BAH 15

136 15 0
                                    

Selaaam :)) Yine benn nasıl gidiyor bakalım?? Heyecanlı dediğinizi duyar gibiyim :)) Bu aralar sınavlar filan biraz geç bölüm geliyor farkındayım merak etmeyin sınavlarım bittikten sonra daha hızlı gelecek yb'ler. Neyse ben sizi bölümle baş baş bırakayım. Keyifli okumalar :))

Nazlı'dan

   Murat bizi kaçırdığında neyseki amcam gelmişti. Amcam gelmeseydi o düzenbaz Erdem'i öldürebilirdi. Çok korktum o an heryeri kırıp döktüm. Sonra kapıda Erdem'i gördüğümde hemen boynuna atladım. Ona birşey oldu diye ödüm kopmuştu. Sıkıca sarıldım ona. Öyle sıkı sarıldım ki beni hiç bırakmasın istedim. Sanki bu kadar kısa sürede Erdem benim dünyam olmuş gibi. Ona o kadar çok bağlanmışımki beni bırakırsa ölürmüşüm gibi. Ben onla tanıştıktan sonra bütün dünya beyaza döndü. O beni bırakırsa tekrardan karanlığa batarım gibi. İyi ki o var. Ona sarılmayı, öpmeyi, kokusunu içime çekmeyi, beraber gülmemizi o kadar seviyorum ki bilemezsiniz. Bu duyguyu yaşayan bilir.

   O lanet olası deponun oradan çıktıktan sonra bir taksi durdurup bindik. Neyseki buraları biliyordum. Amcam, ben ve Murat çoğu zaman buraya gelirdik. Evet! Murat benim amcamın oğlu. Onla benim ilişkim sadece gelip geçici bir hevesti. Zaten kuzen kuzenle sevgili olurmuymuş hiç? Hevesim geçtikten sonra ayrılmıştım ondan zaten. Ama o beni baya baya takıntı haline getirdi. Birşey daha olursa onun hakkından ben gelirim. Erdem'e dönüp

"Hayatım, beni eve götürmesen olur mu?"

"Peki... Sen nasıl istersen sevgilim." Yanağına bir öpücük kondurup

"Seni seviyorum"

"Bende seni seviyorum bebeğim" dedi. Ona sarılarak oturdum. Biraz zaman geçtikten sonra aklıma takılan soruyu sordum

"Aşkım..."

"Efendim bitanem"

"Şey... Sen benim amcamı nereden tanıyorsun??"

"Aa evet yaa Eymen amca senin amcan mı?"

"Evet. Sen nereden tanıyorsun?"

"Babamın bir dostu. Ayrıca sen kuzeninle mi sevgili oldun?"

"Gelip geçici bir hoşlantı. Ayrıca sonra sıkıldım ayrıldım ondan"

"Hmm. Sen öyle diyorsan." Dudağıma küçük bir öpücük bırakıp tekrar sarıldım ona.

   Bir yola saptığımızda Erdem'lerin evine gittiğimizi anladım. Erdem'lerin evine geldiğimizde araba durdu. Arabadan inip Erdem'in elini tuttum. O da elimi sıkıca kavradı. Evin önüne geldiğimizde Erdem kapıyı çaldı. Kapıyı esmer bir kız açtı. Uzun boyu. İncecik bacakları. Sırma gibi saçları kızı kıskanmama yetti. Erdem kıza

"Özlem annemler evde mi?"

"Hayır Erdem Bey Gülşen Hanım ve Meriç Bey şirkete gittiler. Dilara Hanım'da odasında."

"Dilara beni sorarsa odamdayız."

"Tamam Erdem Bey." Dedi kız gülümseyerek.

   Erdem elini belime koyarak nazikçe yönlendirdi. Bodrum kata indiğimizde bir kapı vardı. Erdem kilidini açıp geçmem için kapının önünden çekildi. İçeriye geçtiğimde bir yatak, bir koltuk takımı, bir kum torbası, bir televizyon, çalışma masası ve bilgisayar vardı. Benden odayı incelerken Erdem üstünü değiştirmiş arkadan belime sarılmıştı. Boynuma bir buse kondurup

"Uyuyalım mı?" Dedi. Kalbim aniden hızlıca atıyordu. Kalbimin atışlarını Erdem'in duyduğuna emindim.

"T-tamam" dedim titrek sesimle.

"Ben sana t-shirt vereyim" dedi ve dolabına yöneldi. Odası çok büyüktü. Küçük bir ev gibi. Yanıma gelip t-shirti uzattı. Altınada bir eşofman verdi.

"Arkanı dön"

"Hadi ama ben senin üç aylık sevgilinim. Utanma benden"

"Arkanı dön dedim"

"Off. Tamam." Sonunda kabullenip arkasını döndüğünde kıyafetleri girdim. Bana çok bol geliyordu ama Erdem kokuyordu. Bu kokuyu o kadar çok seviyorum ki ölene kadar koklayabilirim. Erdem'in yanına gidip

"Hazırlandım" dediğimde bana dönüp beni süzdü

"Çok güzelsin"

"Sen de çok tatlısın" dedim. Başını eğip gülümsedi. Daha sonra yanıma gelip elimi tuttu ve yatağın içine girdi. Bende girmek zorunda kaldım. Beni kendine çektiğinde başımı göğsüne yasladım. Saçımı öpüp, kokladı

"Çok güzel kokuyorsun"

"Teşekkür ederim. Sevgilim beni hiç bırakma" diye fısıldadım. Bir kere daha saçımı öpüp

"Asla... Asla bırakmayacağım."

"Söz ver."

"Söz veriyorum seni asla bırakmayacağım. Hadi şimdi uyu, dinlen ondan sonra seni evine bırakayım"

"Tamam"

   Kokusunu her içime çekişte huzur buluyorum. İyi ki Erdem var. O olmasa ben ne yapardım. Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerimden arındım. Ardından Dilara içeri girdi.

"Erdem... Şey yanlış bir zamanda mı geldim? Neyse ben çıkayım?" Hemen yataktan fırladım. Ayakta başımı önüme eğdim. Kesin yanklarım kızardı. Bu sırada göz ucuyla Dilara'ya baktım başını önüne eğmişti. Erdem'e baktım o da yatakta oturmuş ikimize bakıp gülüyordu. Erdem söze başladı

"Dilara ilk başta gözlerini aç. Ha şöyle. Şimdi de ne oldu söyle?"

"Şey... Kaan'lar geldide. Ben onları gönderirim." Dedikten hemen sonra Kaan, Onur, Ahmet ve Burak içeriye girdi. En başta Kaan söze başladı

"Abi... Aa yenge sende mi burdaydın... Yanlış bir zamanda mı geldik?" Dedi Kaan sırıtarak. Ben hemen söz aldım

"Yok Kaan bak ben deden. Başka kim olabilirim?" Benden sonra Erdem söze atladı

"Kızdırma lan yengeni... Ha bu arada yanlış zamanda geldiniz. Bi uyutmadınız bee"

"Tamam be çok meraklıydık size. Biz gidiyoruz."

"Hadi abicim hadi. Çok uzatma. Dilara hadi sende odana çık güzelim."

"Tamam ben odama çıkıyorum"

"Bizde gidelim bakalım. Sonra görüşürüz senle kankaa" Hepsi kapıyı kapatıp çıktılar. Yanaklarımda ateş hissediyordum. Bana yenge denilmesine alışkın değildim. Bu beni biraz utandır- Off tamam be çok utandırdı. Ben burda utancımdan ölüyorum ama Erdem oradan sırıtarak bana bakıyor. Yanına gidip oturup

"Ne gülüyorsun?"

"Sana gülüyorum. Kırmızı yanaklı prensesim benim"

"Gülme yaa" dedim bende gülümsedim dayanamayarak. Erdem Eriz susar mı tabii? Beni utandırmak için elinden geleni yapsın zaten

"Sevgilim utanmışmı benim? Oy oy oy. Gel sarılıcam gel." Yanına gidip uzandım dayanamayarak. Eliyle belimi hemen kavradı.

"Utanma benden. Evlenirsek ne yapacağız biz?" Dedi kıkırdayarak. Karnına yavaşça yumruğumu geçirip

"Erdem yaa" dedim.

"Ah acıdı. Öp ki geçsin"

"Fırsatçı" dedim ve öptüm.

"Tamam tamam geçti. Uyu hadi." Kendimi Erdem'in kollarında huzurlu bir uykuya bıraktım...

-Bölüm Sonu-

Bir Aşk Hikayesi #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin