bölüm on beş | kimya deneyi ya da bir tabak lazanya
✘
Tony Stark'ın zamanın nasıl geçtiğini fark etmeme gibi bir huyu vardı.
Nitekim kapı çalınana kadar ne güneşin battığını ne de Stephen'ın saatlerdir olmadığını fark etmişti. Bu vücudunun geliştirdiği olumlu adaptasyonlardan biriydi zira Stephen'ın saatlerdir olmadığını fark etseydi beynindeki o kısım tekrardan konuşmaya başlar, Stephen'ın kendisinden hoşlandığını itiraf etmesine rağmen bıktığına ve kaçmaya çalıştığına ikna etmek için her şeyi yapardı. Şu anki hisleri ise sadece Stephen'ın olmadığına dair bir farkındalıktan ibaretti.
Kapı çaldığında aniden gelen saatlerin özlemiyle tökezledi. Stephen'ı yokluğunda ne kadar özlediğine her seferinde şaşırıyordu ama şikayetçi değildi. Neyseki düşmeden kapıya ulaşmayı başarmış, kapının ardındakinin kim olduğunu bile kontrol etmeden açıvermişti.
Tahmin ettiği gibi Stephen tam karşısındaydı. Ellerinde iki, fazla doldurulmadığı belli olan poşet taşımaya çalışıyordu. Üstünü değiştirmiş, daha rahat, gözleriyle birebir aynı mavi bir sweatshirt, gri bir eşofman altı ve soğuk yüzünden mecburen siyah şişme mont giymişti.
Tony'nin üstünde de ekoseli, kırmızı pijama altı ile eski bir Metallica tişörtü olduğu düşünülürse ikisinin de bulabildikleri en rahat şeyleri giymeleri açısından uyumlulardı, Tony'nin kalbi sıcacık oldu.
Sıcaklığın sebebi Stephen'ın gündelik kıyafetleri içinde göz alıcı görünmesi de olabilirdi elbette.
Stephen, kafasında yapacaklarıyla ilgili uzun bir liste olmasına rağmen Tony'yi görünce her birini unutmuş, adamın kısa kollu tişörtüne kaşlarını çatarak bakmıştı. ''Soğuk almamış mıydın sen?''
''Evim sıcacık.'' Masum bir gülümsemeyle suçunu örtbas etmeye çalışırken Stephen'ın geçebilmesi için kenara kaydı. ''Bana inanmıyorsan içeri gir de kendin bak.''
''Doktorun emirleri hakkında ne demiştik?'' Stephen başını iki yana sabır dilercesine salladı ve spor ayakkabılarını çıkarıp eve girdi. Buraya şimdiden bu kadar alıştığına inanamıyordu.
''Doktorum sadece dinlenmem konusunda emir vermişti.'' Tony itiraz etti.
''Doktorun yapman gereken her şeyi tek tek söylemesi gerektiğini bilmiyordu.''
''Eh, üzgünüm ama talimatları düzgün vermesi gerekiyordu.'' Omuz silkti ve Stephen'ın elindeki poşetlere odaklandı. ''Bana ne getirdin?''
''Kendin bak.'' Stephen parmak boğumlarını yakıyormuş gibi hissettiren poşetleri Tony'ye uzattı. Neyseki Tony almakta hızlı davranmış, Stephen'ı acıdan kurtarmıştı.
Poşetlerin içine hızlı bir bakış attı. Tahmin ettiği gibi fazla doldurulmadıkları için karıştırmadan tüm malzemeyi görebiliyordu. ''Daha fazla çay, aman ne harika. Başka ne varmış? Limon ve... Bal?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
clockwork & mechanic ☰ ironstrange, au
Hayran Kurgu❝ Stephen Vincent Strange, ellerini düzeltme umuduyla Kamar-Taj isimli tapınağı ararken kendini bir tamirci dükkanında Anthony Edward Stark ile başbaşa bulur. ❞ ➥ #1 in ironstrange stephen strange & tony stark au ...