Niall karşıdan sinsice sırıtarak gelen kadını fark ettiğinde anında Harry'nin önüne geçti. Victoria tam karşılarında durmuş kırmızı gözlerle onlara bakıyordu.
"Sevgili Niall. Yıllar seni çok yıpratmış. Tabi baba olmak kolay değil. Bu küçük insancıkla uğraşmak zordur."
Kadın yine o iğrenç kahkahalarından birini attı. Niall kulak tırmalayıcı sesle yüzünü buruşturdu.
"Oh Niall yüzünü buruşturdukça kırışıklıkların daha çok belli oluyor. Ama biraz bakım ve spa sana iyi gelecektir."
"Kimsin!?"
"Ama hep aynı soru çok sıkıcısınız."
"Şu sesini biraz kıs ve konuş."
"Peki bana hava hoş oyalanmaya niyetim yok. Küçük Harry ve seni biraz malikhanemizde ağırlayalım dedik. Ahh bu arada küçük Harry artık o kadar da küçük değil. Merhaba insancık."
Harry bu kadından iğrenmişti bu kadar gülünecek ne vardı sanki!?
"Her zamanki insanlar işte korkaklar. Bu kadar sohbet yeter size fazla bile kibar davrandım. Zack indir!"
Niall daha ne olduğunu anlayamadan arkadaki adam onu bayıltmıştı.
"BABA!"
"Baban biraz uyusun ufaklık sen bizimle geliyorsun."
"Bırak beni hiç bir yere gelmiyorum!"
Victoria gözleriyle Harry'i kontrol altına aldı.
"İşte böyle aferin."
Harry donuklaşmış ifadesiyle sadece onların dediklerini yapıyordu. Siyah bir arabaya bindirilip oradan uzaklaştılar.
Malikhaneye geldiklerinde Victoria önden Zack ve Harry de arkasından geliyordu. Büyük kapıyı aralayıp içeri girdi.
"Sevgili Hector. Küçük misafirini getirdim."
Hector Victoria'ya parlayan gözlerle bakıp dudağından öptü.
"Victoria harikasın bebeğim."
Hector tahtına Victoria da yanına oturduğunda Zack Harry'i getirmişti. Hector baştan aşağı Harry'i süzmüştü.
"Küçük Harry ne kadar da büyümüş."
"Niall'ı ne yapalım?"
"Niall mı?"
"Yanında o vardı. Biz de bayılttık ve getirdik."
"Güzel. O şimdilik kalsın benim değerli hazinem şu an tam karşımda. Neden konuşmuyor?"
"Rahat durması için hipnoz ettim."
"Ama bize eğlence lazım sevgili Victoria."
Victoria Harry'i etkisi altından çıkardı. Harry bir an dizleri üstüne düştü. Kendine ne olduğunu anlamamıştı. Şimdi ise getirildiği yeri inceliyordu. Sonunda gözleri Hector ile kesişti.
"Günaydın Harry."
Harry tahtında oturan ve gözleri kanın en koyu rengi olan bu adamdan ürkmüştü.
"Korkmana gerek yok bebeğim burada sana iyi bakacağız."
Dediğiyle Victoria kahkaha atmıştı.
"Sesin kulaklarımı acıtıyor."
Victoria dediğiyle kahkahasını kesmiş sinirle Harry'e bakıyordu. Harry bunu neden söylemişti bilmiyordu. Ama gerçekten rahatsız ediciydi.
"Birazdan senin sesini de duyacağız merak etme."
Harry dediğine pişman olmuştu belki de bu vampirler onun kanını emip kafasını boynundan söküp köpeklere yem edecekti.
"Babam nerde ona ne yaptınız!"
"Hangi baban seni bırakıp giden mi? Ahh bebeğim ona biz bir şey yapmadık o seni kendisi bıraktı."
Harry korkudan değil bu gerçek yüzünden gözlerinden yaş düşmüştü. Gözlerini kaçırıp eliyle gözyaşını sildi.
"Niall babamdan bahsetmiştim."
"Üzgünüm Harry ama Niall da Louis de senin baban değil."
"HAYIR ONLAR BENİM-
Söyleyememişti. Onu bırakan biri babası olamazdı onun gitmesini isteyen biri de babası olamazdı.
"Sen de biliyorsun onlar senin babaların değil. Hiç bir zaman da olmadılar."
Hiç bir zaman da olmadılar...
"Ne zamandır babalar çocuklarına aşık oldular ki?"
Babalar çocuklarını bırakmazdı. Niall da babası değildi ama onu bırakmamıştı.
Louis neden onu bırakmıştı?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INFINITY
FanfictionÜç vampir ve bir kurtun yaşadığı eve bebek gelirse ne olur? Üstelik bu bebek insansa...