Uyandığımda güneş doğuyordu. Her tarafım tutulmuştu. Yavaşça ayağa kalkıp odama girdim. Sıcak bir duş iyi gelebilirdi. Üstümü çıkartıp duşa girdim. Tahmin ettiğim gibi duş çok iyi gelmişti. Saçlarımı kurutup pijamalarımı giydim. Yatağımın içine girip telefonumu elime aldım. 57 cevapsız arama 30 tane mesaj gelmişti. Cevapsız çağrılardan 16'sı Merve'ye geri kalanı Erdem'e aitti. Umursamayıp mesajları açtım 11 tanesi Merve'ye geri geri kalanı Erdem'e aitti. Mesajlara girip Erdem'in mesajlarını açtım
Nazlı'm aç şu telefonu!
Aç artık şu lanet telefonu!!!
Prenses biliyorum bana kızgınsın. Ama bir düşün ben seni aldatır mıyım?
Sevgilim bak gör. Gerçekleri öğreneceksin!
Gerçekler mi? Çokta umurumda sanki? Off aman be ben kimi kandırıyorum? Bal gibi de umurumda! Kapı çaldığında yataktan kalkıp aşağıya indim. Kapıyı açtığımda karşımda bir adet Erdem duruyordu.
-Şimdi sana gerçekleri gösterme vakti.
Kolumdan tutup arabasına bindirdi.
-Erdem! Üstüme bak! Böyle hiç bir yere gelmem ben!
Beni umursamadan arabayı sürmeye başladı. Erdem'in evine gelince arabadan indi. İnat değil mi? İnmeyeceğim işte. Benim inmediğimi fark edince gelip kapımı açtı
-İn!
-İnmeyeceğim!
-İner misin sevgilim?
-Sevgilim deme bana! Git o kıza söyle!
Oflayıp bana doğru eğildi. Fesatlaşmayın hemen. Ben ne olduğunu anlamadan kendimi Erdem'in omuzunda buldum. Çığlık atıp Erdem'in sırtına vurmaya başladım.
-Ya Erdem ya! Indir beni ya! Of Erdem ya!
Oha lan. Kaç kere 'ya' dedim ben? Hayatımda hiç söylemediğim kadar söylediğim kesin. Bir odanın önüne gelince durdu ve kapıyı açtı. İçeride kameraları gösteren sistemler vardı. Beni bir sandalyeye oturtup arkama geçti. Yanımda da güvenlik görevlisi vardı.
-Tuna abi!
Ben ne olduğunu anlamadan adam başıyla onaylayıp bilgisayardan bir şeyler yapıp bir video açtı. Video Erdem'in evinin önüydü. Kapı açılıp Erdem'le o kız dışarı çıkıyordu. Erdem'in kaşları çatıktı. Kız birden Erdem'i öpmeye başlıyordu. Ama Erdem kızı itip sinirle bir şeyler söylüyordu. Kızda ağlayarak evden çıkıp gidiyordu. Erdem beni aldatmamıştı. Şimdi icimde öyle bir mutluluk vardı ki tarif edemeyeceğim bir mutluluktu bu. Sandalyeden kalkıp Erdem'in boynuna sıkıca sarıldım. O da bunu bekliyormuş gibi kollarını hemen belime doladı. Kokusunu içime çekip
-Özür dilerim... Sana inanmadığım için özür dilerim...
-Şşştt... Ben seni çok özledim...
-Bende seni çok özledim...
Tek bir şey biliyordum şu an onu çok özlemiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Hikayesi #wattys2015
Teen FictionYeni bir güne uyanmıştım... Herşey çok güzel olsun istiyordum ama herşey berbattı. Çünkü annemle babam ayrılmıştı ve benim için o gün hayat bitmişti. Ben annemle kalacaktım. Artık yeni bir okul yeni bir hayata başlama vaktiydi.