Hinata bir salı günü Brezilya'ya gitti.
Atsumu veda etmedi.
Bunun yerine, yola düşüp iki saatlik bir sürüşle Osaka'yı terk etti, hislerini nasıl saklayacağını bilemeyecek kadar küçük olduğu zamanlarda sığındığı o tanıdık tahta kapının önünde bitti.
Anahtarı olmasına rağmen haber vermeden geldiğinde hep kapıyı tıklatırdı. Kapı açılana kadar işkence gibi otuz saniye geçmişti, büyükannesinin şaşkın, hem rahatlatıcı hem kalp kırıcı ifadesiyle karşılaştı.
"Atsumu? Ne halt yiyorsun burada?"
Gülümsemeye çalıştı ancak bunun yerine çarpık bir şey çıktı. "Mahvettim, büyükanne. Gerçekten mahvettim."
***
Atsumu halka açık büyük etkinlikler sırasında Tokyo'da olmaktan nefret ederdi, Yaz Olimpiyatları tamamen başka bir şeydi.
Kalabalıklar iğrençti. Sıcaklık merhametsizdi. Hayranlar talepkardı. Basının sınırı yoktu.
Şansına, tüm yarışan sporcuların kaldığı Olimpiyat Köyü tamamen kapalıydı dünyanın kalanına -başka bir şeyden çok yüceltilmiş bir ayakkabı kutusu yığını gibi olmasına rağmen kamusal cazibesinin bir parçasıydı işte- yani diğer sporcular zamanları olduğunda şehre inme planları yaparken, Atsumu içeri girip bu sıkışık yeri kendi inine çevirmeye hazırdı.
Ve maalesef, şeytani bir yönetici Sakusa ve Atsumu aynı takımda olduklarına göre bir odayı paylaşmalarında sorun olmayacağına karar vermişti. İyi olurdu aslında, eğer Sakusa hâlâ ondan ölümüne nefret ediyor olmasaydı.
"Yapma ya," dedi Hinata, Atsumu gidip ona söylenirken, gülmesini tutmak için dudaklarıını birbirine bastırmak zorunda kalırken bile sempatik olmaya çalışıyordu. "Eminim o kadar kötü değildir! Omi-san huysuz olabilir bazen, ama harika bir oda arkadaşıdır!"
Atsumu homurdandı. Evet, eğer Atsumu onun en yakın arkadaşının kalbini kırmasaydı belki. Ama bunun hakkında konuşmuyorlardı, yani bunun yerine "Bu dünyada senden başka tek bir insan bile Bay Ya-Sessiz-Ol-Ya-Helak'a harika bir oda arkadaşı demez. Yaşama alanı konuyken Kita-san'dan bile daha cimri ve titiz. Sesli nefes alıyorum diye bakışlarıyla beni diri diri yakacakmış gibi hissediyorum," dedi.
"Burnundan nefes al," dedi Hinata otomatik olarak. "Yardımcı oluyor."
Atsumu surat astı. "Evet, bu aradığım duygusal destek değildi ama teşekkürler."
Hinata güldü, ki bu Atsumu'nun onu öpmek istemesini sağladı. Ama bunun hakkında da konuşmuyorlardı, bu yüzden dilini ısırıp Hinata'nın su şişesini doldurmasını bitirmesini bekledi. "Seni gerçekten rahatsız ediyorsa değiştirebiliriz? Beni Kageyama'yla aynı odaya koydular, seçim yapmak istiyorsan ikisiyle de yaşamak bana sorun çıkarmaz."
Dünyadaki en kötü insan olduğunu düşünen biri yerine Kageyama'yla aynı odada olmak önemli ölçüde daha iyi geliyordu kulağa, ama Sakusa ve Hinata'nın tekrar birlikte yaşaması fikrinden hoşlanmamıştı Atsumu. Aralarında böyle bir şeyin hiç olmadığını biliyordu, ama ayrıca Hinata Japonya'yı terk ettikten sonra da (Atsumu'nun izni olmadığı şekillerde) yakın kaldıklarını da biliyordu. Ve sarsılmaz arkadaşlıklarından kalan kıskançlığıyla Hinata'nın (kibarca başını sallayıp zayıf bir şekilde gülümsediği Atsumu aksine) Sakusa'yı her görüşünde parıl parıl olmasını birleştirince... Aah, tırnaklarını bir şeye saplamak istetiyordu bu.
Farkındalık sahipleniciliğini azaltmamıştı.
"Hayır, sorun yok," dedi sonra. "Birkaç hafta Omi-kun'un ekşi suratına katlanabilirim. Tobio-kun ve sen iyi olacak mısınız yoksa her saat birbirinizi mezara gömmeye çalışmadığınızı kontrol etmesi için bir ara bulucu mu göndermemiz gerek?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AtsuHina | Ampersand ✔çeviri
FanfictionAtsumu bir iddia üzerine Hinata'ya açılır, sonra her şey dağılmaya başlar. by: infantblue on AO3 Ampersand hayran kurgusunun Türkçe çevirisidir. (Ampersand "&" işaretinin adı.) !! Atsuhina etiketinde #1 derecesi aldı. !! !! hinatashoyo #1!!