❝ Stephen Vincent Strange, ellerini düzeltme umuduyla Kamar-Taj isimli tapınağı ararken kendini bir tamirci dükkanında Anthony Edward Stark ile başbaşa bulur. ❞
➥ #1 in ironstrange
stephen strange & tony stark au
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bölüm yirmi beş | hayır, hayır ve on hayır daha
✘
Tony, sağlam krikolarla kaldırdığı arabanın altına dudaklarının arasında sıkıştırdığı küçük bir el feneri ile ustalıkla kayalı birkaç dakika olmuştu. Uzun süredir tamirci dükkanında Tony ile çalışıyor olmasına rağmen Stephen'ın bile tıpkı yanındaki ikili gibi erkek arkadaşının aşağıda ne yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu ve gerilmemek elinde değildi. Arabalara olan korkusunun geri dönülemeyecek bir seviyeye ulaştığını düşünmeye başlamıştı, Tony'nin birinin altında olmasından bile rahatsızdı zira.
Neyseki kırmızı Converse'ler arabanın ucundan dışarı taşıyor, ara sıra bacakları hareket ediyordu ki yüzünü göremese de en azından erkek arkadaşının güvende olduğunu bilerek rahatlamaya çalışabiliyordu.
Lastikleri değiştirme hızlı ve pürüzsüz bir işlemdi ama Tony her zamanki gibi Tony'lik yapmış, arkadaşının siyah Cadillac'ını biraz incelemeden bırakmak istememişti. Rhodey'in arabanın engebeli yollarda kullanışlı olmadığı çünkü çok sallandığı yönündeki şikayetleri de yangına körükle gitmekten başka işe yaramamış, Tony'ye amortisörleri kontrol etmek için arabanın altına girmekten başka bir çare bırakmamıştı.
"Tony'nin bunu yapabiliyor olması size de çok tuhaf gelmiyor mu hala?" dedi Carol, dayandığı raflardan arabanın başında dikilen ikiliye doğru seslenerek. "Tamirciliği işte. Ellerini pisliğe bulaştırmaktan nefret edecek biri olması gerekiyordu."
"Burda olsa sana motor yağı temizdir derdi." dedi Rhodey sırıtarak. Üniversite yılları boyunca her saniyesini kız arkadaşı gibi düşünerek geçirmişti ama o kadar alışmıştı ki artık, Tony'nin bir mekanik dehası olması tamamen normal görünüyordu gözüne.
Kendini bu küçük mekanik dükkanında Tony ile baş başa bulduğu ilk günü hatırladı Stephen. İkilinin neden bahsettiğini çok iyi anlıyordu zira magazin sayfalarının vazgeçilmezi bir milyoneri saat, araba, hoparlör veya telefon tamir ederken gördüğünde kendisi de birebir öyle düşünmüştü. Tony'nin total malvarlığının ve ününün anca binde birine sahip olmasına rağmen Stephen önceki hayatında böyle kirli işlere girmeyi düşünemezdi asla. Belli bir yerden sonra hastalarını bile sadece kendi ününe yardımcı olacak kişilerden seçmeye başlamıştı. Basit vakaları veya kurtulma şansı düşük olanları reddeder, arkadasında umutları yıkılan insanlar bırakıp bırakmadığını zerre umursamazdı. Tony ise sadece sakin, sessiz bir yaşam isteyerek yapıyordu işini ve dükkanına gelen herhangi bir şeyi geri çevirdiği olmadığı gibi her fırsatta birilerine yardım etmeye çalışan devasa bir kalbi vardı. Karma işe koyulmuştu anlaşılan bir kez daha zira tanışmalarından önce Stephen'ın hayatı tepetaklak olduğu halde Tony istediği huzura bir parça olsun kavuşmuş gibi görünüyordu.
Tanrı şahit, hak ediyordu da bunu.
Arabanın yan tarafından motor yağıyla kaplı parmaklar uzandı ve el yordamıyla yere saçılmış alet çantasından bir şeyler seçip içeri çekerken "Sizi duyabildiğimi biliyorsunuz değil mi?" diye seslendi parmakların sahibi.