20

316 26 17
                                    

Koydu geçirdi bu bölüm bana.

***

Hinata sonraki gün antrenmana gelmedi. Sakusa da öyle.

Koç arayıp hasta olduklarını söylediklerini söylemişti. Ancak, antrenmanda bir ağırlık vardı, kalın ve boğucu, çünkü hepsi de biliyordu olayın bu olmadığını.

 Bu onların suçuydu. Atsumu'nun. Hepsinin.

Atsumu kazayla Barnes'e hızlı pas attı, ki bu o gün yaptığı tek hata değildi..

Setler arasında kimse konuşmadı.

***

Sonraki gün, Hinata yine gelmedi. Ama Sakusa geldi.

Tükenmiş ve gergindi, ona bakan herkese dik dik bakıyordu. Ne zaman Atsumu ona pas atsa onu yumruklamak istiyormuş gibi bir ifade takınıyordu. Aurası tehlikeliydi, ona yaklaşacak kimsenin bugün kolay kolay kurtulamayacağı mesajını veriyordu.

Antrenmandan sonra, Atsumu yaklaştı yine de.

"Omi-kun-"

Başka bir kelime söyleyemeden dolaplara yapıştırılmıştı, iki gün öncesini o kadar anımsatmıştı ki Atsumu bu kadar boş hissetmeseydi gülecekti.

Sakusa parmaklarını Atsumu'nun tişörtüne geçirdi, ah ve o ifadesi... Atsumu sinirine dokunmak için her şeyi yaptığı günlerde bile onu böyle görmemişti.

Çenesi hâlâ yumruktan dolayı acıyordu. Sakusa'nın elinin de acıdığına emindi. İkisi de bundan bahsetmedi.

Atsumu'nun göğsünde yumruğunu daha da sıkarken eli gibi gözleri de onu duvara sabitliyordu. Sakusa konuştu, çok çok yavaş bir şekilde. "Bunu bir kere söyleyeceğim, bir daha asla söylemeyeceğim. Ondan uzak dur. Bu bir rica değil."

"Onu üzmek istemedim," diye haykırdı Atsumu. "Ben... şey yapmaya çalışıyordum-"

"Ona yalan söylüyordun," diye tısladı Sakusa. "Aylarca. Bütün bu zaman boyunca o sana aşık olurken sen onunla olmanın tek nedeninin s*kik bir iddia olduğunu söylemek zorunda kalmamak için ayrılacak en iyi zamanı kolluyordun. Bunun ben sana söylemeden ne kadar boktan olduğunu anlayamıyorsan, bir ilişkiye de girişmemelisin en başta."

"Sadece onun nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum," dedi Atsumu kısık sesle.

Sakusa'nın ifadesi saf tiksintiydi. "Nasıl olduğunu düşünüyorsun?"

***

Üçüncü gün, Hinata sonunda döndü antrenmana. Ancak kimse rahatlamadı.

Çünkü gözleri hâlâ kıpkırmızı ve şişmişti. Koyu halkalarla çevriliydi ve her an gözyaşlarına boğulabilirmiş gibi duruyordu. Başını sürekli eğik tutuyordu, kimsenin gözlerine direkt bakamıyordu. Titrediği ve tüm kelimelerinin zorlama olduğu belli olmasına rağmen, gülümsemeye ve herkese tezahürat yapmaya devam ediyordu işte, her zaman yaptığı gibi. 

Harika oynadı. Bu hiç sürpriz olmamalıydı. Atsumu hep biliyordu Hinata'nın duygularının sahada nasıl oynadığı üzerinde kötü bir etkisi olmasına izin vermeyen biri olduğunu.

Diğer taraftan, kimse üstesinden gelemedi bunun.

"Aah, sorununuz ne sizin bugün?" Hinata diğer herkes düzgün oynayabilmek için fazla gergin olduklarından bir seti karşı tarafa verdikleri zaman zayıf bir şekilde güldü. "Kazanmak istiyorsanız böyle oynayamazsınız! Kimse smaç atamıyorsa nasıl alacağız şampiyonluğu?"

AtsuHina | Ampersand ✔çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin