bölüm on altı | sarı saçlı oduncu ile tuhaf erkek kardeşi
✘
Her ne kadar Stephen dükkanı açmaları gerektiği konusunda da en az Tony'nin yatakta kalması gerektiği konusunda olduğu kadar ısrarcı olsa da ertesi sabah binbir farklı ısrarın ardından Tony, Stephen'ı dükkanı açmaktan başka bir sebeple dışarı sürüklemeyi başarabilmişti.
İkinci randevuları için aklındaki şey kesinlikle çam ağacı almak için kasabanın dışlarında yaşayan Thor'u ziyaret etmek değildi ama sarışın adam yarı zamanlı odunculuk yaptığı ve evi ormana fazlasıyla yakın olduğu için kesinlikle makul bir seçenekti. Üstelik Thor'un bir kamyonu olduğundan - ağacı taşımakta yardımcı olurdu - neredeyse de emin sayılırdı zira bir keresinde ona kamyon tekerleği sattığını hatırlayabiliyor gibiydi.
Dükkanda neden kamyon tekerleği bulundurduğunu ise hatırlayamıyordu.
Thor'un evine giden patikaya ulaşabilmek ve kasaba merkezini geçebilmek için bisikleti kullanmışlardı bir kez daha ve bunda gittikçe iyileşiyorlardı. Tony hayatının kalanını bisiklete binerek geçirmek istemese de en azından tekerli bir araca sahip oldukları için mutluydu. İlişkileri ilerledikçe belki de Stephen'ın arabalarla sorununu çözmesine yardımcı olmaya çalışabilirdi, belki birkaç spor araba genç doktoru cezbederdi ama o an için aralarında konuşulması gereken neredeyse en son şey arabalardı.
Konuşulması gereken ilk şey ise Tony'nin Stephen'ın elini tutmayı delicesine istiyor olmasıydı.
Bisikleti rastgele bir yere kilitleyip etrafı çam ağaçlarıyla dolu patikada yürürken Stephen'ın üniversite hayatına ait bir şeyler üzerinde sohbet ettiklerinin bilincinde olmasına rağmen zihni, sadece yanı başında yürüyen bedene odaklıydı. Kolu Stephen'ın koluna sürtünüyor, arada sırada ellerinin sırtı temas ediyordu. Birkaç kere teması gerekenden biraz daha fazla uzatıp göz ucuyla Stephen'ın ifadesindeki değişimi takip etti. En ufak bir acı belirtisi bile değil o an, Stephen Strange ismini hatırladığı tüm ömrü boyunca el ele tutuşma fikrini zihninden silmesine sebep olabilirdi ama şansına elleri bu gün iyi günlerinde gibi görünüyorlardı.
Sırf el ele tutuşmak için bir sebebi olsun diye serçe parmağını sanki yanlışlıkla olmuşçasına bir tavırla Stephen'ınkine dolamaya çalışırken kendinden utanıyordu. Birisi ile el ele tutuşmayı istemesinin utanç verici olmasının yanı sıra bundan çekinmek her şeyi daha da kötüleştiriyordu. Hayatı boyunca hiçbir şeyden çekinmemiş, istediği her şeyi sınırsız bir özgüvenle yapmıştı ama konu Stephen olunca bir kez daha tüm ayarları şaşıyordu.
"Tony," dedi başarısız bir kanca denemesinin ardından Stephen. Tony aniden kendisine odaklanılmasını beklemediği için irkilmişti. "Söylemek istediğin bir şey mi var?"
"Hayır, ne olacak ki?" Tony çabucak cevapladı ki üzerinde hiç düşünmemesi bile cevabın evet olduğunun kanıtıydı. Ne ara bu kadar aptallaşmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
clockwork & mechanic ☰ ironstrange, au
Fanfic❝ Stephen Vincent Strange, ellerini düzeltme umuduyla Kamar-Taj isimli tapınağı ararken kendini bir tamirci dükkanında Anthony Edward Stark ile başbaşa bulur. ❞ ➥ #1 in ironstrange stephen strange & tony stark au ...