Tenish-Woo
________________Jungkook telaşlıydı.
Seokjin, onu bu telaş içinde bırakıp gideli iki gün olmuştu. Bu iki gün içerisinde nereden para bulacağı ile ilgili çokça düşünce biriktirse de hepsini kısa süre içinde halı altına süpürmüştü. Dışarıda olsa bile bulmak için binlerce ölü sebep bulacakken içerde nasıl bir bir çözüm bulacağını o da bilmiyordu. Her şey dışarıda zordu ama içeride daha da zor olduğunu Jungkook iki gece boyunca düşünerek tecrübe etmişti.
"Bir sorun mu var oğlum?"
Yaşlı koğuş arkadaşı, elini omzuna koyup soru sorduğunda Jungkook daldığı düşüncelerden çıkıp, elini plastik çatalına atmıştı. "Var ama çözüm bulacağını düşünmüyorum." aşağılayıcı olmayan ses tonuyla konuştuğunda, yaşlı adam gülmüştü.
"Elbette bulamam ama dinleyip, akıl verebilirim." tebessüm eden yaşlı adama karşı Jungkook da gülmüş ve "Bana nasıl para bulacağımı söyle o zaman." kısa bir süre adamı izledikten sonra önüne dönmüş ve yaşlı adamın yemeğini yediğini fark etmişti.
Ona elbette kimse yardım edemezdi. Jisung'tan yeniden para isteyemezdi. Bu sefer o Minho denen heriften kurtulamazdı. Aslında derdi bu da değildi. Jisung'tan istese bile ona para getirmezdi. Ne de olsa başta kendi hatasını örtmek için yardım etmişti. Şimdi onu ilgilendiren bir durum söz konusu değilken hiçbir şey yapmazdı.
"İçeride insanlar nasıl para kazanıyor?" Jungkook yaşlı adama yeniden döndüğünde adamdan önce,masaya yerleşen Jisung konuşmuştu. "Elbette uyuşturucu ve fahişelikle!" yine eline bir salata kasesi almış ve plastik çatalıyla karıştırıyordu.
"Paraya mı ihtiyacın var?"
"Evet. Büyük bir meblağ ve benim hiç param yok!"
"Yine mi Shwa-" Jisung, henüz konuşmasını bitirmeden Jungkook kafasını olumsuz anlamda sallayıp red etmişti. "Hayır hayır! Bu tamamen kişisel bir durum." diye kısaca açıkladığında Jisung önüne dönmüştü.
"Fahişelik asla yapmam ama uyuşturucu olur. Nasıl yapmam gerekiyor?" Masadaki sessizliği yeniden bozduğunda Jisung ağzındaki salatayı çiğnemeyi bitirip, konuşmuştu.
"O kadar kolay değil Jungkook. Buradaki tüm uyuşturucu alışverişi Shwa ve Taehyung'un elinde. Onlar varken yapabileceğin tek şey fahişelik olur üzgünüm." Jisung ilk kez alaycı konuşmuştu Jeon'a karşılık ve bu da onun canını sıkmıştı.
"Mal bulmama yardım edin. Geri kalan tüm sorumluluğu ben üstlenirim."
"İçeriye mal sokabilen iki kişi var zaten. Onları da az önce söyledim. Ki içeriye mal soksan bile satamazsın. Shwa ve Taehyung'un adamları dışında burada kimse kimseden mal almaz." Jungkook kaşlarını çatıp, kollarını gövdesinde birleştirmişti.
İçeriye asla mal koyamazdı. Buna gücü yoktu ama içerideki malı bir şekilde eline geçirirse bu onu kurtarırdı. Shwa'ya bir daha bulaşmak istemiyordu ve zaten malı şimdilik o yönetiyordu. Ama Taehyung denen adam için aynısı geçerli değildi!
Siktir o hücredeydi ve onun parası da malı da başıboş duruyordu!
Jungkook aklına gelen ve onun için anlık olarak çok mantıklı gelen planını gerçekleştirecekti. O mala el koyacaktı ve satıp, parası ile abisini kurtaracaktı. Belki sonrasında Taehyung denen adamı başına bela edecekti ama onun için şuan abisinden daha önemli bir şey yoktu. Canı pahasına da olsa kurtaracaktı abisini.
"Taehyung'un malını kim taşıyor?"
"Sakın!"
"Jisung malı kim taşıyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Devotion | taekook
FanfictionJeon Jungkook, girdiği cezaevinde başına aldığı belalardan kurtulmanın yolunu ararken, Kim Taehyung'un ağına düşer...