16

307 27 1
                                    

Bu bölümü yemek istiyorum ya. Tebessüm ettireceğine eminim ksjnfldjfsşa

Medyaya bıraktığım fotoğrafı tatlı bulduğum için bıraktım, hikayeyle alakası yok <3

***

Hinata tatilin çoğu için Miyagi'ye gitmişti, bu da Atsumu'nun 'sevimli küçük erkek arkadaşını' eve getirmediğini fark ettiğinde çocuk gibi somurtan büyükannesinden birkaç laf işitmesini sağlamıştı.

"Kendi ailesi var, büyükanne," dedi Atsumu bıkkın bir şekilde. "Siz iki pisliğin dışında bir hayatım olmaması Shouyou-kun'un da öyle olduğu anlamına gelmiyor."

Büyükannesi katlanmış gazeteyle sertçe vurdu ona. "Benimle böyle konuşma. Seni bundan daha iyi yetiştirdim. Benim dışımda herkese kaba olabilirsin."

***

Noel arifesinde Hinata, yılın en romantik tatillerinden birinde küçük bir video randevusuna çıkabilmeleri için onu aradı.

Osamu ve büyükannesi kadraja kafalarını soktuklarında tamamen mahvolmuştu, neredeyse tüm ekranı gasp ediyorlardı. Atsumu sürekli söylendi, ki yılbaşında yeniden yapacakları belliydi.

Atsumu salak değildi. Hatalarından ders çıkarabiliyordu. Bu kez Hinata aradığında kendini tuvalete kilitlemişti ve Hinata arka planı görüp tanıdığında beş dakika boyunca gülmüştü neredeyse. Sonra da Atsumu'ya şirin diyerek kapattı konuyu.

"Seni eşek." Hinata sevgi dolu bir sesle söyledi. "Burada olmanı dilerdim."

Atsumu da öyle hissediyordu. Hissetmesi gerekenden daha fazla.

***

Hinata tatillerinin son birkaç gününü birlikte geçirebilmeleri için onu Miyagi'ye çağırdı ancak Atsumu şaşırtıcı derecede güçlü bir derecedeki kendini yabancıların arkadaşlığına tabi tutma arzusuna rağmen kendini reddetmeye zorladı. Hyougo'da büyükannesi ile kalması gerektiğine söyledi.

Hinata hayal kırıklığını saklamada iyi değildi ama bir kere bile Atsumu'ya kötü hissettirmemişti bu konuda. Elbette, sadece Atsumu'nun daha suçlu hissetmesine neden olmuştu ancak ne yapması gerekiyordu ki, Hinata'yı şu dünyada en çok seven iki insanın yüzüne bakıp ne yaptığı konusunda yalan mı söylemeliydi?

"Madem küçük zavallı bir bebek gibi oturacaksın neden sorduğunda evet demedin ki?" Atsumu onuncu kez derin bir iç çekişle uzun uzun dışarı bakmaya döndüğünde mırıldandı Osamu bunu.

Atsumu başını yana eğip surat yaptı ona, karşılık verecek enerjisi bile yoktu. "Anlamıyorsun," diye homurdandı, huysuz olduğunun tamamen farkındaydı.

"Sen bir aptalsın," dedi Osamu sıkılmış bir sesle. "Bunu gayet iyi anlıyorum."

***

Sadece bir buçuk hafta. Osaka'ya dönüp sonraki ilk maçları için canları çıkana kadar antrenman yapmadan önce molada geçirecekleri bir buçuk hafta.

Hinata'sız bir buçuk hafta sonsuzmuş gibi hissettirmişti.

"Atsumu-san!"

Atsumu gözleri fal taşı gibi açılmış, anahtarlarını hâlâ açık olan araba kapısının yanındaki sulu karlara bırakıyordu neredeyse. O gittiğinden beri düşünebildiği tek şey buyken, o özel sesi şu anda duymayı beklemiyordu.

Apartmanın önüne daha yeni park etmişti, hayal ettiğini düşünmek üzereydi -Osamu'nun onun hakkında tatil boyunca nasıl sinir bozucu derecede suratsız olduğunu söylemesinin cezası- ki ona doğru koşarken acelesinden dolayı az daha erimiş karda kayacak olan turuncu bulanıklığı fark etmeseydi.

AtsuHina | Ampersand ✔çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin