18.👑

592 106 134
                                    

İngiltere

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İngiltere

13.40

"HERKES HAZIR MI!" Hoseok'un gür sesi ile bağırışıyla herkes hazır ola geçip hep bir ağızdan bağırıp yumruklarını göğüslerine vurmuşlardı.

"MAJESTELERİNİ KENDİ CANINIZA MÂAL OLSA BİLE SONUNA KADAR KORUYACAKSINIZ!" aynı şekilde yumruklarını göğüslerine vurup başlarını eğip hızlıca kaldırmışlardı.

Evet şuan askerler ile Jimin'in annesini ve kardeşini bilinmeyen cam eve almaya gidiyorduk. Yoongi ve hyung'lar ile atların üzerinde askerlerin karşısında bekliyorduk. Askerler bizim harekete geçmemizi bekliyorlardı. Aslında onları bulmaya tek başıma gidecektim. Ama seokjin hyung ve namjoon hyung büyük bir öfkeyle tek başına gidemezsin demişlerdi.

Benimde yapacak bir şeyim kalmamıştı. Başımı askerlerden çekip kral odasının balkonuna çevirdim. Jungkook ve prenses hwasa'nın tuttuğu güzelimi gördüm. Ayakta bile dura bilecek hali yokken bana bakmak için balkona çıkmıştı.

Gözlerine bakarken elimle kalbimi göstertip daha sonra onu gösterdim. Yaşça anlayacağı hızda dudaklarımı oynatıp konuştum.

"Seni seviyorum" deyip elimi indirdim. Bununla birlikte anında gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Elini dudaklarına koyup, kulaklarıma dolan sesli hıçkırıklarını duymaya başladım. Başını eğmiş mazlumca ağlıyordu. Seokjin hyung jungkook'a küçük bir işaret vermesiyle hwasa ve jungkook kollarından tuttuğu Jimin'i yavaşça yürütmeye başlamıştı.

Jimin'se elini bir hafta içinde daha da büyüyen karnına koyup yavaşça yürümeye başlamıştı. Oda'ya girdiği anda önüme dönüp karşımda olan askerlere döndüm. Gözlerim gücünü varlığını belli eden kurdumun yeşilleri göz bebeklerimde kendini belli ederken bir kral endamı, gücü ile yüksek sesle konuşmaya başladım.

"SİZ BENİM HALKIMDAN OLAN ASKERLERİM! BU İNTİKAM ALINMADAN DÖNÜLMEYECEK. SİZ BANA O İKİ CADIYI GETİRİN! DURMAK GERİ ÇEKİLMEK YOK SONUNA KADAR SAVAŞIN VE KAZANIN!" konuşmama karşılık olarak insan bedenleri ile seslice kükreyerek bağırdıklarında, atımla sarayın demir kapılarına döndüm. Yanımda atının üzerinde duran yoongi'ye başımı çevirdim. Elinde tuttuğu küre'yi işaret etmesiyle gözlerimi küresine çevirdim.

"Pine Barrens ormanı'ndalar emin misin?" emin olmak zorundaydım tek bir hata Jimin'in hayatıyla veya benim hayatımla oynardı. Hataya düşme riskimiz yoktu. Başını onaylarcasına kaldırıp indirdiğinde başımı iki saatlik yola çevirdim.

Atımın dizginlerini sıkıca kavradım. Bununla atım ani bir hareketle şahlanmıştı. Arkamda olanlar kurtlarına bürünürken yanımda beş atın üzerinde askerlere önderlik yapacaklar komutu beklercesine dizginlerini tutup bedenlerini düzleştirmişlerdi. Atımın şahlanması durması ile dizginini hızlıca kaldırıp indirmiştim.

Savaşım başlamıştı ve ne olursa olsun ben kazanacaktım ve ruh eşimi Jimin'imi sancılarından kurtaracaktım.
⋇⋆✦⋆⋇ 

15:32

Обійми мене, Так лагідно і не пускай...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin