bölüm otuz dört | kan, ter ve gözyaşı
✘
Evin huzurdan başka her şeyi çağrıştıran sessizliğini hiç özlememişti bu yüzden ne üstünü değiştirmekle ne de bir şeyler atıştırmakla uğraşmaya karar verdi.
Bir an önce Tony'yi görmesi, aralarını düzeltmesi ve genç adamı çektiği bitmek bilmeyen çileden kurtarması gerekiyordu.
Sonuna kadar umut doluydu ama evren Stephen'ın umutlu olmasından hoşlanmadığı için adımını binaya attığı an Jarvis tarafından karşılandı. Yapay zekanın sesinden bile paniği hissetmek mümkündü. "Doktor Strange hemen atölyeye inmeniz gerekiyor."
Stephen'ın midesi ağzına geldi. Ne olduğunu sormakla bile vakit kaybetmeden kendini merdivene doğru koşarken bulmuştu. "TONY!" diye bağırdı bir yandan cevap alamayacağını bilmesine rağmen. Atolyenin yalıtım sistemi sadece içerideki sesin duyulmasını engellemiyor, dışardaki sesin içeri girmemesini de sağlıyordu ve hiçbir masraftan kaçınılmadığı için bu konuda oldukça başarılıydı
Kapının önüne geldiğinde bir kez daha "TONY!" diye seslendi öncekinden çok daha panik dolu bir bağırışla. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki adrenalin olamazdı bunun sebebi, adrenalin bile bir insanı bu kadar korkutamazdı. Gözleri fıldır fıldır erkek arkadaşını arıyordu ama görünürlerde yoktu. Orada olması gerekiyordu, kaç gündür dışarı bile çıkmamıştı, neden görünmüyordu? Kapıya asılıp açmaya çalıştı ama giriş izni olmadığını belirten alarm yanıp sönmüş, ağır kapı yerinden bir minim bile kıpırdamamıştı.
Sonra ise gözden kaçırdığı o ufak detayı fark etti ve dünyası durdu.
Tony'nin ayak ucunun tezgahın kenarından görebiliyordu. Yerdeydi, hareket etmiyordu ve kapısı zorlandığı halde başını kaldırıp bakmadığına göre...
"Bir patlama oldu ve-" diye başladı Jarvis.
"Beni içeri al." Stephen bir kez daha kapıya asıldı. Kalbinin biraz önce sert attığını düşünmüştü ama şimdi o kadar farklı atıyordu ki neredeyse göğsünü parçalayıp çıkacakmış gibiydi. Korkudan nefes bile alamazken bir kez daha bağırdı. "JARVIS BENİ İÇERİ AL!"
"Ben... Ben yapamam. Erişimim yok."
"BENİ İÇERİ AL!" Var olmayan birine bağırıp bağırmaması umrunda değildi. Hayırı cevap olarak kabul etmezdi, edemezdi. Tony'ye bir an önce ulaşabilmek için her şeyi yapardı o an.
"Nabzı atıyor, Doktor. Yardım çağırdım, lütfen sakin olun."
"BENİ." Atölyenin cam kapısına omuz attı. "İÇERİ." Bir kez daha. "AL." Bir kez daha.
"Yapamıyorum! Sadece patron yapabilir." Ardından birkaç açıklama daha yapmış, ambülansın ve kapıyı açabilmek adına Bayan Potts ile Bay Rhodes'un yolda olduğundan bahsetmişti - onların giriş izni vardı çünkü - ama Stephen'ın kulakları uğuldadığından devamını duyamadı. Onun yerine kapıyı omuzladı, tekmeledi ve cam duvarda kan izi görene kadar yumruklarken Tony'nin adını haykırdı. Sesinin kısılmaya başlaması da umrunda değildi, omzunun kırılmışçasına acıması da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
clockwork & mechanic ☰ ironstrange, au
Hayran Kurgu❝ Stephen Vincent Strange, ellerini düzeltme umuduyla Kamar-Taj isimli tapınağı ararken kendini bir tamirci dükkanında Anthony Edward Stark ile başbaşa bulur. ❞ ➥ #1 in ironstrange stephen strange & tony stark au ...