Bölüm 6

16.3K 923 38
                                    


" Bunu akşam yemekte konuşsak daha iyi olur sanırım."
Baba adam kafasını sallayıp çayını kafasına dikti.

" Numaranı bana verir misin kızım? Akşam için konum atarsın." Numaramı verdikten sonra baba adam ve Kadir abi şirkete gitmek için ayaklanmıştı.

Diğerleri de farklı bahanelerle kalkarken geriye sadece anne kadın ve küçük boy Aydemir olan Gökmen kalmıştı. Ben de masayı topladıktan sonra yeni müşteri gelene kadar sohbet etmek için masaya geri gelmiştim. Havadan sudan saçma sapan muhabbet etme çabamızdan sonra mutfak tarafından didişerek Burak'la Oğuz geldi yanımıza doğru.

"Sanki her gün yapıyorum bunu ne söylenip duruyorsun oğlum?"
"Beceremiyorsan yapma o zaman Burak etrafın halini Nesli görse ikimizi de elindeki kaba katıp çırpar bilmiyorsun sanki."
Burak suçlu çocuklar gibi elinde tuttuğu kabı bana uzattı.
"Buna birşeyler oldu Nesli'm. Tarif ne dediyse onu yaptım valla ama tutmadı..." Kabın içine göz attığımda tam karışmamış yumurtanın ve unun birbirine girip henüz keşfedilmemiş sülüksü bir yaratığa benzediğini gördüm.

"Benim mayası tutmamış kardeşim, iyice karıştırmadan neden hepsini koymaya çalışıyorsun ki?" Tarifi verip geri yolladıktan 5 dakika sonra tekrar geldiğinde az öncekinden daha beter bir karışım getirdi önüme. Elimi alnıma vurup ayaklandığımda Oğuz koşa koşa tepsiyle bana malzemeleri getirdi.

"Allah aşkına güzelim hem muhabbetini et hem tarifi yap yoksa 1 aylık stoğumuz bitecek bir günde." Burak homurdanırken ben onun bu haline gülüyordum.

" Gel Burak, gel yavrum. Dikkatlice izle bir daha göstermicem çünkü."

      Burak heyecanla üstündeki önlüğü kafamdan geçirip yanımdaki sandalyeye kendini atmıştı.
"Merhabalar bu arada Nesli'nin annesi hanım teyzecim Nesli'nin güzelliğini kimden aldığı belli oldu şimdi. Ben de Burak Nesli'nin abisiyim." Her zamanki sempatik haliyle Burak saçlarını sallayıp böbürlendikten sonra elini uzattı anne kadına doğru. Sevmişti bizimkini belli. Tatlı tatlı güldükten sonra elini sıktı.

"Merhaba Burak'cım kızımın arkadaşlarıyla tanıştığıma mutlu oldum. Özüm teyze diyebilirsin bana. Bu da oğlum Gökmen." Burak iki parmağıyla selam atmıştı Gökmen'e de

"selam yakışıklı."  Gökmen şöyle bi bakış attıktan sonra kafasını başka yere çevirmişti. Umrunda değilmiş gibi yapsa da ortamdaki samimiyetten hoşlandığı belliydi.
"Bak yakışıklım, önce yumurtaları kırıyorsun ve hayır kabuğunu değil içindekileri kullanmamız gerekiyor tamam mı ?" Burak bıkkın bir nefes verdi.

"Yavrum kaç kere demem lazım uykulu halimdeydim diye?"

"Noldu ki?"
Anne kadının sorusuyla Burak'a  açıkla şimdi bakışımı atıp kırdığım yumurtaları karıştırmaya başladım.

" Ya Özüm teyzecim şimdi biz bir gün okula gitmeden önce ben bunları kahvaltıya çağırdım. Evde de ben yapıyorum normalde yemekleri ama o gün uyuyamamıştım işte. Sonra yumurta kırayım dedim canım kardeşlerim aç aç gitmesin okula dedim. Ama uykulu halimle yumurtayı çöpe kırıp kabuğunu tavaya koymuşum yanlışlıkla."

"Sonra da boşu boşuna çöpe giden yumurtalar için ağladığından okula iki ders geç kalmıştık. Merhabalar Özüm teyze Oğuz ben bu arada."
Anne kadın Burak'a gülerken Gökmen hafiften sırıtıyordu. İyi iyi. Alışacak yakında. Gökmenin yanına oturan Oğuz da bizim sohbete dahil olmuştu.

"Bak iyice köpük olana kadar çırptık şeker ve yumurtayı. Başka bir şey katmıyoruz ilk etapta tamam mı? Şimdi yağ ekliyo-"

"Üç bölü dört su bardağı değil mi Nesli?" Oğuz'un alaylı sesiyle bu sefer Gökmen sormuştu nolduğunu. Hızlı gelişme var sevdim bunu. Akşama abla demezse ben de Nesli değilim.

"Bak şimdi Gökmen, bu ablan olacak güzellik senden iki yaş küçükken kek yapmaya karar vermiş. Bir baktım telefonum çaldı Nesli arıyor. Noldu dedim. Bana acil yağ lazım dedi. Ben de dedim ki ne için. Kek yapıyorum evde sadece bir bardak yağ var bana 3 bardak lazım dedi. Şaşırdım ben de o kadar yağ, kızartma yapmak için bile fazla çünkü. Dedim güzelim ne keki bu. Tarifi doğru okuduğuna emin misin. O da dedi ki evet 3/4 bardak yağ diyor. 3 ya da 4 bardak yağ atın demek değil mi bu dedi. "
Burak daha fazla dayanamamış kahkalara boğulmuştu bile. Anne kadın tatlı tatlı gülerken Gökmen ufak bir kıkırtı çıkarmıştı. Kendini gülmemek için zor tuttuğu belliydi.

"Gül küçük Aydemir gül. İçinde kalmasın." Dedikten sonra Oğuzla birlikte gülmeye başlamışlardı. Gözlerimi devirip çırpıcıyı Oğuz ve Burak arasında gezdirdim.

"Giderem ha. Bi daha kek yapan bulursanız yersiniz anca." Anında gülmeleri kesilirken memnun olup devam ettim işime.

"O günden sonra kendini nasıl geliştirdin bilmiyorum ama annemin kekini bile yiyemez oldum güzelim." Oğuz'un dediklerinden sonra anne kadın yerinde kıpraştı.

"Tadını merak ettim şimdi. Kızımın ellerinden ilk defa bir şey yiyeceğim." Oğuz güldü.

"Tabi Burak bırakırsa yersiniz Özüm teyzecim. Kendisi utanmasa borcamla birlikte yer çünkü. " Gökmen gülmüştü. Oğuz'la iyi anlaşmaya başlamışlardı. Burakla Oğuz didişirken ben çoktan keki yapmayı bitirip borcama dökmüştüm. 

"Küçük Aydemir şuradaki malzemeleri mutfağa götürmeme yardım eder misin?" Gökmen onunla konuşmama şaşırmış gibiydi ama yine de bozuntuya vermeden kafasını salladı. Mutfağa beraber giderken ben türkü mırıldandıyordum. Borcamı fırına koyduktan sonra kirlenen kapları temizlerken Gökmen'e döndüm.

"Anlat bakalım Küçük Aydemir, kimlerdensin, büyüyünce ne olacaksın?" Gökmen soruş şeklime gülmüş ama oyunumu bozmak istememişti sanırım.

" Aydemirlerin en küçük çocuğuyum. 5 abim 1 de ablam varmış. Ama ablam olsun istemiyorum. Zaten bu kadar seneden sonra zor alışırız. Biz hep bir arada olduk, olacağız ama o hep sonradan gelen olacak .Abilerim bana yetiyor fazlasına gerek yok. Büyüyünce de psikolog olmak istiyorum."
Oyunumu bozmamış aksine çok iyi devam ettirerek içinden geçeni gayet güzel aktarmıştı bana. Sözleri kalbime bir sürü çivi saplıyorlarmış gibi hissettirse de bozuntuya vermedim.

"Güzel meslek seçimi küçük Aydemir. İyi psikolog olur senden. Hadi bakalım geç sen yerine ben de çay demleyip geliyorum tekrardan." Kibarca kovarken yüzüne bile bakmamıştım. O çıkar çıkmaz lokantanın arkasına geçip sigaramı yaktım. Gün bir türlü bitmiyordu. Uyumak istiyorum. Bi kaç gün boyunca, kesintisiz olmak üzere upuzun bir uyku istiyorum.

    Gökmen haklıydı. Onlar hep onlar olacaktı, ben ise ben. Bu kadar anlamsız ama anlamlı anlatılabilirdi bir durum.Yıllar sonra nasıl onlardan biri olacaktım ki? Ben onların düzeninden farklı yetişmiştim bir kere. Uyum sağlayabilecek miydim?

"Babamla konuştum; akşama hazırlık yapıyormuş annem." Oğuz'un sesiyle kendime geldim. "Leyla teyzeme söyle yormasın kendini gerek yok o kadar uğraşmasına."

"He yavrum he beni de bir dinlerdi ki sorma. Huyunu bilmiyormuş gibi."
Sigaramı bitirip ayaklandım. Bugün de bir bitsin. Sonrasına bakarız artık.

Bir Aile Hikayesi (Neslişah Ver. 1.7)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin