14.Bölüm(Müttefikler)

690 95 108
                                    


     "Yakın zamanda tekrar karşılaşmayı beklemiyordum. Seni yeniden görmek ne hoş küçük melez."

"Seni de öyle. Burada olduğun için minnettarım Medusa."

    Zift siyahı camlarının gizlediği gözleriyle beraber gülümseyen kadına içten bir gülümsemeyle baktı Seungmin.

     Beklediğinden çok daha kolay zafere ulaşan seferlerinden döndüklerinde karşısında dostlarını ve bir süre önce aralarında görünmez bir bağ oluştuğuna inandığı Lanetli Tanrıça'yı gördüğünde uzun zaman sonra kendini gerçekten mutlu hissetti.

   Yaşanan tek sürpriz bu da değildi. Şuan Yeraltının kasvetli salonu adeta bir toplantı odası gibiydi.

     Seungmin dostlarıyla özlem giderirken Hades yanında başka bir müttefikle gelmişti.

"Size sadık müttefiğimizi tanıtmama izin verin lütfen. Bilinen en güçlü yarı tanrı yolumuzda bizimle olmayı canı gönülden kabul etti. Lütfen, bize bir kaç şey söyle Herkül.."

   Melezler duydukları isimle şaşkınca karşılarında duran heybetli adama baktılar. Üstünde yapılı vücudunu saklayamayan eski bir kaç paçavra olan yarı tanrı sert ve ürkütücü bakışlarıyla adının hakkını veriyordu.

" Söyleyecek fazla bir şeyim yok. Neredeyse bu odada olan herkes gibi bu günün gelmesini bekliyordum. O acımasız ve sevimsiz Tanrılarla kapanmamış bir hesabım var. Bu uğurda yolunuz yolum, savaşınız savaşımdır."

    Herkül'ün kararlı tavrı ve sert sözleri melezleri germişti. Gerçekten büyük bir işe kalkışıyorlardı. Sonu ne olacak bilinmez fakat tek korkuları birbirlerine bir zarar gelmesiydi.

    Geniş taht odasının dört bir yanı efsanelere konu olan tanrılar ve tanrıçalar ile kuşanmışken bunun bir dönüşü olmadığını biliyorlardı. Hoş geri dönmek gibi bir niyetleri de yoktu.

    Kendileri dahil bu odadaki herkesten bir şeyler çalmıştı tanrılar. Şimdi bedel ödeme zamanıydı.

      Henüz üstlerindeki garip hissiyatı atamadan, taht odasının devasa kapısının gıcırtılı sesi yankılandı yeniden.

    Tanrı Dionysos alışıldık neşeli tavrı ile içeri süzülürken arkasından hoşnutsuzca ilerleyen yaratıkla tekrar şaşkınlığa uğradı melezler. Ve bu kez yalnız değillerdi. Hades hariç herkes tuhafça içeriye gelen ikiliye bakıyordu.

"Dionysos.. Eski dostum.. Ben de sizi bekliyordum. Bakıyorum da sen de zaferinle gelmişsin.."

     Dionysos gülümsedi ve eski dostuyla kucaklaştı.

"Kolay olmadı. Ama işte buradayız. Lütfen içeri gel ve küçük melezlerimize kendini tanıt Pan."

     Bir keçinin bacaklarına, heybetli bir insanın üst bedeni ve yüzüne, yine, bir keçinin görkemli boynuzlarına sahip olan garip görünüşlü tanrı zerafetle ortaya adımladı.

" Sevgili Dionisos'un da söylediği gibi; ben Tanrı Pan. Kırların, satirlerin ve çobanların tanrısıyım."

"Aynı zamanda huzurun ve barışın simgesi?" diye tek kaşını kaldırarak şüpheyle sordu Felix.

    Bir savaşta ne işi olduğunu anlayamamıştı. Her şeyden uzak, kırlarda huzur içinde yaşadığını sanıyordu.

   Gülümsedi Pan ve karşısındaki güzel bedene baktı.

"Buradaki herkes gibi kendimce sebeplerim var sevgili kardeşim."

    Felix hariç tüm melezler duydukları son kelimeyle mümkünmüş gibi daha fazla şaşırdılar.

TANRILARIN ÇOCUKLARI (Stray Kids/Hyunmin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin