Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ah, güzel jimin
"Sevdiğim adam beni hatırlamıyor seokjin hyung." Jimin'i bayıldığı için hemen seokjin hyung'un evine getirmiştim. Ve şimdi öğlen olduğu için haftalardır beni dinleyen hyung'umla konuşuyordum.
"Biliyorum ama ilk başta sende onu hatırlamıyordun. Emin ol hatırlayacak seni sadece biraz zaman gerekli. Zaman her şeyin ilacıdır." zaman her şeyin ilacı falan değildi. Küçük bedeni ile koynuma sığınmasını istiyordum ama beni hatırlamıyordu ve hatırlamaması yüreğimi dağlıyordu.
"Zaman bizim ilacımız değil. Karnında benim siperm'im ile yeniden canlanmış bir bebek var. Bizim bebeğimiz ama Jimin'i öldürecek. Bu nasıl bir his biliyormusun?" bilmiyordu bilemezdi.
Bu nasıl bir şeydi. Tarihimizde aynı kişi olduğumuz kişiler ölüyordu ve şimdi tarih tekerrür ediyordu. Geçmişimizin acısı kalbimi uyarıyordu. Tıpkı o gün baloda ilk anda olan gibi. Varlığını bilmediğim halde kalbim onu hissetmişti.
Bedenlerimiz geçmişte ölsede gelecekte hissettirmişti. Onu daha önce hiç görmemiştim. Balo ilkimizdi ve ilk karşılaşmamızda omegası uyanmıştı. Şimdi o geceyi çok iyi hatırlıyordum. Yorulmuşlukla anında uyuyan bedenini nasıl bedenime çektiğimi hatırlıyordum.
Onun aklımı başımdan aldığı dakikalar aklıma hücum ettikçe deltam çıldıryordu. Parlayan saçları aklıma geldikçe okşamam için parmaklarımı kıvrandırıyordu. İlk kez gözlerime korkusuzca bakan gri gözlerini hatırladıkça aklım başımdan gidiyordu. Gözlerine yeşillerimin karıştığını bilmek midemde bir şeyleri hareket ettiriyordu.
Biz geçmişte bedenimizde yaşayan kişilerin aşkı ve sevgisiyle var oluyorduk. Onlar bizim doğum kaynağımızdı, onlar sayesinde şimdi olacak laneti biliyordum.
"Büyücüyü getirdiniz mi? Büyüyü başlatanı bulmalıyız." evet şimdi yapmam gereken geçmişte görüntülerimizin aynı olduğu ve kalplerimizin bir olduğu kişileri öldürüp laneti tekerrür ettireni bulmam gerekiyordu.
"Gece buraya gelecek şovalye hoseok'la birlikte." dediği ile başımı salladım.
"Peki Jimin'i ne yapacaksın? En son dediği sen kimsin demiştin." evet bunu ne yapacaktım? Benim söylemem onu öldürürdü. Ama kendimi jimin'e hatırlatmak istiyordum. Ne diyecektim, ne yapmalıydım?
"Hay sikeyim böyle işi! Halkla uğraşırken bu kadar beyin yormuyordum b-." dediklerimin jungkook ile kesilmesiyle başımı hızlıca o tarafa çevirdim. Kahretsinki arkasında korkarak bakan jimin vardı.
"Ne oluyor majesteleri? Sizi yine kim sinirlendirdi. Yoksa İsabella'mı?" gülerek söyledikleri ile başımı duvarılara vurmak istedim. Kadın ismi niye söylüyordu şimdi.
"Ne İsabella'sı jungkook saçmalama." seokjin hyung'un durumu kurtarmak ister gibi söyledikleri ile biraz mutlu olmaya çalıştım. Taki jungkook'un koluna sıkıca tutunup korkak bakışlar atan jimin'imi görene kadar. Hadi ama ben iyi bir kral'dım. Niye korkarak bakıyordu.
