Merhaba tatlıcıklar nasılsınız bakalım?? Bende iyiyim... Sınavlar filan yuvarlanıp gidiyoruz. Bölümü uzun yazmaya çalışıyorum. Umarım beğenirsiniz :)) Muckss :* :* :*
Erdem'den
Soğuk bir arazideydim. Buz gibiydi. O kadar kalın kıyafetin üzerimde olmasına rağmen üşüyordum. Yazın başları olmasına rağmen üşüyordum. Hava karanlıktı. Yerlerde solmuş, ölü çiçekler vardı. Karşıdan bir beyazlık belirdi. Kumral birisiydi. Yaklaştıkça kim olduğunu çıkarabiliyordum. Bu Nazlı'ydı. Beyazlar içinde elbisesiyle bana doğru koşuyordu. Fakat arkadan bir siyahlık belirdi. Anladım ki ondan kaçıyordu. Her tarafı siyahlarla kaplıydı yüzü bile. Kim olduğunu çıkaramıyordum. Nazlı'ya yetişip belinden tutup boynunu öpmeye başladı. Nazlı'nın yüzünden yaşlar geliyordu. Nazlı çığlık atmaya başladığında ona doğru koştuğumda bir yere çarptım. Bu kocaman bur camdı. Bunu asla aşamazdım. Bir duvar gidiydi. Çok sertti. Nazlı'yı nasıl kurtaracaktım peki? O orada öyle dururken ben böyle bekliyecekmiydim? Gözümden bir damla yaş geldi. Nazlı durmadan "Erdem... Kurtar beni" diyordu. Lanet olsun! Ben birşey yapamıyordum. Siyahlara bürünen adam kafasını kaldırıp bana baktı
"Senin ecelin, Nazlı'nın kocası olacağım Erdem" dedi. Bu kimdi? Bizi neden ayırmaya çalışıyordu?
"Haaaayırrrr" diye bağırdım. Uykudan uyanınca da aynı tepkiyi vermiştim. Ter içinde kalmıştım. Nazlı telaşla
"Sevgilim... Sevgilim ne oldu?"
"Bir rüya işte" dedim geçiştirerek. Ayağı kalkıp bardağa su doldurdum. İçmeye başladım. Rüyam aklımdan çıkmıyordu. O adam kimdi? Nazlı'dan ne istiyordu? Bizim neden hep başımız beladaydı. Nazlı'nın anneannesinin dediği gibi tehlikeler...
Nazlı'nın yanına gidip başını göğsüme koyup sıkıca kavradım onu. Saçını koklayıp, öptüm. Bu koku aynı cennet gibiydi. Çok güzel kokuyordu. Beni rahatlatıyordu. Ve şuan titriyordum. Üşüyordum. Rüyamda üşüdüğüm gibi.
"Senin hep yanında olacağım. Seni asla kimseye bırakmam."
"Erdem... Erdem... Yanıyorsun. Ateşin var. Hemen sen t-shirtini çıkar. Ben havluyla ılık şu getireyim ve hemen uzan şuraya." Deyip hemen banyoya gitti koşarak adeta.
Nazlı'dan
Erdem'in ne gördüğünü bilmiyordum. Uyanırken "Haaaayırrrr" diye bağırdı. Açıkçası ne gördüğünü merak etmiyor değildim. Ne gördü acaba terledi. Ona sarıldığımda anladım. Çok sıcaktı ve titriyordu. Yani ateşi vardı. Hemen telaş yapıp "Erdem... Erdem... Yanıyorsun. Ateşin var. Hemen sen t-shirtini çıkar. Ben havluyla ılık şu getireyim ve hemen uzan şuraya." Deyip hemen banyoya koştum. Çekmeceleri karıştırıp bir havlu buldum hemen elime aldım. Bir kabada ılık su doldurdum. Erdem'in yanına gittiğimde battaniyeye sarılı bir şekilde uzanıyordu. Hemen elimdekileri bir kenara koyup battaniyeyi çektim üstünden.
"N-nazlı ne yapıyorsun?"
"Ateşini düşürmek için uğraşıyorum." Çok fazla titriyordu. Ama ben buna kıyamam kii. Ama iyileşmek için şart.
"S-s-sevgilim ç-çok k-kötüsün. Ü-ü-üşüyorum b-ben y-y-ya"
"İyileşmen için hayatım."
Daha sonra kollarına ve boynuna da aynısını yaptım. Soğuktan dişlerini sıkıyordu. İtiraf etmeliyim ki bu hali bile hala çok tatlı görünüyordu. Saçlarını karıştırıp
"Bitti koca bebek"
"E-en sonunda" çok halsiz görünüyordu. Göz kapaklarını kapatmamak için savaş veriyordu sanki. Elini tutup
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Hikayesi #wattys2015
Teen FictionYeni bir güne uyanmıştım... Herşey çok güzel olsun istiyordum ama herşey berbattı. Çünkü annemle babam ayrılmıştı ve benim için o gün hayat bitmişti. Ben annemle kalacaktım. Artık yeni bir okul yeni bir hayata başlama vaktiydi.