Adele- Set fire to the rain
Sağlıklı düşünmek ve her zaman soğukkanlı kalmak insanoğlunun birine karşı kullanabileceği en güçlü silah olabilirdi. Ani kararlar doğru değildi ve yanlışı getirirdi. Jungkook bunu yıllarca tecrübe etmişti. Yıllar boyunca en dikkat ettiği şeylerden biriydi bu. Hiçbir işini aceleye getirmez ve her kararını onlarca kez kafasının içinde dönüp, dolaştırırdı ama şimdi her şey farklıydı!
Ne sağlıklı düşünecek kadar iyi hissediyor ne de soğukkanlı davranabiliyordu. Dizleri titriyor, gözyaşları hiç durmuyordu. Kim Taehyung ile sonu gelmeyen bir savaşın içine girdiğinde böyle olacağını düşünmemişti.Karşısında onu psikolojik olarak dumura uğratmış bir adam vardı. Üstelik hiçte masum değildi. Suç dosyası oldukça kabarık, acımasız, ruhsal sağlığı bozuk herifin tekiydi. Onunla nasıl baş edeceğini bilmiyordu. Bunu yapmak istemiyordu da. Jungkook, o tuvalet kabininden çıkıp, koğuşuna geldiğinde yatağına oturarak saatlerce ağlamıştı. Hâlâ aynı pozisyonda bekliyordu ve aklından geçen tek şey Kim Taehyung'u yok etmekti.
Bunun sonu yoktu. Yapabileceklerinin sonu yoktu ve Jungkook onunla baş edecek kadar güçlü hissetmiyordu. En azından mental olarak böyle bir güce sahip değildi. O fiziksel güçten yana olan bir adamdı ve şimdi bu gücü kullanmak istiyordu. Taehyung'a karşı yapabileceği sağlam bir oyun hamlesi yoktu. Hem yapsa bile bunun karşılığını alacağını biliyordu.
Buna son vermek istiyordu. Kim Taehyung olmazsa böyle bir sorun olmayacaktı ve rahat olacaktı. Belki sonrasında başka cezalara çarptırılacaktı ama bu şuan için umurunda olan bir şey değildi. Kurtulmak istiyordu ondan ve kurtulmadan rahat olmayacaktı. Kim Taehyung ona kelimenin tam anlamıyla kâbusu yaşatıyordu ve Jungkook bu kabustan bir an önce uyanmak istiyordu.
Yalnız başına oturduğu koğuşta etrafına baktı. Kim Taehyung'u öldürmek için işine yarayacak herhangi bir şeyi aradı ve o an için elle tutulur tek şey üstünde oturduğu yatağın çarşafıydı. Anında ayaklanıp, yorganı bir kenara atmış ve çarşafı çıkarmıştı. İkiye böldüğü çarşafı birbirine geçirip, sarmış ve sağlam bir halat yapmıştı. Uzunluğu yeterli gelmemişti ama! Bu yüzden Jisung'un çarşafını da çıkarttı ve onu da aynı şekilde yırttıktan sonra birbirlerine geçirip, sağlamlaştırdı.
Çarşaflardan yaptığı halatı toparlayıp, tulumunun içine gizlemiş ve koğuştan çıkmak için hareketlenmişti. "Ne oldu sana? Ağladın mı?" Jisung ile kapıda karşılaşmak bile onu durdurmadı. Sorularını es geçip, hızlıca merdivenlere geldi ve inmeye başladı. Onun ardından odaya giren Jisung ise gördüğü kumaş parçalarına anlam aramaya başlamıştı.
Jungkook başta yemekhaneye gitti. Orada kimseyi bulamayınca, terasa çıktı. Yine bir sonuç alamadığında ortak tuvaletlere doğru ilerledi. O kadar çok ağlamıştı ki! Onu gören herkes bir daha bakıyor ve bu tedirgin hallerine şaşırıyordu. Koridorda hızlı hızlı adımlarla geçiyor ve çoğu kişiye çarpıp, iyi bir azar çekiyordu ama onu hiçbir şey durdurmadı. Geniş alana girdiği gibi gördüğü bedeni ve içindeki o faydasız zafer çığlıklarını görmezden gelemedi.
Bir süre ona görünmeden oyalandı. Ardından Kim Taehyung bir tuvalet kabinine girince, içerdeki adamların dikkatini çekmemeye çalışarak hemen yanındaki kabine girdi. Tulumun içine gizlediği halatı çıkardı ve Kim Taehyung'un kafasına geçirecek kadar büyük bir boşluk bırakıp, düğüm attı. Klozetin kapağını kapatıp, üstüne çıktı. İçeriye dikkatlice baktığında Kim Taehyung'un madde ile ilgilendiğini görmüştü. Gardiyanların görünce alacağını bildiğinden kabine girmişti ve dikkati tamamıyla malda olduğu için Jungkook'u fark etmesi zordu.
Şimdi en zor ve aynı zamanda en doğru olanı yapacağını düşünen genç, yerini sağlamlaştırdı. Eğer olurda tek seferde çenesine oturtmazsa o zaman olacakların haddi hesabı olmazdı ama eğer çenesine oturtursa bir kere yukarı çekecek ve o ellerini kurtulmak için kullandığında yeniden klozete çıkıp, atlayacaktı. O zaman tamamıyla boynuna oturan halattan kurulması zor olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Devotion | taekook
FanfictionJeon Jungkook, girdiği cezaevinde başına aldığı belalardan kurtulmanın yolunu ararken, Kim Taehyung'un ağına düşer...