"MERKÜR POSTA HİZMETLERİ - İddia ediyoruz en hızlısıyız-"Sekiz genç melez şaşkınlıkla önlerinde durdukları devasa binaya ve tabelaya bakarken en büyükleri sıkıntıyla iç çekti.
"Hyung, burası da ne?" diye sordu Jisung.
"Tanrı Hermes'in gizli(!) ini." derken göz devirdi Changbin ise.
Bu herifin gösteriş merakı ve maddiyat düşkünlüğü onu her seferinde tiksindiriyordu.
"Merkür de nesi?" bu kez Felix sordu kafa karışıklığıyla.
"Romalıların inancında Tanrı Hermes'e verilen isim. Aslında zekice." diye konuştuğunda tuhafça ona bakan diğerlerine omuz silkti Minho.
Changbin in aksine bu adamın kurnazlığına saygı duyuyordu.
Chan daha fazla vakit kaybetmeden içeri yöneldiğinde diğerleri de büyük olanı takip ettiler.
Hemen girişteki danışmaya ilerlediklerinde kocaman gülümsemesiyle genç bir kadın karşıladı onları.
"Merkür Posta hizmetlerine hoş geldiniz. Güveniniz emanetimizdir. Nasıl yardımcı olabilirim?"
Kadının neşeli sesi kulaklarını çınlattı genç melezlerin.
"Merhaba Paige." derken göz devirmişti Chan.
Saniyesinde aynı karşılığı alırken güldü.
"Uzun zaman oldu Chris. Hangi rüzgar attı sizi buraya?"diye anında resmiyeti bırakan kadına şaşırdı Seungmin.
Hyungları gerçekten de fazlaca tanınıyordu.
" Tanrı Hermes ile görüşmek için geldik. "
" Randevunuz var mıydı? "
" Bizi beklediğine eminim. Oyalanmayı kes Paige acelemiz var. "diye kendini tutamadan araya girdi Minho.
" Her zamanki gibi naziksin Baste. Seni hiç özlememişim. "
Minho dan yapmacık bir gülümseme alan kadın tekrar göz devirdi.
" En üst katta, koridorun sonundaki oda. Görünce anlarsınız. "
Bekledikleri tarifi aldıktan sonra teşekkür bile etmeden hızla asansöre yönelen hyunglarını takip etti küçük olanlar.
Sessizlik içinde geçen bir kaç dakikanın ardından devasa yükseklikteki binanın son katına geldiklerini haber veren bir çınlama duyuldu dar alanda.
En büyükleri her zamanki gibi en önden gittiğinde karşısındaki görüntüye bilmem kaçıncı kez göz devirdi.
Jeongin'in ağzı karşılarında gördüğü devasa altın kaplama kapıyla açık kaldı. Cidden bu biraz fazla değil miydi?
Bir kaç saniye kapının önünde bu şahşahalı görüntüyü izleyen 8 melez henüz hareket edemeden karşılarındaki altın kapı melodik bir gıcırtıyla aralandı.
Jisung gerginlikle istem dışı sevgilisine biraz sokulurken diğer küçük olanlar da ondan farksız sayılmazdı.
Jeongin, Seungmin Felix ve o, büyük olanların aksine ebeveynleri ve akademiyi yöneten Dionysos dışında daha önce hiç bir Tanrı ile yüz yüze gelmemişlerdi.
Minho elini yanındaki küçük bedenin beline sararken gerginliklerini fark eden Chan daha fazla zaman kaybetmeden içeriye adımladı.
- Yine- Devasa kristal bir masanın ardında, Zeus'un tahtıyla yarışabilecek görkemde bir koltukta oturan bedeni gördüklerinde aldıkları sessiz komutla ona yaklaştı melezler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRILARIN ÇOCUKLARI (Stray Kids/Hyunmin)
Fantasi"Tarihe karşı gelemezsin Seungmin.. Ares'in Afrodith'e olan aşkı çocuklarında hayat bulur. Ares oğulları her zaman Afrodith'in çocuklarına aşık olur. Tanrılar ve çocukları için bile tarih tekerrürden ibarettir." *************************************...