INFINITY

Sana İhtiyacım Var

Harry ertesi gün uyandığında kendini daha iyi hissediyordu. Sağ bacağını yorganın üstüne atmış uykulu gözlerle odayı izliyordu. Ayak seslerini duyduğunda hemen gözlerini kapattı.

"Uyandığını biliyorum küçük yaramaz."

Harry gözleri kapalı gülümsedi.

"Hayır uyuyorum."

Louis başını sallayıp güldü.

"Hem nerden anladın ki uyumadığımı?"

"Kalp atışlarını duyabiliyorum."

Harry pes edip Louis'in en sevdiği yeşilleri ona gösterdi.

"Acıktım ve duş almam lazım."

"Önce yemeğini ye banyoda başın dönebilir."

Harry onaylayıp ayağa kalktı. Yüzünü yıkayıp Louis'le birlikte aşağı indi. Onu gören herkes 'Günaydın' dedi. Niall elini önlüğüne silip yanına gitti.

"Nasılsın bebeğim?"

"İyiyim baba şeyy Niall ya da Niall abi mi demeliyim?"

Liam kahkaha attı.

"Babacık diyebilirsin ohh ya da onu Louis'e-

Louis'in bakışlarını görünce sustu.

"Gevezeliği kes Liam. Harry sen de oyalanma hadi."

Harry Louis'e bozulup masaya oturdu yanına da gelmesini istemediği için Niall'ı oturttu. Herkes sessizce yemeğini yerken Zayn Harry'i inceliyordu. Nancy'nin dediklerini düşünüyordu. İkisi de farklı şeyler görmüştü. Harry gerçekten de dönüşebilir miydi? Tarihte daha önce böylesi yaşanmamıştı. Onun yerinde başkası olsaydı ölebilirdi ancak o kadar kan kaybetmesine rağmen Harry çabuk toparlamıştı. Harry Zayn'in bakışlarını yakaladı. Zayn ve Liam'a çok yakın değildi hâlâ onlardan çekiniyordu. Zayn bu sessizliği bozmak istedi.

"Harry gerçekten iyi misin?"

Louis bu sorunun altındaki imayı dün Nancy'nin anlattıklarına bağlıyordu.

"Neden bana hasta muamelesi yapıyorsunuz?"

"Dün litrelerce kanı ben kaybettim sanki."

Liam'ın dediğiyle Louis masanın altından ayağına vurdu. Olayı sürekli hatırlatmasına gerek yoktu. Niall konuyu değiştirmeye karar verdi.

"Harry sana hazırladığım bol vitaminli kahvaltıyı beğendin mi?"

Harry başını salladı.

"Evet, teşekkür ederim N-"

"Bana istediğin gibi seslenebilirsin Harry. Ama ben seni hâlâ küçük bebeğim olarak görüyorum bunu bilmeni isterim."

Harry kocaman gülümseyerek gamzelerini ortaya çıkardı. Ayağa kalkıp Niall'a sarıldı.

"Seni seviyorum baba."

Niall'ın gözleri dolmuştu. Harry'nin başını okşadı.

"Ben de seni seviyorum bebeğim."

Liam ayağa kalktı.

"Ee yeter bu kadar duygusallık kaç gündür içimi şişirdiniz ben ormana kaçıyorum."

Zayn de ayağa kalktı.

"Yarışa var mısın kurtçuk?"

Liam bunu beklercesine sırıttı.

"Her zaman bebeğim."

İkisi evden çıktıktan sonra Niall evi toparlayıp alışveriş için evden çıktı. İşten birkaç gün için izin almıştı. Harry ve Louis yalnız kaldığında Louis kendini huzursuz hissetti. Harry de onun huzursuzluğunu fark etmişti. Küçükken yaptığı gibi babası mutsuz olduğunda ona sarılmak istedi. Ama bunu yapmaya korktu. Louis onun gözlerinde gördüğü çekingenliğe dayanamıyordu. Hep birbirlerine yapışık gezen ikili şimdi iki yabancı gibiydi.