Yukarıdaki resim Esved'in takımını temsil ediyor, okuyucunca kafanızda canlanması için koyuyorum.
Bölüm şarkısı: The plot in you - Feel nothing
•
Zihnimde yankılanan sesleri duyabiliyordum, eskiden bulanık olan görüntüler artık daha netti. Bir rüyada olduğumun farkındaydım, göz kapaklarım hiç olmadıkları kadar ağırdı. Ben tanıdık bir yolda yürüyordum, burası ilk kez doğum günümün kutlanıldığı alandı. O gün sevildiğimi anlamış ve o gün katilime güvenmeyi seçmiştim.
Derin bir nefes alarak kafamı kaldırdım, gökyüzü kapalıydı. Yağmur yağacağını düşünüyordum, gerçi benim için mevsim fark etmiyordu. Sokaklarda dolaşmak ve üç kuruş için onun bunun ağız kokusunu çekmek zorundaydım. Nefes verdiğimde çıkan buharlar havaya doğru bir yol izlerken, üzerimdeki eskimiş kazağın kollarını çekiştirdim.
"Üşüyor musun?" Yanımda varlığını belli eden ses Asaf'a aitti. Ona doğru döndüğümde kafamı olumsuzca salladım. Fakât bana inanmadığı açıkça ortadaydı, bu yüzden kafasına taktığı beresini çıkartarak bana doğru uzattı. Koyu yeşil beresini benim turuncu saçlarıma geçirdiğinde kulaklarımı da tamamen kapatmıştı. "Kulakların seni ele veriyor, Asil." Gülümsediğinde bende gülümsedim, ardından bakışlarımı sırt çantasına doğru çevirdim. "Sabahtan beri yürüyoruz ve sen onu hiç çıkartmadın. Ne taşıyorsun?" Merakla sorduğumda elini uzatarak benim elimi kavradı ve parmaklarıma doladı. "Sürpriz."
Ağzım aralandığında daha çok meraklandı. "Ne zaman göstereceksin bana?" Heyecanla sorduğumda diğer elini ileriye doğru uzatarak küçük göletin olduğu yeri gösterdi. "Oraya vardığımızda." Elini daha çok sıktığımda önce ellerimize, ardından yüzüme baktı. "O zaman hızlı olmalıyız!" Bunu dedikten sonra koşmaya başladığımda o da bana ayak uydurdu. Esen şiddetli rüzgâra rağmen koşmaya devam ediyorduk. Gülerek ona baktığımda saçlarının uçuştuğunu gördüm.
Birkaç dakika sonra nefes nefese gölete vardığımızda havanın soğukluğundan donmuş olduğunu gördüm. Gözlerimi irice açtım "Vay canına!" Ardından onun elini bırakarak biraz daha yaklaştım. "İlk defa görüyorum böyle bir şeyi. Sahi, hava gerçekten bu kadar soğuk mu?" Kendi kendime konuşmaya devam ettiğimde beni yalnız bırakmadı. "Dünden beri aşırı soğuk, donacağını tahmin etmiştim." Ona doğru döndüğümde elinde tuttuğu şeyleri gördüm. Gülümseyerek bana bakıyor ve onları sallıyordu. "Bunlar..." Bana doğru yaklaşarak bir çiftini uzattı "Buz pateni için gereken ayakkabılar."
"Sen ciddisin!" Heyecanla konuştuğumda kafasını sallayarak onayladı beni. "Al hadi." Beyaz ayakkabıları bana uzattığında hiç beklemeden aldım elime. "Ama ben kaymayı bilmiyorum ki." Üzüntüyle konuştuğumda dişlerini göstererek gülümsedi. "Ben varım Asil, korkma." Ardından eğilerek botlarını çıkarttı ve patenleri ayağına geçirmeye başladı. Bende aynı işlemi kendime uyguladığımda heyecandan ellerim titriyordu. Bu hâlimi fark etmiş olacak ki ellerini uzatarak bağcıklarımı bağlamama yardım etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1049 | BxB
Ficção AdolescenteÜnlü Leza hapishanesi, 1049 numaralı mahkûm, Asil Mavera Cansaran. Onu aslında hapishaneye tutsak eden, Korhan Safir Alaca'nın ta kendisiydi... +18 yaş sınırı vardır. Not: Hikâye harem, şiddet, smut ve olumsuz örnek olabilecek davranışlar içerecekti...