◇
Harry ertesi sabah, âdeta yerinden sıçrayarak uyandı. Anlamsızca etrafına bakınırken, yaz güneşi dünkü yağmurlu havanın acısını çıkarır gibi dantelli eskimiş tülün kıvrımları arasından sızıp ahşap duvarlarda şekiller meydana getiriyordu. O ışınların içinde toz taneleri uçuşurken, gözlerini kırpıştırarak yerinden kalktı ve sıkıca gerindi.
Dün geceye dâir hatırladığı şeyler eğer rüya değilse, tesadüflerin başrolü olan Louis onu eve bırakmıştı.
O sırada kapı önünde bazı sesler duydu. Bu daha çok, bir çocukla konuşurken yetişkin bireyin sesini inceltmesi gibi bir şeydi. Yerinden kalktı, ön tarafı gören tülü aralayıp camdan baktı. Köpeği Hachiko sırt üstü uzanmış, patilerini kendine çekmiş, dilini sarkıtmış ve âdeta gülüyor gibi görünerel karnını okşayan kişiye kur yapıyordu. Karnını okşayıp çocukla konuşur gibi, "Kimmiş tatlı çocuk? Miniğim benim! Sevimli şey!" cümlelerinden kuran kişi elbette Louis'ydi.
Kaşlarını çatıp dışarı çıktı. Louis gülerek köpeği okşarken Harry'ye bir bakış attı ve tekrar köpeğin karnını sevmeye geri döndü.
"Yine mi sen?"
Louis ise onun homurtusuna karşılık, "Sana da günaydın!" diye şakıdı.
Harry genzinden homurdandı ve başka bir şey demeden Louis'yi izledi. Sevimli bir bebek görmüş gibi Hachiko'yla ilgilenmeye devam ederken, Harry de kendini kenarda duran koyu yeşil kamp taburesine bıraktı ve protez bacağını öne uzattı. Onları seyrederken, Louis nihayet ona döndü.
"Seni takdir ediyorum," dedi Louis.
"Ne konuda?"
"Sarhoşken arabayla şehir merkezinden buraya gelme çabana tabii ki."
"Yapmadığım şey değil."
Kaşlarını çattı. "Önünü bile göremiyordun. Ben olmasam başına bir şey gelebilirdi."
"Çoğu zaman sarhoşlar önünü göremez. Ve buna rağmen araba kullanır."
"Gerçekten çok mantıklı konuşuyorsun," diye gözlerini devirdiğinde, Harry istemeden güldü.
"Yine de teşekkürler ufaklık, dün geceki jestin için."
"Hâlâ ufaklık diyorsun... Yaşım küçük değil-"
"Yaşından değil aslında, ufak tefeksin diye diyorum. Hoşuna gitmediyse bir daha demem."
Louis birden duraksadı. Bunu demiyor oluşunu düşündüğünde midesine yumruk yemiş gibi oldu ve o andan itibaren aslında ufaklık denmesini umursamadığını fark etti. Sadece bunu demesinin sebebinin, Harry'nin beğenebileceği türde biri olmadığından kaynaklı olduğunu düşünmüştü.
Bu kadar samimi bir lakap taktığı için, Belki onunla bir şansım olur, diye düşündü ve bu düşüncesinden utanarak köpeğe döndü. Harry'yi ve kendisini bir arada düşünmek mantıklı mıydı, emin değildi aslında. Kendi standartlarının bazısına göre Harry tam da ona uyan biri olsa da Harry'nin standartlarına uyup uymadığını bile bilmezken bu tür düşüncelere dalmak biraz riskli geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flowers and Beautiful Men | Larry ✔️
Teen FictionHarry Styles kusursuz denebilecek bir yaşama sahipti. Anlayışlı bir eşi, onlarca dostu, başarılı olduğu bir işi ve sağlıklı bir vücudu vardı. Ancak her şey bir anda tepe taklak olunca, artık kusursuz olmayan bir yaşama değil, bir yaşamı olduğuna bil...