Double update yaptım, öncekine bakın ki arada kaynamasın ^-^
Aslında double update yapmayacak ve 1 hafta sonra atacaktım, ama bu bölüm için 1 hafta sizi bekletmek istemedim, okuyunca anlarsınız, görüşmek üzere 💫
____
1. Ay
Harry koltuğa oturmuş, perdeleri aralanan pencereden sokağı izliyordu. Önünde, uzanabileceği yükseklikte bir masa, üzerinde ise Meksika fasulyesi ve yoğurt vardı. Bacağını kaybettiğinden bu yana bir ay geçse de, hâlâ bir parçasının kaybolmasına alışamamıştı. Hatırladıkça, düşündükçe ve o boşluğa baktıkça boğazı düğümleniyor, gözleri doluyor ve göğsü öfkeyle harmanlanıyordu.
İşe gitmiyordu. Gitmek için bir imkânı da yoktu aslında. Eksikti. Sağlık sigortası neyse ki vardı, ameliyatları onunla karşılamıştı. Emniyet Daire Başkanlığınca sağlık durumuna göre masa başı bir vazife belirlenmişti. Ancak Harry, sahaların adamı olarak bu durumu yadırgamış ve inzivaya çekilmişti. Hem insanların arasına karışmak için kendini hiç hazır hissetmiyordu da.
"Hayatım, ben çıkıyorum."
Bakışlarını Owen'a çevirip gergince kaşlarını çattı. "Nereye?"
"Dedim ya, yarı zamanlı iş çıktı. Parası da iyi."
"Çok... Kişi olacak mı?"
Owen eşinin yanına oturup boynuna sarıldı. "Sadece çalışacağım Harry, tamam mı? Söz veriyorum aralarda seni arayacağım."
"Broşür mü dağıtacaksın?"
"Evet, yeni açılan bir otelin broşürü olacak hem de." Harry'nin yanağını öpüp kalktı ve çantasını omzuna astı. "Yemeğini mutlaka bitir. Görüşürüz!"
Evden ayrıldığında, Harry yalnızlığa gömülüp huzursuzca sokağa baktı. Owen apartman kapısından çıktı, ağustos ayının sıcaklığına aldırmadan ilerlemeye başladı.
Bir aydır sokağa çıkmamıştı Harry. Geçen hafta kapının önüne kadar Owen'ın yardımıyla çıkmayı denemişti ama herkes olmayan bacağına bakıyormuş da, onun hakkında konuşuyorlarmış gibi hissetmişti. Hatta bakıp onu süzenler de olmuş, dayanamayıp öfkeyle tekrar içeri geçmişti. Oysa ömrü boyunca bu kadar öfke duyan biri hiç olmamıştı.
Yemeği yemek için kaşığı eline aldı. Birkaç kaşıktan sonra tam ağzına yeni lokmasını götürecekken sağ kolu titremeye başladı. Dişlerini sıkı sıkıya kenetlerken, titreyen eline öfkeyle bakmaya başladı. Sanki böyle yaptığında eli hemen uslu bir köpek gibi yerine sinecekti. Ama elinin titremesi durmadı, tıpkı bir ayda birkaç kez başına geldiği gibi.
"Kahretsin," diye söylendi kaşığı tabağa fırlatırken. Eli boş kaldığında da titremesi durdu. Bir küfür savurdu ve öfkeyle soluklanırken pencereden gökyüzüne bakarak rahatlamaya çalıştı.
Bir saat sonra Owen'ı arayıp nerede olduğunu ve ne yaptığını sordu. Her şey yolundaydı ve sesi de keyifli geliyordu. Harry üstelemedi.
Yedi saat boyunca atıştırmalık bir şeyler yerken televizyon seyretti, Narnia Günlükleri'ni izledi, çeşitli komedi programlarını izlerken Oprah'a kadar düşeceğini hissetti ama neyse ki buna gerek kalmadı. Bir kitap okumaya çalıştı ama odaklanamadı. Bir ara uykuya daldı, uyandığında hava kararmıştı: ev sessiz ve karanlık görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers and Beautiful Men | Larry ✔️
Teen FictionHarry Styles kusursuz denebilecek bir yaşama sahipti. Anlayışlı bir eşi, onlarca dostu, başarılı olduğu bir işi ve sağlıklı bir vücudu vardı. Ancak her şey bir anda tepe taklak olunca, artık kusursuz olmayan bir yaşama değil, bir yaşamı olduğuna bil...