÜç vampir ve bir kurtun yaşadığı eve bebek gelirse ne olur? Üstelik bu bebek insansa...