George Michael - Outside
______________________Jeon Jungkook
Başını belaya sokmak konusunda rakip tanımayan bir genç. Onun için kendisini bundan iyi tanımlayan bir şey daha varsa o da ' günah keçisi' tabiri olurdu.
Çevresinde olup, biten tüm olaylara belli süreler içinde kurban gitmiş ve bunların cezalarını her seferinde çekmişti ama şimdi durum farklıydı.Daha önce onlarca belayı kucaklamış olan bu genç için soğuk ve sessiz hapishane koridorları yabancıydı. Birçok suçtan kaydı vardı ve soğuk nezarethanelere kollarını açmıştı çoğu kez ama tutuklu yargılanmak onun için alışılmışın dışındaydı. Elinde ona giyinmesi için verilen sarı tulum, beyaz ayakkabı, beyaz tişörtü taşıyor ve etrafına meraklı bakışlar atıyordu.
Yirmi beş yaşında içeri düşecek kadar sorunlu olan bu genç buradan bir an önce çıkması gerektiğini henüz ortama dahil olmadan hissetmişti. Onun olayı dışarıdaydı. Bir yere sıkışıp, kalmak gibi ucu bucağı esaretle süslenmiş bir yerde kalmak istemiyordu.
Kalmazdı.
Abisine güveniyordu. Her ne kadar onu buraya sokan kişi manevi abisi olsa bile yeniden çözümü onda bulacağını biliyordu. Abisiyle bugüne kadar yaptıkları tüm çarpık işlerin cezasını o çekmiş olsa bile bir şekilde abisi onu kurtarmıştı.
Yeniden böyle olmasını umarak boyun eğdiği cezası başlamıştı. Dolandırıcılık suçundan yargılanmak üzere çıktığı mahkemeden sonra soluğu ceza evinde almıştı. Geldiği gibi resmi işlemleri yapılmış ve fiziki işlemeler başlamıştı. Üstündeki tehlike ve yasak oluşturan eşyaları teslim ettikten sonra eline tutuşturulan giysileri alıp, önündeki memuru ve birkaç mahkûmu takip etmişti.
İçten içe ürküyor olsa bile bunu belli etmeyecek tavırlar sergileyip, rahat bir havaya bürünüyordu. Memurun yönlendirmesiyle geldikleri geniş ve boş odada bir kenara geçip, beklemişti. Tüm yeni mahkûmlar içeri girdiğinde onlarla beraber dört gardiyan da odadaki yerlerini almışlardı.
"Soyunun ve buraya gelin!"
Orta yaşlı ve yapılı olan gardiyan elindeki jopla odanın arkasındaki sarı, düz ve duvara paralel olan çizgiyi gösterdiğinde tüm mahkumlar soyunmaya başlamıştı. Kendisiyle birlikte içeride sekiz mahkûm vardı. İri gözlerini etrafta dolaştıran genç birkaç saniye bekledikten sonra üstündekileri çıkartmıştı.
"Tamamen soyun!"
Gardiyanlardan biri iri gözlü çocuğa yönelik emrini bağırdığında çocuk, yalnızca iç çamaşırının örttüğü vücuduna baktı. Ardından hiçbir utanma belirtisi göstermeden iç çamaşırını da çıkarıp, daha önce biriktirdiği kıyafetlerinin yanına bıraktı. Odadaki çıplak bedenler gardiyanın dediği gibi sarı çizgiye doğru adımladıklarında Jungkook da aynı şeyi yaptı ve sarı şeritin üstünde durup bekledi.
"Arkanızı dönün ve duvara avuçlarınızı yaslayın!" yeniden iri gardiyanın sesi duyulduğunda Jungkook, ne olacağını tahmin etmişti ve bu yüzden rahatsızca yerinde kıpırdandı. Sol tarafındaki mahkûmu kontrol eden gardiyan bu sefer ellerini kontrol için Jungkook'un bedeninde gezdirmişti ve bu onu kötü hissettirmişti. Özellikle de bacak arasına giren ve yavaşça deliğinin etrafına kayan parmaklar kusma istediğini artırsa da nefesini tutup beklemişti.
Gardiyan deliğini yoklayıp, diğer mahkûmun kontrolune geçtiğinde Jungkook tuttuğu nefesi bırakmıştı. Eldiveni olması veya güvenlik için kontrol amaçlı yapılması bile bunları onun gözünde iğrenç bir durumdan sıyıramıyordu.
Duvara yaslanmayı bırakıp, sarı şerit üzerinde dik bir pozisyonda kalmaya başladı. Gardiyan'nın yarı elleme yarı kontrol yaptığı işi sonrası mahkûmlara giyinmeleri için zaman tanımıştı. Onlara verilen kıyafetleri hızlıca giyip, koğuşunun olduğu salona gitmek için ona eşlik eden gardiyanı izlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Devotion | taekook
FanfictionJeon Jungkook, girdiği cezaevinde başına aldığı belalardan kurtulmanın yolunu ararken, Kim Taehyung'un ağına düşer...