❝ Stephen Vincent Strange, ellerini düzeltme umuduyla Kamar-Taj isimli tapınağı ararken kendini bir tamirci dükkanında Anthony Edward Stark ile başbaşa bulur. ❞
➥ #1 in ironstrange
stephen strange & tony stark au
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bölüm on dört |"senden gerçekten çok fazla hoşlanıyorum"
✘
önceki bölümü atlamadığınızdan emin olun!
✘
Tony uyandığında çok daha iyi hissediyordu ama en uyanmaması gerektiği zamanda uyandığı kesindi.
Çatı katı odasındaki yuvarlak camdan dolunayı görebiliyordu. Genelde ay bu şekilde camı ortaladığında gece yarısı olurdu ki yatağında doğrulup komodinindeki dijital saate baktığında da onaylanmıştı görüşü.
Uykusu her zaman çabuk açılırdı. Kahveye veya yüzünü yıkamaya bile ihtiyacı olmazdı ki bunun sebebi uyumaya olan nefretiydi büyük ihtimalle. Uyanalı daha birkaç dakika olmasına rağmen tüm farkındalığını kazanmıştı. İlk iş olarak gözlerine batmaya başlayan lenslerini çıkarıp komodinin çekmecesindeki kutusuna yerleştirmiş ve yine çekmeden aldığı kırçıllı kahverengi kemik çerçeveli gözlüğünü takıvermişti. İkinci olarak ise yataktan kalkmış, yatağını toplamakla uğraşmadan merdivenleri ikişer ikişer atlayarak inmişti.
Yapması gereken sıradaki şey Stephen'ın gidip gitmediğini öğrenmekti.
Neyseki bu da halledilmesi uzun sürecek bir madde değildi zira aşağı iner inmez, L koltuğunun uzun kısmına yatan adamla karşılaşmıştı. Uzun tarafta olmasına rağmen ayakları dışarı taşıyordu. ( Tony hiçbir zaman böyle bir sorun yaşamamıştı. ) Yastık olarak koltuk minderlerini değil kendi kolunu tercih etmiş, birini başının altına sıkıştırmıştı. Diğer kolu ise kanepenin kenarından aşağı sallanıyordu.
Uyumak için komik bir pozisyondu ama gülmemeyi başardı. Kendisini rahat hissettirmek için yaptığı onca şeyden sonra adamı uyandırmak istemezdi, ki zaten huzurlu bir uyku çekiyor gibi görünmüyordu. Kaşlarını ortada derin bir çukur oluşturacak şekilde çatmış, alnını kırıştırmıştı. Belki de bir kabusun tam ortasındaydı. Dudakları kolunun yanağına doğru yaptığı baskıyla büzülmüştü, Tony o dudakları öpmek istedi.
Sürekli Stephen'ı öpmek istediğine inanamıyordu ama biraz da inanabiliyordu. Dünyanın en ilginç uyku pozisyonunda bile o kadar yakışıklı görünüyordu ki inanılmazdı.
Stephen'ı rahatsız etmemek için öpücüklerle ilgili düşünceleri kovalayıp yavaşça mutfağa geçti. Stephen'ın porselen bir demlikte kaynattığı çay, ki Tony böyle bir demliği olduğunu bile bilmiyodu, ve üstü kapalı çorba tenceresi ocağın üzerinde duruyordu. Tony'nin içmeyi unutmaması için açıkta bırakılmış olabilirlerdi ama belki de taşıyamamıştı sadece. Zaten hali hazırda ellerine çok fazla yüklenmişti, çorba taşıyabilmesi bile yeterliydi.
Bitki çaylarından da diğer tüm çaylar gibi nefret etse de ocağın altını yakıp tekrar kaynattığı çaydan kendine büyük bir kupa doldurdu. Stephen acı çekmesine rağmen bir şeyler hazırladıysa en azından çektiği acının işe yaramasını sağlayabilmeliydi.
