Sabah gruptan gelen mesajlar yüzünden erkenden uyandım. Aralarında boş muhabbet döndüğü için mesajları okumadan telefonu bıraktım ve yatağımı düzeltip tuvalete gittim. Elimi yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçaladım ve tuvaletten çıktım. Üstümü değiştirmek için dolabın karşısına geçtim ve ne giyeceğime karar vermeye çalıştım. Jeongin bir kaç ay önce bana bol kıyafetlerin yakıştığını söylemişti. Bu yüzden sweatshirt ve eşofman giydim. Parfümümü de sıktıktan sonra hazırdım. Çantamı ve dün yaptığım kurabiyeleri aldım ve evden ayrıldım.
okulda
jeongin'den
Sıraya başımı koymuş uyumaya çalışırken birinin yanıma oturmasıyla kafamı kaldırıp yanımdaki kişiye baktım. Hyunjin'di. Bu çocuk benden ne istiyor? Peşimi bırakması gerekiyor yoksa zamanla o benden kurtulamayacak.
Hyunjin: Selam Jeongin. Günaydın
Jeongin: Sana da günaydın.
Hyunjin: Doğum günün kutlu olsun Jeongin nice yaşlara.
Jeongin: Teşekkür ederim Hyunjin. Eğer başka diyecek bir şeyin yoksa-
Hyunjin: Sana özel kurabiye yaptım.
Jeongin: Bana özel? Her neyse teşekkür ederim.
Hyunjin: Eğer bugün işin yoksa okuldan sonra takılalım mı?
Jeongin: Sanmıyorum Hyunjin. Doğum günümü kutlamayı sevmem.
Hyunjin: Lütfen Jeongin kırma beni
Jeongin: Peki o zaman. Çıkışta yanına gelirim.
Hyunjin: Tamam o zaman Jeongin. Görüşmek üzere
Jeongin: Görüşmek üzere.Neden hayır diyemedim ben? Normalde emrivakileri sevmem. Kabul de etmem ama bunu Hyunjin söyleyince.. Saçmalama Jeongin. Kimseye bağlanmayacaksın. Yine aynılarını yaşamak istemiyorum..
hyunjin'den
Koşa koşa çocukların yanında gittim.
Hyunjin: Bilin bakalım ne oldu?
Minho: Jeongin ile konuştun.
Hyunjin: Bir tek konuşmakla kalmadım.
Chan: Öptün mü yoksa çocuğu?
Hyunjin: Hayır ama yakında olabilir.
Changbin: Anlat artık hyunjin hadi seni mi bekleyeceğiz tüm gün.
Hyunjin: Randevumuz var ezikler ağlayın
Felix: Nasıl? Jeongin seninle randevuya çıkıyor?
Seungmin: Peki bunun "randevu" olduğundan onun haberi var mı?
Hyunjin: Yani şimdi şöyle ki..
Felix: Hyunjin kendi kendine ümit verme. Üzülürsün sonra
Chan: Evet gerçekten. Hem biz senin için diyoruz.
Changbin: Ayrıca o çocuk için sorunlu falan deniliyor. Uzak dur bence.
Hyunjin: Susun artık. Keşke söylemeseydim.
Minho: Ya bırakın gitsinler bende Jisung'la konuşurum işte.
Hyunjin: Her neyse ben sınıfa gidiyorum.Çocukların yanından ayrılıp sırama oturdum. O sırada yanıma jisung geldi. Sadece bir kağıt bırakıp gitti. Kağıdı hızlıca açıp baktım. İçinde numarası yazıyordu. "05*********" Ben Jeongin'in kuzeni Jisung. Müsait olunca bana yaz lütfen. Seninle konuşmam gereken şeyler var"
Kafamı kaldırıp sınıfa baktığımda Jisung ortalıkta görünmüyordu. Numarasını kaydedip hocanın gelmesini bekledim..
çıkış vakti
Eşyalarımı toparlayıp bahçede basket potasının yanında Jeongin'i bekliyordum. Yaklaşık 3-4 dakika sonra yanıma geldi.
Jeongin: Kusura bakma beklettim biraz.
Hyunjin: Sorun yok. Nereye gidiyoruz?
Jeongin: Sürpriz olsun o da. Gel hadi.
Arabaya binip, kemerlerimizi taktık. Uzun bir süre kimseden ses çıkmayınca Jeongin konuşmaya başladı.
Jeongin: Hayret konuşmuyorsun?
Hyunjin: Biraz da sen sohbet aç diye düşünmüştüm
Jeongin: Peki o zaman. Kendinden bahset biraz bana.
Hyunjin: Nasıl yani?
Jeongin: Hobilerinden, ailenden, sevdiğin şeylerden falan. Yolumuz uzun çünkü.
Hyunjin: Basketbol oynamayı çok severim. Hatta geçen sene takım kaptanıydım ama dizimde sakatlık çıkınca bırakmak zorunda kaldım maalesef. Resim yapmayı da çok severim. Aileme gelecek olursak; Annem babam ben ve kardeşim. Ama annem ve babamla neredeyse hiç vakit geçiremedik. Her zaman işlerinden dolayı yurtdışında falanlardı. Bize de babaannem bakıyordu. 2 sene önce kardeşimle ayrı evlere çıktık. O şu an Avustralya'da okuyor. Ben burada kalmayı istedim. Annemle babama ne oldu diye düşündüysen hemen söyleyeyim. Şu an ikisi birlikte Yeni Zelanda'da yaşıyorlar. En son 3 sene önce falan görüşmüştüm sanırım. Zaten artık onlara ihtiyaç duymuyorum. Arkadaşlarımla lisenin başından beri görüşüyoruz. Öyle yani.
Jeongin: Karışık bir çocukluk geçirmişsin anlaşılan.
Hyunjin: Evet öyle olmuştu biraz. Sen bahsetsene biraz kendinden.
Jeongin: Benim hayatımda bir şey yok ama.
Hyunjin: Olsun ben yine de merak ediyorum.
Jeongin: Ben tek çocuğum. Anne ve babam da şu an başka bir ülkede. Sevdiğim şeyler sadece hayvanlar.
Hyunjin: Bu kadar mı yani?
Jeongin:Sen ne beklemiştin?
Hyunjin: Hiç.
Jeongin: Hadi in geldik.
Arabadan inip geldiğimiz yere baktım. Küçük ama hoş bir evdi. Ormanın içindeydi.
Jeongin:Buraya yalnız kalmak için gelirim genellikle. Artık sen de biliyorsun burayı. Kimseye söyleme yoksa bozuşuruz.
Hyunjin: Merak etme ginnie aramızda.
Jeongin: Ginnie?
Hyunjin: Şey hoşuna gitmediyse söylemem.
Jeongin: Hayır aksine hoşuma gitti. Hep söyle hatta
Hyunjin: Nasıl istersen. İçeri girelim mi artık? Üşüdüm biraz.
Jeongin: Gel hadi.
*************************************************
19.12.2021
Yorumlarınızı bekliyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bad idea
FanfictionHyunjin, hakkında kötü şeyler söylenen çocukla yakın olur.Ancak Felix, Hyunjin'e karşı olan hislerini içinde tutamaz.. 181221-210122 ficin povu:@skzenayisiolmusumm'a aittir. tt hesabina bakabilirsiniz. kendinisin haberi vardir.