14.👑

882 116 148
                                    

Okyanus'un bilinmeyeni

Şuan çok korkuyordum. Sanki bin metrelik bir uçurumdan düşerken nefesim kesiliyordu. Düşüyorduk aşağısı uçsuz bucaksız bir göldü ve ben bana sımsıkı sarılan deltanın boynuna sarılıp yüzümü boynuna gömmüştüm. Bacaklarımı hızlıca eliyle beline sarması ile anlamadığım bir hızda suya batmıştık.

Su bedenimi sanki çekmek istiyordu. Aşık olduğum adamın boynuna sımsıkı sarılıyordum. Ondan, kalbine aşık olduğum deltamdan bir kez daha ayrılmak, kopmak istemiyordum. Ama suyun akıntısı bedenimi ondan koparmak istiyordu.

Zorlandığımı anlamış gibi belime daha sıkı sarmıştı kolunu. Bir eliyle kürek kemiklerimin tam ortasına bastırıyordu. Zorlandığım için belinden bacaklarım ayrılmıştı. Başımı boynundan çekip suyun altında gözlerine baktım. Gözlerinde yeşilleri yanıyordu.

Kendime hakim olamayıp, gözlerimi grileştirdim. Hızlıca boynuna tekrar sokuldum. Bu sırada su akıntısı sakinleşmişti. Eliyle bizi yukarıya çekmeye çalışıyordu, çünkü şu an gölün tamamen dibine batmıştık. Nefesimi tutmam artık zorlaşıyordu. Bunu anlamış gibi bizi daha hızlı yukarıya çekmeye çalışmıştı.

Hızlı bir şekilde suda başımızı çıkarmamızla, başımı boynundan çekip geriye yatırmıştım. Derin derin nefes alıyordum. Neredeyse suda nefesim tıkanıyordu. Gördüğüm blue ve diğer kuşlarla daha hızlı soluklanmaya başladım. Bin metre yukarıda düştüğümüz bölgede bize bakan arkadaşlarımı görmemle gülümsemiştim. Deltam ben gülümserken açtığım boynuma yüzünü yaklaştırıp boyun boşluğuma burnunu koymasıyla anlık gülmem solmuştu.

"Çok güzel kokuyorsun." güzel ses tonuyla ağlayacak gibi konuşup burnunu boynuma sürtmeye başlamasıyla ellerimi çekinerekte olsa ensesindeki uzamış saçlarına sardım. Bunu yapmamla elleriyle suyun ortasında bel boşluğumu okşamaya başlamıştı. Boynumda burnunu gezdirmeleriyle kıkırdamıştım.

"Sen beni hatırlıyormusun." başını anında boynundan uzaklaştırmasıyla başımı düzleştirmiştim. Kahvelerimiz geri gelirken gülümseyerek hızlıca başımı salladım.

"Seni hatırlıyorum, o geceyi hatırlıyorum. Benim ilk öpücüğümü alan, ilk kez birlikte olduğum adamsın. Deli gibi ayaklarının üzerinde dans ettiğim deltamsın. Bana en güzel gecemi yaşatan majesteleri'sin sen." ben mutlulukla konuşurken o alnını alnıma yaslamıştı. Gözlerinden yanaklarıma akan göz yaşlarını hissetmemle ensesindeki saçlarını okşayan ellerimi yavaşça indirip beline sarıp bedenine sarıldım.

"Ağlama lütfen." üzgün feromonlarım artarken üzgün sesimle mırıldanmıştım. Bununla başını benden uzaklaştırıp elleriyle yanaklarımı okşamaya başlamıştı.

"Seni çok seviyorum. Sen beni hatırlamadığın günlerde bile ben seni uzaktan izliyordum. Kalbimde, aklımda hissettiğim aşkım, sevgim senin yanımda olmamanla dahada büyüdü. Beni bir daha büyü yapılmış olsa bile unutma lütfen." hüzünlü sesiyle söyledikleriyle gözlerine bakarken hızlıca başımı salladım.

"Seni bir kez görmüştüm, ve bir kez unuttum bir daha asla unutmam. Sende beni unutma tamam mı." masumca dediklerimle ağlarken gülümseyerek başını sallamıştı. Yanağımdaki elini hızlıca suya koyup benimle birlikte yüzmeye başlamıştı. Burada uçurumun tam aşağısındaydık ve bilmeden bir yere yüzüyorduk galiba.

"Nereye gideceğiz burada." başını bana çevirmeden cevap vermişti.

"Şurada bak mağara gibi bir yer var ilk önce oraya gidelim düşüneceğim. Şimdi sırtıma çık" dediği ile anında başımı ona doğru çevirdim.

Обійми мене, Так лагідно і не пускай...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin