No Devotion - Tender
Akşam güneşi yeniden terasta kendi hükmünü sürdürüyordu. Mahkûmlar belli belirsiz işlerle meşgul oluyorlardı. Basketbol oynayanlar, sohbet edenler, atışanlar, yiyişenler ve avcı olanlar. Avcıların kimler olduğunu tahmin etmek zor değildi. Christian Yu ve çetesi bulunan alanın içinde avcı rolü üstleniyorlardı. Gözleri sürekli etrafta ve gelecek olan herhangi bir tehlikedeydi. Onların hayatı tamamıyla buna endeksliydi. Onlar için savruk ve rahat yaşamak pek mümkün değildi. Sürekli her şeyi kontrol altına almaya çalışmak ve herkesin her hareketine kitlenmek onlar için artık bir yaşam şekliydi. Kim Taehyung dışında ,içlerinden kimsenin belli bir odağı yoktu.
Kim Taehyung ise küçük basketbol sahasının karşısında yer alan o tribüne kitlenmişti. Bacaklarını kendine çekmiş, kollarını etrafına sarmış ve iri gözleriyle dönen maçı seyreden çocuğun üstünden bir an olsun çekmiyordu bakışlarını. Arkadaşlarının konuştukları şeylere bile kulak asmıyor, yalnızca Jungkook'u izliyordu. Jungkook ise bunu fark edemeyecek kadar dalgındı.
"Taehyung anladın mı?"
Jay Park'ın seslenişi ve koluna dokunması, tüm odağını değiştirmişti. Taehyung dönen konuşmayı anlamak için kaşlarını çattığında Christian için bu durum can sıkıcı hâle gelmişti ve ona gerekli bir uyarı yapmadan duramadı.
"Çok dikkat çekiyorsun!"
İkilinin sert bakışları buluştuğunda Taehyung için bu bir nevi tehditti. Christian'ın gözüne batması iyi değildi ve dikkat çekmesi ise hiç güvenli değildi. Yine de yaptığı şeylere karışılmasını sevmiyordu.
"Karışma!"
"Günün sonunda plan başarısız olursa neler olacağını biliyorsun değil mi?"
Taehyung derin bir yutkunmayla liderini izlemeye devam etti. Onunla baş edemezdi. Hoş! Ona karşı gelmezdi de ama sırf Jungkook için ona her fırsatta azar çekmesi hoşuna gitmiyordu. Jungkook merkezli sorunlar çıkmış olsa da her şeyi bilen biri olarak bu kadar sert durması Taehyung için tehlike ve içsel bir darbenin çalan çanları gibiydi.
"Beyler zaman daralıyor. Ters düşmeyin. Hem Taehyung her şeyi halleder. Ona bırakalım ve şu serbest dolaşım hakları kalkmadan bitirelim bu işi!" Jay Park ikilinin arasına bir duvar gibi girdiğinde, Minho da onu onaylamıştı.
"Plan bozulursa, küçük ölür!"
Christian gitmeden önce son kez Taehyung'u muhatap alarak konuşmuştu. Aralarındaki gerginlikler git gide büyüyordu ve bunun tek sorumlusu Taehyung iken başka bir günah keçisi bulmak zordu. Taehyung onlara ayak uydurmaya son vermişti ve bu tam olarak Jungkook'un gelmesiyle başlamıştı. Burada yalnızca ceza çekmek için kalmıyorlardı. Çok farklı görevleri ve yapmaları gereken onlarca şey varken Taehyung'un bir çocuğun peşine takılması aksiydi.
Özelikle bu çocuk yüzünden başlarına bela açması ve tepki toplamalarına sebep olması belli etmeseler de Christian dışında diğerlerinin de canını sıkıyordu. Özellikle dışarıdakilerin. Hepsi Taehyung'un bu şekilde davranmasına karşılardı.
Jungkook, Taehyung'u boğmaya çalışması bile onlar için bitirici bir hareketti ama Taehyung Jungkook'u öldürmek yerine onun için adam öldürmüştü. Üstelik bu adamlar cezaevinde ayak işlerini yapan adamlardı ve buradaki bir kolunu kesmişti. Olan bu olaylar diğer mahkûmların tepkisine de yol açmıştı. Ona sadık olan adamları o çocuk için öldürmesi ihanetti. Bu yüzden tüm mahkûmlar malûm çeteye karşı kinlenmişlerdi.
Christian ise bunların hepsini bitirecek bir plan yapmış ve uygulaması için de Taehyung'u görevlendirmişti. Burada yapılması gereken şeylerden biri de müdürün yalakası olan ve çetenin işlerini aksatan gardiyanı ortadan kaldırmaktı. Taehyung'un öldürdüğü mahkûmları ve Taehyung'u hücreye atan ise yine aynı gardiyandı. Yaklaşık bir haftalık sürecin sonunda yalnızca Taehyung'un hücreden sağ çıkmış olması herkesin dikkatini çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Devotion | taekook
FanfictionJeon Jungkook, girdiği cezaevinde başına aldığı belalardan kurtulmanın yolunu ararken, Kim Taehyung'un ağına düşer...