Duygular

222 22 25
                                    

Niall  her sabah olduğu gibi Harry'nin açılan üstünü örtüp başına öpücük kondurduktan sonra işe gitti. Harry gülümseyip gözlerini ovuşturdu. Niall babasının her sabah bunu yapması onu çok mutlu ediyordu. Onlara sahip olduğu için çok şanslıydı. Üstünden yorganı atıp tavşanlı ev panduflarını giydikten sonra aşağı indi. Bugün kahvaltıyı o hazırlayacaktı! Kahvaltılıkları tek tek çıkarıp masaya dizdi sonra pankek pişirmek için malzemeleri hazırladı. Aşağıdan gelen seslerle Louis homurdandı. Harry mutfaktayken asla sessiz olamıyordu. Saçlarını karıştırıp aşağı inmeden önce Harry'nin odasına baktı. Boş yatakla kaşlarını çattı. Ama hâlâ evdeydi. Güzel kokusunu takip ederek mutfağa indi.

"Harry?"

Louis'in sesini duymasıyla heyecanla arkasına döndü Harry. Paniklediği için elindeki pankek düşerken Louis hızlıca yakaladı.

"Vampir refleksleri." Kıkırdadı.

"Küçükken de beni görünce panikleyip elindekini düşürürdün."

Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini düşündü Louis. Her şeyin ne kadar değiştiğini...

"Sadece elimdeki değil bazen kendim de düşerdim."

Bu sefer Louis kahkaha attı.

"Seni de tutardım."

Harry hüzünlendi.

"O zaman tutmadın."

Onu bıraktığı zamandan bahsediyordu. Louis anlayıp sıkıntıyla iç çekti.

"Yapmam gerekiyordu."

Harry başını salladı.

"Biliyorum. Beni düşünüyordun. Hep beni düşündün."

"Öyle. Sen benim bebeğimsin."

Harry'nin her zaman olduğu gibi kalp atışları hızlandı. Ama bu sefer sadece onun da değildi. Bu kelimeyi söylemek Louis'i de heyecanlandırmıştı. Çünkü altında yatan anlam farklıydı.

"Kalbin yine hızlı atıyor."

"Senin yüzünden."

"Benim yüzünden?"

"Louis anladığını biliyorum."

Louis elbette Harry'nin ona karşı değişen tavırlarından anlamıştı. Başta bunu baba sevgisi olarak düşündüyse de Nancy'nin dedikleriyle farkı anlamıştı. Bakışları farklıydı. Ondan daha fazla utanıyordu. Harry ondan utanmazdı ki.

"Bugün erkencisin bakıyorum."

Lafı değiştirmesiyle Harry ofladı ve krepleri pişirmeye devam etti. Harry'nin öfkelendiğini biliyordu.

"Babamdan sonra uyuyamadım."

Louis de Harry'e yardım ederek kahvaltıyı hazırlamıştı. Liam ve Zayn'i kaldırmak için yukarı çıktı Harry. Kapıya yaklaştığında içerden gelen öpüşme seslerini duydu, sırıttı. Kapıyı tıklattı.

"Hey çifte kumrular birbirinizi yemeyi bitirdiyseniz sizi kahvaltıya bekliyoruz."

Sonra koşarak aşağı indi. Harry'nin sesini duymalarıyla birbirinden ayrıldılar. Liam sinirlenmişti Zayn ise gülüyordu.

"Bittin sen bücür!"

Liam önde Zayn arkada aşağı indiler.

"İşte burdasın demek çifte kumrular he!"

Harry Liam'ı görmesiyle çığlık atarak Louis'in arkasına saklandı.

"Louis beni koru."

Louis hemen bebeğini kollarıyla korudu.

"Louis çekil ben kurdum!"

"Ben de vampirim."

Harry ve Zayn kahkaha attılar.

"Orda dur kurtçuk bebeğime zarar veremezsin."

"Bebeğine biraz terbiye öğretmelisin Tomlinson."

Harry kızardı.

"Benim bebeğim gayet terbiyeli."

"Evet o yüzden kapımızı dinliyor bücür!"

"Hayır dinlemedim!"

"Zayn hayatım Harry'nin bize ne dediğini söyler misin?"

"Hadi ama Liam rahat bırak çocuğu."

"Zayn sevgilini mi koruyacaksın bu yerden bitmeyi mi?"

"Yerden bitme mi? Ben kocamanım!"

Louis ofladı.

"Birinizin boynuna saldırmamı istemiyorsanız şunu kesin, çok açım."

Harry parlayan gözlerle ona bakıp boynunu gösterdi.

"Benimkini alabilirsin."

Önce derin bir sessizlik oldu sonra Liam yere yatıp gülmeye başladı. Zayn şaşkın bir şekilde Harry'e bakıyordu. Louis ise donup kalmıştı. Harry gözünün önünde elini salladı.

"Hey Louisss. Şaka. Gerçekten şaka."

Onu sallamaya başladı.

"Hadi amaaa ciddi değildim."

Liam ayağa kalkıp Zayn'e baktı.

"Bak ciddi değildim diyor bir de hahahaha."

Harry şu an çok utanıyordu. Sadece şaka yapmak istemişti. Ama bir gün gerçek olmasını isteyebilirdi. Louis kendine geldi.

"A-açlık başınıza vurmuş hepinizin oturun çabuk çıt çıkmayacak."

Harry hızlıca başını sallayıp yanına oturdu.

Harry'nin Louis'le kan içmek için yaptığı kavga dışında herkes yemeğini bitirmişti. Zayn ve Liam beraber dışarı çıktılar. Harry ve Louis yine baş başa kalmıştı.

"Burayı ben toparlarım sen ders çalış."

Harry olaylardan ötürü okula düzgün bir şekilde devam edememişti. Ama Niall ona iyi bir öğretmen tutup eksiklerini kapatmasına yardımcı olmuştu bazen kendisi de ona yardım ediyordu. Şimdi ise üniversiteye hazırlanıyordu. Harry odasına çıkıp masasına oturdu. Mantar panosundaki Louis'le olan fotoğrafına bakıp gülümsedi.

"Seni çok seviyorum bazen kalbime bu yük ağır geliyor. Saçmaladığımı düşünüyorum. Ama babam olmadığını öğrendiğim gün bir parçam çok sevindi. Üzülmem gerekirdi belki de ama sevindim. Kötü hissediyorum, duygularıma hâkim olamıyorum. Her geçen gün sana çekiliyorum. Mavi gözlerin bana bakarken parlıyor, görüyorum ama bu parıltı beni çocuğun olarak gördüğün için biliyorum. Kendimi iğrenç hissediyorum bunu nasıl engelleyeceğim? Küçükken sen bana derdin hiçbir duygudan korkma onlar seni sen yapan şeyler, cesur ol ama bu sefer korkuyorum Louis seni kaybetmekten korkuyorum. Hep sen korkardın ama artık ben de korkuyorum ya yine beni bırakıp gidersen... Resmen aşağıda saçmaladım sanırım aşık olmak beni aptallaştırdı...


































INFINITYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin