9.Bölüm (Yara)

768 98 79
                                    


     "Dediklerimi iyice anladınız değil mi?" diye sordu Tanrı Hermes bir yandan rûn için gerekli karışımı hazırlarken.

    Tapınaktan açtıkları geçit melezleri gece karanlığında ıssız bir ormana çıkarmıştı. Hermes ise söz verdiği gibi onları orada malzemelerle bekliyordu.

   Yaklaşık 2 saattir karışım için uğraşırken bir yandan da ne yapmaları gerektiğini anlatıyordu.

" Geçit sizi direkt Asphodel Çayırları'na* çıkaracak. Malesef sizi daha ileriye götürmem mümkün değil. Hades'in evine kendiniz inmelisiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli şey; ölü ruhlarla gerekmedikçe iletişim kurmayın ve onları görmezden gelmeye çalışın. Asphodel' deki ruhlar sıradan ölümlülerin ruhları. Size zarar veremezler. Ondan sonra Kokytos* ve Lethe* ırmaklarını geçmelisiniz. Ve buralarda daha da dikkatli olmalısınız. Lethe Irmağından geçerken birbirinizi kollayın ve asla gördüğünüz yahut size sunulan hiç bir şeyi yiyip içmeyin.
En sonunda Gölge Nehrine varacaksınız. Orada sizi Kharon* bekliyor olacak. Kim olursanız olun Khoran ücretini almadan sizi kayığa almayacaktır. Size verdiğim madeni paraları ona verin ve o sizinle konuşmadıkça tek kelime etmeyin. Size verebileceğim tavsiyelerin tamamı bu. Buradan gerisi benim için dahi bir gizem. Fakat eminim bir yolunu bulursunuz. "

    Tanrıların habercisi samimiydi son söylediğinde. Gorgon Tapınağından tek bir çizik bile almadan döndükleri anda bu melezlere büyük bir saygı duymaya başlamıştı. Onların neden gözde olduklarını şimdi daha iyi anlıyordu.

      Yavaşça yerinden kalktığında dikkatle süzdü melezleri.

"Rûnün özü hazır. Önce hanginiz gelmek ister?"

   Küçük olanlar birbirini süzdü. Bunun can yakıcı bir işlem olacağını biliyorlardı.

    Arkadaşlarının tereddüt ettiğini gördüğünde bir adım öne çıktı Seungmin. Acı onu korkutmuyordu.

    Tanrı Hermes ise küçüğün bu hareketine gülümsedi. Bu melezde gerçekten ilgi çekici bir şeyler vardı. En çelimsizleri ve güçsüzleri gibi görünse de cesareti takdire şayandı.

"Pekala Alexios. Dürüst olacağım. Bu biraz acıtacak. Destek almak ister misin?"

    Bakışları arkadaşları üzerinde gezindi. Jeongin ve Jisung sevdikleri adamlara sığınırken Felix farkında olmadan bir kaç adım Hyunjin'e yaklaşmıştı.

   Gülümsedi bu duruma. Belki de Ares Oğlu haklıydı. Kader bir şekilde yolunu çiziyordu.

   Bu düşüncenin hemen ardından gözleri Changbin'i buldu. Büyük olan bunu bekliyormuş gibi hızla Seungmin'e doğru ilerleyip oturduğu kütüğün yanına diz çöktü.

   Hermes elinde eski görünümlü gümüş bir iğneyle yaklaştığında küçük olanın elini tuttu.

"Bir kaç dakika sürecek. Kendini kasma tamam mı? Buradayım." diye fısıldadığında içten bir şekilde gülümsedi bu kez Seungmin.

   Biliyordu. Ağabeyi her zaman yanındaydı.

Bir kaç dakika sonra ince derisine değen kızgın iğneyle dişlerini sıktı küçük olan. Kan rengi sıvı adeta bir volkan gibi geçtiği yeri yakarken yavaşça işliyordu derisinin altına.

      Bugüne kadar fiziki olarak çok acı çekmişti. Yaptıkları antrenmanlarda kolunu, bacağını hatta kaburgalarını kırmış, koluna bir ok saplanmış ve defalarca hırpalanmıştı tüm melezler gibi.

  Fakat şuan hissettiği acı bugüne kadar yaşadığı hiç bir şeyle kıyaslanamazdı.

    Dolan gözlerini kapattı ve arkadaşlarını korkutmamak için gelen acı dolu inlemelerini sıktığı dişlerine hapsetti.

TANRILARIN ÇOCUKLARI (Stray Kids/Hyunmin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin