Louis hışımla kendini dışarı attı.
"Babanım bile diyemiyorum artık!"
Ormana doğru hızlıca koştu. Ağaçların silüetini bulanık görecek kadar hızlıydı. Bir ceylan gördüğünde ağacın arkasına saklandı. Gecenin karanlığında parlayan kırmızı gözleriyle ağacın arkasından ceylanı gözetliyordu. Doğru anda dişlerini boynuna saplayacaktı. Bundan nefret ediyordu ama içindeki canavar şu an bunu istiyordu. Ürkek ceylan karanlık ormanda yolunu kaybetmişti ve birazdan Louis onu avı yapacaktı. Önce arkasından gelen çıtırtı seslerine kulaklarını dikti daha sonra kafasını onu avlamak için bekleyen Louis'e çevirdi. Kırmızı gözlerle göz göze geldiğinde kaçmak için vakti bile olmamıştı. Louis üstüne atılarak sivri dişlerini boynuna geçirdi. Avının tadını güzelce çıkardı. Uzun süre olmuştu hayvan avlamayalı. İçindeki canavar keyifliydi. Susuzluğu ve öfkesi dindiğinde kırmızı gözleri yerini mavi gözlere bıraktı. Dişleri eski hâlini aldı. Önce kanlanmış ellerine baktı daha sonra ellerini kopartmak istercesine üstüne sürdü. Ağzında hâlâ kan tadı vardı elinin tersiyle de ağzını sildi. Avına bakamadan en yüksek ağaca tırmandı ve en tepeye oturdu. Bu gece kanlı ay tutulması vardı. Vampirler bu dönemde kendilerini kontrol etmekte zorlanırdı. Zaten günlerdir gergin olan Louis bunun da etkisiyle kendisini tutamamıştı. İçindeki canavardan nefret ediyordu. Kontrol edilemez, her şeye zarar veren aptalın tekiydi işte. Keşke Niall ona acımayıp izin verseydi ölmesine. Ama bilmediği bir şey vardı evren buna izin vermezdi. Louis yaşamalıydı ki Harry yaşasın.
****
Louis üstü başı kan içinde eve geldi. Herkes yatmıştı. Hemen odasına çıkıp duşa girdi. Her yerini güzelce köpükledi. Kan kokmaktan nefret ediyordu. Havlusunu giyip odasına adımladı.
Zayn'le konuştuktan sonra Harry uyuyamamıştı. Onun dediklerini düşünüyordu. Kapı sesiyle ayaklandı. Louis'in odasına girdiğini gördü. Üstü başı kan içindeydi her avlandığında böyle olurdu. Odasına gidip kapıyı tıklattı.
"Louis uyudun mu?"
"Hayır."
"Gelebilir miyim?"
Louis sesini çıkarmadı. Gelmesini, onu böyle görmesini istemiyordu. Harry ise onu dinlemeyip içeri girdi. Louis altında eşofman üstsüz bir şekilde yatakta oturuyordu. Yavaşca yanına geldi. Karanlık olmasına rağmen ayın süslediği kızıllıkla yaralarını görebiliyordu. Eliyle karnına dokundu. Louis'in nefesi düzensizleşmişti.
"Dokunma."
Elini tuttu ama bırakmadı.
"Acıyor mu?"
"Ben vampirim Harry."
"Bu acımayacağı anlamına gelmez."
"Haklısın canım çok yanıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum."
"Bekle burda ecza dolabından malzemeleri getireyim."
Louis tuttuğu eli kalbine götürdü.
"Onlar kendisi iyileşir ama burası iyileşmiyor."
Louis'in gözleri kırmızılaşmaya başladı.
"Ben iyileştiririm sadece izin ver."
"İzin verirsem senin de canın acır."
"Şu an acımadığını mı sanıyorsun?"
"Ya daha çok acıtırsam canını."
Harry de onun elini tutup kendi kalbine götürdü.
"Unuttun mu sen demiştin bana hep burdayım diye. Burda olduğun sürece hiçbir zaman canım acımadı, acımaz."
"Ama benim bir kalbim yok seni nereye koyacağım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INFINITY
FanfictionÜç vampir ve bir kurtun yaşadığı eve bebek gelirse ne olur? Üstelik bu bebek insansa...