14

330 31 6
                                    

O hafta sonu, Hinata Atsumu'nun doğum günü için bir parti vermiş, ve ona akıl almaz bir oral seks yapmıştı; o kadar ki Atsumu'nun kanı kıskançlıkla kaynamıştı. Nasıl bu kadar iyiydi ve daha önce kiminle yapmıştı?

Birkaç gün sonra Hinata'nın ona öğretmesini istedi ki iyiliğine karşılık verebilsin. Biraz sertti ancak Hinata aldırış etmemişti. Atsumu, giderek büyüyen "çıkar bulunduran pişmanlıklar" listesine bunu ekleyebilirdi.

On dördüncüsü de geçtiğinde bütün antrenman oyunlarını kolayca tamamlamışlardı, ve Atsumu da cehenneme gideceği gerçeğini tamamen kabullenmişti. Ama takım arkadaşları Hinata ve o antrenmana sıkı fıkı geldikleri her gün daha da gerginleşmişti. Ayrılması gereken gün geçeli 2 haftadan fazla oluyordu.

Inunaki setler arasında onu köşeye sıkıştıran kişiydi ki bu sürpriz değildi. Atsumu'dan sonra en çok sorumluluk hisseden kişi de oydu.

"Ondan ayrılmıyorum," dedi Atsumu, gözlerine bile bakamıyordu ama gözünün kenarından Inunaki'nin sertleştiğini görebiliyordu.

"Sen ne."

"Ondan ayrılmıyorum," diye tekrarladı Atsumu. "Zamanlama boktan. Sezona girdik, ve ilk oyunumuza iki haftadan az kaldı. En becerikli oyuncumuz kırık kalbini tedavi ediyor diye son altıya kalamamamızın sebebi olmak istiyor musun gerçekten?"

Adaletsiz, yanlış bir değerlendirmeydi, Atsumu kelimeleri dışarı çıkmaya zorladıktan sonra irkilmesini tutmak zorunda kaldı. Çünkü Hinata asla duygularının oynayış şeklini etkilemesine izin verecek bir sporcu olmamıştı. Çok çalışmış; çok ilerlemişti. Atsumu'nun kötü bir gün geçirmesine endişelenmesi gerekmeyen bir oyuncu varsa o da Hinata'ydı, şanslı olduğu için değildi. Şartlar ne olursa olsun sahaya elinden gelenin en iyisini yapabilmek için yıllarca kan, ter ve gözyaşı döktüğü içindi.

Atsumu'nun ona en çok hayran olduğu şeylerden biriydi. Görünüşe göre çok şeyden biriydi.

Hinata'yla yattığından bahsetmedi tabi o an. Herkes kafasını koparırdı.

"Ne o zaman? Sonraki birkaç ay daha onunla çıkıyormuş gibi mi yapacaksın? Sen ciddi misin ya?" Inunaki, Atsumu'yu omuzlarından sarsması mı yoksa uçurumdan atması mı gerektiğinden emin değilmiş gibi görünüyordu.

Atsumu en plastik, en acı gülümsemesini sıvandı. "Ne, daha iyi bir fikrin mi var? Çünkü dinlemeyi çok isterim. Şu iyi büyük Senpai'min tavsiyelerinden bazılarını dinlemeyi."

Inunaki yemi yutmadı. "Miya, ne yapıyorsun sen?"

Atsumu bilmiyordu.

Umurunda değilmiş gibi davranmaya çalışıyordu.

***

Sezonun ilk oyununda Black Jackals, VC Kanagawa'yı üç ardışık setle ortadan kaldırmış ve kimse de şaşırmamıştı.

O gece Sakusa Atsumu'ya evlerinde uyumayı yasakladı.

"Kendi apartmanın var g*t herif, kullan onu. Hinata'ya katlanıyorum, ama eğer bir kez daha senin adını inlediğini şu s*ktirik ince duvarlardan duyarsam, bunu da yapmam. Defol git şimdi verandamdan."

Hinata daha sonra "Omi-san iyi anlamda söylüyor," diye kıkırdadı, Atsumu'nun çarşafların arasında sarmaş dolaşlardı, sıcak, terli ve doygun bir şekilde. "Seni en yakın arkadaşlarından biri sayıyor, yoksa asla bu kadar sık gelmene izin vermez!"

"Hmm, gerçek bir lokum, aynen," diye homurdandı Atsumu.

"Sorun değil mi? Burada daha fazla kalmam gerekmesi?" Her şeye rağmen Hinata'ın sesinde hâlâ hafif bir tereddüt vardı, sanki gerçekten de bunların bir rüya olacağını ve bir sabah uyandığında halının ayakları altından çekildiğini göreceğini, bunların hiçbirinin gerçek olmadığıyla yüzleşeceğini düşünüyordu.

AtsuHina | Ampersand ✔çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin