|9|Bana dokunursan seni mahvederim!

3.4K 396 533
                                    

Art Deco- Lana Del rey

Zaman artık yavaş yavaş Jungkook'un üzerindeki izlerini belli etmeye başlıyordu. Burada belli bir zaman dilimini geride bırakmıştı. Onun  için günler hızlı geçiyordu. Buraya alışmaya başlıyordu. En azından bunu yaparak zamanı geçirmeye ve biraz olsun kafasını kurcalayan her şeyden uzak kalmaya çalışıyordu.

Buraya ilk geldiğinde abisinin onu hemen çıkaracağı ile ilgili olan umutları tükeniyordu. Ne hâlde olduğunu veya ne yaptığını bilmiyordu. Onunla iletişime geçemiyor ve yalnızca iyi olduğunu düşünmeye çalışarak rahatlamayı hedefliyordu.

Onun için bu iki hafta hızlı geçmişti. Kim Taehyung'un onu ve bir gardiyanı rehin aldığı isyanın üzerinden iki hafta geçmişti ve bu iki hafta içerisinde hiç beklemediği şeyler olmuştu.  Jisung ile barışmıştı. Bu onun için güzel bir adımdı ve üstüne üstlük bir de çalışma izni almıştı.

Kim Taehyung istemeden de olsa bir iyilik yapmıştı. İsyan bittikten sonra Kim Taehyung'un ona ve gardiyana bıraktığı hasar için revire yatırılmışlardı. Bu süreçte ikili iletişim halinde olmuş ve gün geçtikçe yakınlaşmışlardı. Jungkook ona kendisiyle ilgili şeyleri içine biraz yalan bir gerçeklik katarak anlatmış ve sonucunda hiç beklemediği bir teklif almıştı.

Aklındaki cezaevi profilinden farklıydı burada olan her şey. Buna serbest dolaşım ve mahkûmların çalışmaları da dahildi. Hatta ilk geldiğinde teslim aldığı kıyafetleri bile ona bir mahkûm vermişti ve şaşırmıştı. Dışardan destek almayan, kimsesi olmayan mahkûmlar için küçük işlerde çalışmaları karşılığında belli bir miktar para veriliyordu ve kötü işlere bulaşmadan ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlardı.

Ama elbette kimsesi olmasa bile bu hak her mahkûma verilmiyor ve suçun ağırlığı göz önünde bulunduruluyordu. Jungkook'un suçu ise yalnızca dolandırıcılık olduğundan bu iş için uygundu. Onu, beş kişilik çalışan mahkûm, listesine ekleyen ise Chul adındaki gardiyan olmuştu. Jungkook dışardan herhangi bir destek almıyor ve ihtiyaçlarını karşılamakta da zorlanıyordu. Onun için büyük bir şans olmuştu bu iş ve bu şekilde çalışması mahkemede ona kolaylık da sağlayacaktı.

Chul ona iki hafta içinde iyi fırsatlar sunmuş ve yardım etmişti. İyi anlaşmışlardı. Her ne kadar mutfakta çalışıyor olsa da memnundu yaptığı şeyden ve bu şekilde kafa dağıtacağı her hangi bir uğraş bulduğu için Chul'a minnettar hissediyordu.

"Kolay gelsin"

Son tepsiyi de bırakıp, nöbette olan gardiyanlara doğru konuşmuştu. Aralarından yalnızca Chul teşekkür ettiğinde Jungkook gülümsemişti. Bu gülüşe karşılık sarı saçlı adam ayaklanıp, Jungkook'un yanına gelmiş ve gitmeden önce sohbet etmek istemişti. Her ne kadar bu diğer iki gardiyanın hoşuna gitmese de...

"Nasıl gidiyor?"

"Bunu her gün soracak mısın? İyi gidiyor" demişti gülerek. Garidyan yeniden onu gülümseyerek izlemiş ve Jungkook'un beline dokunmuştu.

"Bir sorun olup, olmadığını merak ediyorum yalnızca"

Jungkook gülerek kafasını sallamış ve " Sorun yok" diyerek cevap vermişti. Sorundan kastının Kim Taehyung olduğunun farkındaydı. Kim Taehyung hücredeydi ve birazdan ona da yemek götürecekti. Günlerdir olduğu gibi bunu yapıyordu ama ondan tek kelime duymuyor bir tepki görmüyordu. Şimdilik bir sıkıntı yoktu ama Chul bunu dert edinmiş gibi duruyordu.

Taehyung'un, Jungkook'a da sert davrandığını görmüştü. Olan biten her şeye , ayık olduğu sürece, şahitlik etmişti ve Kim Taehyung'un yeniden ona bir zarar vereceğini düşünüyordu. Çünkü Jungkook, ona karşı dostane bir tavır takınsa da kendisi için her şey farklıydı. Jungkook'u beğeniyordu ve çocuğun ona karşı olan tüm minnettar tavırlarını farklı yorumluyordu.

No Devotion | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin