"Ah, Alexios. Seni görmek ne hoş. Uzun zaman oldu. Yani sanırım.." diye içinde bulunduğu duruma tezat olarak keyifle konuşan Tanrı'nın onu çağırdığı bu isme aldırmadan annesine döndü Seungmin."Tanrıça'm.. Haddimi aşmazsam, sizi buraya neyin getirdiğini merak ediyorum."
Kendini zorlayarak saygıyla konuşan çocuğa kahkaha attı Savaş Tanrısı.
Bu çocuktan hoşlanıyordu. Diğer melezler hatta gözdeler gibi onların önünde el pençe divan durmuyordu.
Kendilerinden hoşlanmadığını saklama gereği duymuyordu. Kendi annesine karşı bile.
Tanrıça Arthemis ise karşısındaki gencin tek çocuğu olduğunun bilinciyle zarifçe gülümsedi. Tabii içinde olduğu kan kokan bedende bu ne kadar mümkünse.
"Benim küçük melezim.. Merakını birazdan gidereceğim. Lakin.. Ah işte .." diye konuşmasının ortasında çıkardığı sesle annesinin baktığı yöne döndü Seungmin.
Ares'in gözdesi tüm ihtişamıyla görüş alanına girdiğinde göz devirdi küçük olan.
"İşte.. Ajax'ta geldi. "diye kocaman bir gülümsemeyle kendini karşılayan aşinası olmadığı bedene ve hemen yanında duran bir diğer bedene bakıp tek dizinin üzerine çöktü Hyunjin.
" Lordum, Tanrıça Arthemis. "diye ikisine de selam verdiğinde babasının işaretiyle ayaklandı genç.
" Ah, çok hoş bir aile buluşması. "diye alayla konuşan Savaş Tanrısı'na göz devirmemek için kendini zor tuttu Seungmin.
" İkimizi birden buraya çağırmanızın nedeninin bir görev olduğunu düşünüyorum. Tekrar haddimi aşmazsam, beni aydınlatır mısınız? "
Ares tekrar gizli bir hayranlıkla baktı Ay Tanrıçası'nın melezine.
Bu çocuğun güçlü bir müttefik, sadık bir asker olacağını düşünüyordu.
Korkusuzdu. İki Tanrıyla konuşurken saygılı üslubunun altındaki hoşnutsuzluğu gizleme gereği duymayacak kadar korkusuz.
Ve onun zeki olduğunu biliyordu Savaş Tanrısı.
En önemlisi ise güçlüydü. Henüz kendisi dahi bilmese yeryüzündeki en güçlü melezdi bu genç çocuk.
Zaten dünyaya geliş nedeni de buydu.
Bu düşünceyle keyifle gülümsedi Savaş Tanrısı.
"Zeki bir çocuksun Alexios." diye hafif alayla konuştuğunda derin bir nefes verdi Seungmin.
"Beni bu isimle çağırmayın lütfen." diye düz bir sesle konuşan çocuğa tekrar bir kahkaha bahşetti Ares.
Hyunjin ise babasının bu çocuğa neden bu kadar tolerans gösterdiğini anlamıyordu. Yerinde başkası olsa çoktan kellesi ayaklarının dibindeydi.
" Üzgünüm küçük melez. Sana o sakil ölümlü ismiyle seslenmeyeceğim."
Tekrar göz devirmemek için kendini sıktı Seungmin.
Yeryüzünde doğan melezlere -akademide doğmuş olsalar dahi- dikkat çekmemek için bir ölümlü ismi verilirdi.
Fakat gözde melezlerin hepsi Tanrılar tarafından verilen başka isimlere de sahipti.
Alexios.. Bir koruyucu demekti.
Nefret ederdi Seungmin bu isimden. Tanrısal şeylerin hepsinden ettiği gibi.
"Her neyse, konuyu uzatıp sizi uzunca burada tutmayacağız." diye lafa giren Tanrıça ile iki melez dikkat kesildi.
"Öngördüğün üzere sevgili oğlum, sizden bir şey istemek için buradayız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRILARIN ÇOCUKLARI (Stray Kids/Hyunmin)
Fantasy"Tarihe karşı gelemezsin Seungmin.. Ares'in Afrodith'e olan aşkı çocuklarında hayat bulur. Ares oğulları her zaman Afrodith'in çocuklarına aşık olur. Tanrılar ve çocukları için bile tarih tekerrürden ibarettir." *************************************...