"Belki de kim olduğumu ben bile bilmiyorumdur." -Bir Delinin Anı Defteri
Eğer üstün birinin karşısındaysanız, ister istemez kendinizi kapana kısılmış hissedersiniz. Bu odada üstünlüğün yegâne sahibi Esved'in kendisiydi. Hepimiz onun yakıcı gücünü kabulleniyor ama karşı koymak için bir şey yapamıyorduk. Korhan ona nefret doluydu ama öldürmek için bir çaba sarf etmiyordu. Dehâ ona kırgındı ama hâlâ sevmekten kendini alıkoyamıyordu.
Ben ondan korkuyordum ama kaçmak da istemiyordum.
Sorun bizde miydi yoksa karanlığın vücut bulmuş hâli olan Esved Karayel de miydi? Cevabını kimse bilmiyordu, hiçbirimiz cevabı bulmak istemiyorduk. Her ne olursa olsun onun yalan söylemeyeceğini en acı şekilde öğrenmiştim. Ağırdı onunla yaşamak, sırtında her zaman yük varmış gibi hissettiren biriydi. Yine de buna alışıyordu insan, Dehâ gibi. Alıştığı için seviyor ve ondan gelen her acıyı sindirmeyi başarıyordu.
Gözleri gözlerime değdiğinde, nefesimi kesen o tuhaf hislerle baş başa kalmıştım. Ne yanımdaki Korhan ne de hemen diğer tarafımda olan Dehâ, bu saatten sonra hiçbiriyle ilgilenemezdim. Onlarında konuşmak gibi bir düşüncesi yoktu, Esved onlar yerine de hüküm veriyordu. Donuk ifadesini hiç bozmadan "Bizi yalnız bırakın." Dedi, emredici tonlaması karşısında pasif kalmayarak tüm cesaretim ile başımı dikleştirdim. Gözlerinden geçen parıltılılar ile birlikte dudağının kenarı kıvrıldı fakât bunu sadece benim görebildiğime yemin edebilirdim.
"Bir kez daha onu seninle yalnız bırakmak gibi bir hata yapmayacağım." Korhan kaşlarını çatarak aramıza girdiğinde Esved ona doğru bir adım attı ve konuştu. "Evet, bizi yalnız bırakacaksın." Gözleri saatler öncesinden kalma kızıllığa tekrar boyanırken derin bir nefes alarak göz kapaklarını birkaç saniyeliğine kapattı. Sakinleşmek istiyordu, konu ben olduğumda saman alevi gibi şahlanıyordu. "Sorun çıksın istemiyorum Esved ama sen beni zorluyorsun." Esved Karayel duruşundan ödün vermeyerek kafasını Dehâ'ya doğru çevirdi. "Beni nerede bekleyeceğini biliyorsun." Ardından kafasıyla 'çık' işareti yaptığında Dehâ tereddüt etmeden başını salladı ve odadan çıktı. Her seferinde nasıl bu kadar sadakatli kalabildiğine şaşıyordum. Delice bir aşk mıydı onunkisi? Başka türlüsü oldukça gurur kırıcı olurdu ama o bunu umursamıyordu.
"Sana gelelim," Esved bunu diyerek bakışlarını tekrar Korhan'a çevirdi usulca kafasını onun sol kulağına doğru eğdi. Dudakları sessizce ona fısıldarken, ne dediğini deli gibi merak ediyordum. Korhan'ın gözleri irice açıldığında vücudunun titrediğini gördüm, onu bu denli paniğe sürükleyen şey neydi? İlgiyle o ikisini izlemeye başladığımda Korhan'ın kaşları çatıldı fakât hâlâ titriyordu. Dişlerini sıkarak kafasını bana doğru çevirdi, gözleri dolmuştu. Bu görüntü beni hayrete düşürürken anlamayarak kaşlarımı kaldırdım. Kafasını iki yana saldıktan sonra sıkılı yumrukları ile hızla odanın çıkışına yürüdü. Tek kelime dâhi etmeden kapıyı sertçe çarparak gittiğinde bu sefer bir cevap almak için Esved'e çevirdim bakışlarımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1049 | BxB
Teen FictionÜnlü Leza hapishanesi, 1049 numaralı mahkûm, Asil Mavera Cansaran. Onu aslında hapishaneye tutsak eden, Korhan Safir Alaca'nın ta kendisiydi... +18 yaş sınırı vardır. Not: Hikâye harem, şiddet, smut ve olumsuz örnek olabilecek davranışlar içerecekti...