"İki as."
"Blöf!" Ortadaki kartları çevirip açtığımda Efe abimin gerçekten ortaya as koyduğunu gördüm. Blöf oynamaya karar vermiştik ve ortada toplam 2 deste vardı. 12 kişiyle blöf böyle oluyordu işte.
"HA HA HA!" Göz devirip yerden kartların hepsini aldım.
Kadir abim kafasını kaşıyıp sordu sakince.
" Fıstığım destenin tamamı neredeyse sende, oyundan çekilmek ister misin?" Burnumdan güldüm sözlerine. Sen daha beni tanımamışsın abiciğim."Sıra bende değil mi? Sekiz 7 , sekiz 4, sekiz 2..." Duraksayıp blöf yapacak olan var mı diye baktım. Kimse beni blöflemeye cesaret edemiyordu şuanda.
"Devam ediyorum o zaman, sekiz kız, sekiz papaz, dört 6.... Hala cesaret eden yok. Güzel. Dört 6 daha. İki 3-"
"Bir üç de benden." Kartın ne olduğuna bile bakmadan tüm kartları önüne koydum Alaskanın.
Üçlerin hepsi bendeydi, bu riske rağmen nasıl yaptı gerçekten bilmiyorum. Küçükken eşek iyi tepmiş galiba.
"Abiciğim bir havayla blöf yaptın ama , baksa mıydın karta belki gerçekten üçtür?" Yarım ağız güldüm Yağız abime. Alaskaya döndüğümde abime susması için işaret yapıyordu.
"Blöf olduğunu biliyorum abi, devam ediyorum o yüzden. Altı 3, dört jilet vee iki as." Tüm kartları elimden çıkardığımda ayağa kalkıp reverans yaptım.
"Teşekkürler teşekkürler. Bu galibiyetim bana güvenmeyen Kadir abime, ve benimle dalga geçen Yağız abime gelsin." Ellerimle öpücük yollayıp su içmek için mutfağa gitmeye başladım.
"Move bitch! Get out the way, get out the way bitch her out the way!" Yiğit abimin arkamdan fon vermesine kahkaha attım.
Şaplak sesini duydum daha sonra. "Olum yalakalık yapmasana lan! Kız hepimizi tekte mors etti." Alaska... Kuzenin yendi uyuzluğunu sen yenemedin.
"İlk tanıştığımızda demişti iyiyim diye de böylesini beklemiyordum." Efe abimin şaşkın tonuna karşılık Melih abimden de aynı tonda karşılık gelmişti.
"İlk tanıştığınızda blöfte iyiyim mi dedi?" Abimler güldü bu soruya.
"Sadece blöf değil canım; piştii, okeeey, 101... Tüm kahvehane oyunlarında iyiymiş bizim kız." Elimde su bardağı, salonun girişinde gizlenmiş, Yağız abimin hakkımda anlattıklarını dinliyordum.
Sinan abi güldü. "Oğlum hayali çok komik lan. Düşünsene 17 yıl sonra gerçek kızına kavuşuyorsun, kızın kendini anlatıyor. Ben çoh iyi pişti oynarım, arada hırsızlık yapıyorum, adam falan öldürüyorum ama olsun iyi ki beni buldunuz canım ailem diyor." Peekala sanırım olaya el atmalıyım artık.
İçeri girdiğimde kuzenler ve küçük Aydemir yıkıla yıkıla gülerken olayı bilen diğerleri zorlama gülmeye çalışıyordu. Garibanlarım benim.
"Yenilgiyi çabuk atlatmışsınız bakıyorum da? Başka bir oyun mu oynasak, bunların sonu hep benim zaferimle sonlanacak çünkü."
"Haspam! Bi kere oyun kazanmış hemen havalara giriyor."
Sibirya'ya dil çıkarttım. Onlar ne oynayacağımızı tartışırken konuyu kaynattığıma sevinmiştim.Kadir abimle göz göze geldiğimizde güven verircesine gülümsedi. Sıkıntı yoktu demek. Güzel. En azından şaklabanlık yapmama gerek kalmamıştı.
"Ben yatayım. Yarın sabahtan kursum var, iyi geceler herkese. Sana ayrı güzel geceler ablacım." Romantik Aydemir yanağımdan öpüp yukarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aile Hikayesi (Neslişah Ver. 1.7)
Teen FictionKendi halimde aksiyonsuz bir hayat yaşadığımı zannederken aslında hayata direkt aksiyonlu olarak giriş yapmışım. Aslında işin güzel yanına bakacak olursak 17 sene boyunca iyi hayatta kalmışım...