20) Kâbus ve Tatlı Düş

1.7K 208 474
                                    

Başımı eğiyorum. Bacaklarım iki tane, ayaklarım iki tane ve on ayak parmağını ilk kez keşfeden bebek gibi onları oynatıyorum, yere bastırıyorum, topuklarım ve parmaklarım üzerinde sallanıyorum.

Heyecanlanıyorum.

FBI'daki eski işime dönebileceğimi hissediyorum ve bu işte ilerlemek, kariyerimi zirveye taşımak istiyorum. Belki devriye polisi olmaya devam ederim ve Washington departmanına taşınırım. Umutla gülerek başımı kaldırıyorum. Ama duraksıyorum.

Owen karşımda. Bana acıyla ve tiksintiyle bakıyor. Başını sağa sola sallayıp, "Seni iyi ki aldatmışım," diyor.

Anlamaz bir şekilde gözlerimi kırpıyorum. On senedir beraber olduğum erkekten bunları duymak canımı yakıyor. "Neden?"

"Hâlini görmüyor musun?" diyor.

Bir testere sesi duyuyorum. Korkuyla sağıma bakıyorum ve karanlığın içinden fışkıran yeşil ameliyat önlüklü bir doktor kanlı testereyi kaldırıyor. "Yapma!" diyorum ama dinlemiyor. Sol dizimden aşağısını kesiyor ve çığlık çığlığa arkaya devriliyorum. Acıyla sol bacağıma bakıyorum. Gitmiş, yerini demirden ve plastikten bir protez bacağı alıyor. Ağlamaya başlıyorum. "Olamaz!"

"Oldu," diyor Owen. Suratını seçemediğim bir erkeğin koluna giriyor. "Üzgünüm."

Elimi ona uzatıyorum. "Beni bırakma! Sana ihtiyacım var!"

"Benim sana ihtiyacım yok... Aynı hissettirmiyorsun artık."

"Seni seviyorum!"

"Biliyorum," diyor. "Ama ne ben ne de bir başkası seni bu hâldeyken gerçek anlamda sevemez ki..."

"Neden?" diye fısıldıyorum ama fısıltım karanlık ve uçsuz bucaksız karanlık ortamda yankılanıyor.

"Çünkü hayatına giren herkes sana acıyacak. Bazıları seni çıkarları için kullanacak. Kimisi senden tiksinecek. Ama hayat böyledir, Harry. Bazen bazıları yalnız kalmaya mahkûmdur."

Uzaklaşıyorlar.

Hayatına giren herkes sana acır.
Kimse seni sevmez.
Senden tiksinirler.
Çıkarları için kullanırlar.
Ve bir gün paran bittiğinde, bu kulübede ölümü beklersin.

Kalabalık insan topluluğu belirip fısıldaşıyor. "Yazık. Halimize çok şükür. Kim bilir ona bakan yakınları ne zorluklar yaşıyordur." Nefes alamıyorum. Elimi göğsüme götürüyorum ve protez bacağıma bakarak gür bir sesle haykırıyorum.

Harry irkilerek gözlerini açtığında, adeta göğsünü yumruklayan kalbini tutarak yutkundu. Çıplak olmasına rağmen terden sırılsıklam olmuştu. Sabahı aydınlatan güneş yeni yeni göğe yükseliyor ve kuşluk vakti aralık perdesinden kendini belli ediyordu.

Yerinde doğrulup yatağa oturduğunda, sağ bacağını yere sabitleyip her iki yanından yatağa tutundu. Nefesini düzene sokmaya çalışırken, gözlerini duvara yaslanmış olan protez bacağına, sonra da sol dizine çevirdi. Gözlerini müthiş bir sıcaklık kaplarken, bunun sinir bozucu yaşlar olduğunu fark ederek sertçe onları sildi.

Bu kâbuslar, birçok gece lanet olası bara gidip yerli olmayan bir turistle kulübeye gelmesinin ve geceyi yalnız geçirmek istememesinin tek sebebiydi.

Ayılmak için protez bacağını sol dizine taktı, birkaç basit sabah egzersizi yaptı, evini havalandırıp elini yüzünü yıkadı ve kendine kahvaltı tabağı hazırlayıp, bahçedeki tabureye geçerek Hachiko'yla yemek yemeye başladı.

Flowers and Beautiful Men | Larry ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin