♥BAH 27♥ Kötü Haber...

97 10 0
                                    

Gözlerimi araladığımda beyaz bir odadaydım. Gözlerimi etrafta dolandırdım. Kolumda bir serum vardı. Yanımda bir makineden sesler çıkıyordu. Bundan anladım ki hastane odasındaydım. En son ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Yavaş yavaş görüntüleri hatırlıyordum. En son Merve bana sarılmıştı. Ağlıyordu. Aklıma gelen şeyle donup kaldım. B-babama bir şey olmamıştı değil mi? Allah'ım lütfen hepsi bir rüya olsun... Kapı açıldığında kapıya çevirdim başımı. Beyaz önlüklü bir adam girdi. Bunun doktor olduğunu anlamıştım. Yanıma gülümseyerek gelip

- Güzel kızımız uyanmış. Bir kontrol yapalım.

Kontrol falan benim umurumda değildi. Babamı merak ediyordum. Ama ağzımı açacak gücüm yoktu. Çok halsiz hissediyordum. Doktor yanıma gelip bir kaç kontrol yaptıktan sonra

- Maşallah turp gibisin. Şimdi dışarıda seni merakla bekleyen gençleri çağıracağım. Sonra da taburcu işlemlerini başlatacağım.

Deyip odadan çıktı. Bir kaç dakika sonra sırasıyla Erdem, Merve, Kaan, Bilal ve Gece içeriye girdiler. Erdem hemen gelip elimi tuttu

- Canım iyi misin?

Başımı salladım. Çünkü konuşamıyordum. Merve, Kaan, Gece ve Bilal benden bir tepki bekliyor gibi gözüküyorlardı. Gücümü toparlayıp

- B-babam?

Diyebildim sadece. Hepsi başlarını önüne eğdi. Erdem yanıma oturup elimi daha çok sıktı. Bundan anlamıştım ki babam ölmüştü. Beni, bizi bırakıp gitmişti. Pelin'i, beni ve annemi bırakmıştı...

- Çıkarın beni buradan!

- Aşkım dinlenmen lazım!

- Erdem çıkarın dedim!

Erkekler odadan çıkınca biz kızlar kaldık. Kızlar bana yardım ettiler giyinmem için. Ben giyindikten sonra Erdem geldi ve odadan çıkmama yardım etti. Odadan çıktığımız gibi babamı görmek istediğimi söyledim. O da anlayışla karşıladı. Asansöre binip -7'ye indik. Asansörden çıkıp bir odanın önüne gelince durduk. Erdem bana bakıp

- Benim de gelmemi ister misin?

- Hayır. Gerek yok.

Derin bir nefes alıp içeriye girdim. Üstü kapalı yaklaşık 10 kişi vardı. Bir hemşire beni görünce yanıma geldi.

- Hanımefendi?

- Erol Gülpınar hangisi?

Kız suratına üzgün bir ifade takınıp elini 'gel' anlamında salladı. Kız ilerleyip bir tane sedyenin önünde durdu. Üstünde bir adam ve yüzü beyaz örtüyle örtülmüştü. Bu büyük ihtimalle babamdı. Kız bana tekrar bakıp dışarı çıktı. Beyaz örtüyü açtığımda babamın solgun yüzünü gördüm. Babamın yüzüne dokunduğumda buz gibiydi. Babam benim ilk aşkımdı. Bana sıkıca sarılıp 'Göz bebeğim' demesi yerine burada bu sedye de yatıyordu. Babamın yüzüne düşen bir damla ile ağladığımı anladım. Ağzımdan bir tek laf çıkmıyordu. Birden ayaklarım beni taşımadı ve yere düşüp oturdum. Hıçkırarak ağlıyordum. Ne yani babam bir daha bana 'Gözbebeğim' diyemeyecek miydi? Ben de ona sarılıp kokusunu içime çekemeyecek miydim? Hayat adil değildi. Birisi mutlu olunca diğeri üzülüyordu. Ya da tam tersi oluyordu. Hiç birşey ortak olmuyordu. Aynı anda sevinip aynı anda üzülemiyorduk. Ve benim şu an yaşadığım acı hiç adil değildi...

Bir Aşk Hikayesi #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin