13) Vedalar

992 169 250
                                    

12 Ocak 2021.

Harry, bugünün tarihini unutup unutmayacağını bilmiyordu. Sadece göğsünde kocaman bir boşluk vardı ve o boşluğa sığmaya çalışan üzüntüyü biliyordu. Bugün bitmişti. Yedi yıllık evliliği, on yıllık birlikteliği tamamen bitmişti işte.

Aslında tahmin ettiğinden daha kolay boşanmışlardı. İki taraf da nafaka istememişti. Ortak alınmış mallar ikiye pay edilmişti. Owen ailesinin yanına, Kansas Eyaletine taşınmak istemişti; Harry ise Pocono Dağlarının çok daha kuytu köşesine.

Eve girdiğinde bir sessizlik karşıladı onu. Ardından kapıyı kapattı ve derin bir nefes alarak üst kata çıktı. Protez bacağına alışmıştı, bazen topallıyordu onunla yürürken ama yine de tamamlanmış hissediyordu.

Üst kata geldiğinde etrafa saçılmış açık kolilere bakındı. Zoraki bir tebessümle odanın içine yürüdü ve çalışma masası üzerindeki kar küresini aldı. Bir bankta oturan iki sevgili... Biri kız biri erkek. Owen bunu alırken kız ve erkek olmasını umursamamıştı. Sadece sevimli olduğu için almıştı. Onu beraberinde almak istedi ama Owen'ı hatırlatacak bir şeyi almanın doğru olup olmadığını bilmediği için tekrar yerine bıraktı.

İnsan, senelerce yanında olan birini, ne kadar aptalca ve affedilemez şeyler yaşanırsa yaşansın kolayca unutamaz veya atlatamazdı aslında. Onu unutmaya çalışacağı zaman diliminden şimdiden nefret etti, çünkü onu unutma evresi demek Owen'ı düşünmek zorunda kalmak demekti.

Çeşitli eşyaları yavaşça kolilere yerleştirdi. Bir koli ıvır zıvırı, bir koli battaniye takımı, bir koli kitabı ve büyük bir bavulu vardı. Her şey bu kadardı. On yılı geride kalmıştı. On yıl sonunda kendisine verilenler, işte bunlardı. Bir de kalpte kalan acı bir ağrı vardı.

Koli bandıyla hepsini bantladıktan sonra, yardıma gelen Liam ve Kaithlyn'e kapıyı açtı. Onlar eşyaları Wrangle marka jipin arka koltuğuna yerleştirirken ev kapısını kapattı, apartmandan çıktı, arabasının yanına gelerek son kez sokağa ve evinin penceresine baktı.

Camı önünde eşiyle ettiği dansları, birlikte sohbet ederken kahve içişlerini, sokağı izlediği zamanları hatırlarken burnu sızlamıştı. Güzel görünen acı anılar... Keyifsizce güldü ve montunun fermuarını kapatırken arkadaşlarına döndü. "Teşekkür ederim, çocuklar."

"Lafı bile olmaz," dedi Kaithlyn burnunu çekerken. Ama yine de gülümsüyor oluşu Harry'yi de güldürdü, kolunu onun omuzlarına dolayıp sıkıca kendine çekti.

"Ölmüyorum ya... Alt tarafı taşınıyorum. Hem buraya da yakın."

"Kimse sana Pocono Dağlarına taşın demedi." Liam başını sağa sola salladı. "Sinir bozucu herif, her zaman burnunun dikine gidersin."

"Şehir hayatından zaten uzaklaşmak istiyordum. Emekliyim artık, keyfime bakma zamanı geldi."

Kaithlyn yarı üzüntü, yarı alayla onun karnına tekme atarak iki genci de güldürdü. "Bizden kurtulamadın ama, o keyfin içine edeceğiz merak etme."

"Ara ara gelin bana. Unutmayın beni yeter."

"Sen de sık sık bizi ara mutlaka. Yoksa kime takılırız?"

"Siz birbirinize takılmıyor musunuz zaten? Benim gibi emekli bir polis memuruyla uğraşmayın."

"Hadi oradan, emekli polismiş." Kaithlyn alayla dilini çıkarıp elini salladı. "Poconos'da kasaba şerifi her kimse onun işine burnumu sokacağım demiyorsun da!"

"Evet, bu konuda çekimser davranmam belki."

Üçü de gülüştü. Sonrasında Harry kendini geri çekti ve soğuktan kızarmış suratıyla arkadaşlarına sevgiyle baktı. "Bakma şöyle," dedi Liam. "Vedalar en sevmediğim şeydir."

Flowers and Beautiful Men | Larry ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin