34: KORHAN & SAFİR

7.8K 665 236
                                    

"Önemli olan kaybettiklerim değil, hatıralarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Önemli olan kaybettiklerim değil, hatıralarım. Yaralar iyileşir, sevgi yaşar. Biz kalırız." -Kristin Hannah

Telaşlı bir hâlde revirin olduğu kata vardığımda koridorun boş olduğunu gördüm. Nefes nefese kalmış bir vaziyette yanımdaki bedene döndüğümde, o da benim gibi şaşkınlıkla boş alana bakıyordu. Omay'ın yalan söyleyeceğini düşünmüyordum, çünkü bunun için bir sebebi yoktu. Pekâlâ, her yalan bir sebebi olduğu için söylenmeyebilirdi...

Tekrar Dehâ ile göz göze geldiğimizde aynı şeyi düşünmüşüz gibi başımızı salladık. "Sen sağ taraftaki odalara bak, ben sola gideceğim." Bunu dedikten sonra yanımdan ayrıldığında bende adımlarımı diğer tarafa yönlendirdim. Aceleci ama temkinli olmaya çalışıyordum, bir şeyler döndüğü ortadaydı. Bundan yarım saat öncesine kadar gerçekten kötü ruh hâlimden sıyrılmış bir vaziyette, Zamir ile oturuyordum. Fakât şimdi tekrar o habis duygular bedenimi ele geçirmiş ve aklımı yine onunla doldurmuştu. Ben Korhan için telaşlanıyor ve köşe bucak onu arıyordum.

Kendime kızgınlığın artarken, sert bir şekilde yutkunarak önümdeki odanın kapısını açtım. İlaçların olduğu bir depoya benziyordu ilk bakışta, içeriye doğru girdiğimde gözlerim loş odada gezindi. "Kimse var mı?" Hafif yüksek bir sesle sorduğumda hemen yan tarafımda hissettiğim bir tıkırtı ile irkilerek o tarafa dönmüştüm. Devrilen ilaç kutusunu gördüğümde kaşlarımı çattım "Korhan?" O tarafa doğru birkaç adım atmaya başladım, burada birinin olduğunu biliyordum ve içimden bir his bunun o olduğunu söylüyordu.

Devrilen ilaç kutusunun önünde durduğumda yere doğru eğilerek kaldırdım. İçini incelemeye başladığımda bunun normal bir kutudan ibaret olduğunu anladım. Tekrar ayağa kalkmak için hareketlendiğimde duyduğum kapı sesiyle elimi kalbimin üzerine koyarak korkuyla sıçradım. Az önce kapı kapanmıştı ve ben burada yalnız değildim. "Kim var orada?" Sesimin titrememesine özen göstererek konuştuğumda, saniyeler sonra 'kilik' sesini duydum. Ardından yaklaşan adım seslerini...

Kendimi bir korku filminde gibi hissediyordum istemsizce. Bu kötü his bedenimi ele geçirirken, önümdeki rafa tutunarak doğruldum. Nefesimi tutarak karşıma çıkacak kişiyi beklemeye başladım. Bir elim sol göğsüme baskı uygularken, diğer elim hemen arkamdaki rafa sıkıca tutunuyordu. Birkaç adım sonrasında karşımdaki silüet netleşerek belirgin bir hâl aldı. Gördüğüm beden, tahmin ettiğim gibi oydu. Fakât tek bir farkla, karşımdaki adamın gözlerinin akı tamamen kızıla boyanmıştı. Bunu yetersiz ışığa rağmen iyi bir şekilde görüyordum. "K-Korhan?" Kekelememem gereken bir andı ve ben kesinlikle batırmıştım.

Birkaç adım uzağımda duruyordu sadece, gözlerini hiç kırpmadan bakıyordu gözlerime. Zihnimde çakan şimşekler hiç de iyiye işaret değildi, o zor bir dönemin içindeydi ve en önemlisi bir akıl hastasıydı. "Ben..." Diye söze başladım ama bakışları sadece gözlerime odaklıydı. "Esved ile kavga ettiğini duydum." Cümlemin devamını getirdiğimde istemsizce dudaklarımı birbirine bastırdım. Sanki söylememem gereken bir şeyi söylemiş gibi hissediyordum. Neden hareket dâhi etmiyordu? İçimdeki korku ateşi iyice yükselmeye devam ediyordu, çok geçmeden soğuk terler dökeceğime emindim.

1049 | BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin