1

1.9K 75 35
                                    

kulaklarımı patlatırcasına çalan şarkıdan dolayı uykumdan bir hızla uyanmış ve korkuyla etrafıma bakmaya başlamıştım.

bir an aydınlanmadan sonra bunun her sabah ki gibi babamın özenle hazırladığı ve yaptığı uyandırma servisi olduğunu anladım.

her sabah farklı bir şarkıyı yüksek bir sesle jarvise açtırır ve bunu kayıda almasını söyler, ortaya çıkan görüntülerle de her zaman dalga geçerdi. her ne kadar bunu yapmamasını söylesemde asla beni takmazdı. asıl sorun bunu diğerlerine göstermesiydi. bütün avengers ekibi hayatlarında hiç bir sorun yokmuş gibi otururlar bunları izler ve gülerlerdi, steve hariç.

steve benimle dalga geçmemelerini söyler ve her birini azarlardı. diğerleri sırf steve in nutuk çekmesini dinlememek için steve in olmadığı zamanlarda izliyorlardı.

kulaklarımda hala bas bas çalan şarkıya daha fazla dayanamayıp "HEMEN ŞU ŞARKIYI KAPAT YOKSA YEMİN EDİYORUM Kİ O ÇOK ÖZENLE SAKLADIĞIN SIRRI HERKESE SÖYLERİM!" babama hitaben konuştuğumda anında müzik sesi kesilmişti.

her ne kadar bunu yapmıyacak olsam bile onu bununla tehdit etmekten asla gocunmazdım. babam ise işine gelince tehditimi ciddiye alır işine gelmeyince de almazdı.

en sonunda babamın sesi oda da yankılandı "eğer biraz daha o yatakta yatmaya devam edersen, ve kalkıp hazırlanmazsan gidebileceğin bir okulun olmayacak madison."

"ciddi misin? ikimizde o okulu satın alabilecek kadar paran olduğunu biliyoruz!"

"hayır madison! bu konuyu açma bile o okulu satın almayacağımı söylemiştim."

babamın çok parası vardı, çünkü babam tony stark yani iron man! babamın okulu satın alması, benimde istediğim zaman okula gidip gidemiyeceğim anlamına geliyordu. bununla beraber asla okula gitmeyeceğimi de. babam da bunu bildiğinden okulu satın almıyordu.

en sonunda yataktan kalkmaya karar verdim ve banyoya yavşça yürüdüm. banyonun kapısını açtığımda hemen önümdeki beyaz duvarda büyük bir ayna ve hemen altında duran beyaz lavaboyla karşılaştım. lavaboya doğru ilerleyip musluğu açtım ve elimi yüzümü yıkadım. aynada kendime baktığımda çökük göz altlarımı gördüm. geceleri babamla uyumadığım sürece rahat bir uyku çekemiyordum buda sürekli uyanıp uykusuz kalmama neden oluyordu.

kendime bakmayı bitirip yandaki dolaplardan birini açtım ve içindeki göz altı kapatıcısını alıp sürdüm, her ne kadar  kahverengi tonundaki gözlerimin içi kırmızı olsada daha iyi görünüyordu, her şey yolundaymış gibi.

beyaz tenimin aksine kömür karası saçlarıma elimle şekil verip düzelttim. en sonunda iyi olduğuma karar verip dolabıma gittim ve kapağını açtım. dışarıda hava göt attığı için klasik siyah yüksek belli kot pantolonumu altıma geçirdim, üstüme düz siyah sweatimi giydim ve ceketimi üstüme geçirdim. son olarak siyah beyaz vanslarımı da giydikten sonra aynada kendime baktım. güzel gözüktüğüne kanaat getirip çantamı aldım ve odadan dışarı çıktım.

avengers kulesinde yaşadığımız için herkes bu saatler de toplanıp kahvaltı ediyordu. saate baktığımda 7.30 olduğunu gördüm ve benim saat 8.30 ta okulda olmam gerekiyordu.

hızla aşağıya indiğimde steve masanın başında, wanda ve vision sağ tarafta ikili bir şekilde oturuyorlardı. sol tarafta clint bruce ve natasha oturuyordu. tam masaya ilerlediğim sırada babam mutfaktan elindeki kahveyle çıktı. gözlerinde ki kızarıklık uyumadığının göstergesiydi, veya uyuyamadığının.

ben wanda nın hemen yanına otururken karşımda natasha vardı. her zaman bilerek natasha nın karşısına otururdum. onu izlemeyi seviyordum.

babam masanın diğer baş köşesine oturmadan önce saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu. bende ona bakıp tebessüm ettim.

babam masaya oturduğunda steve masanın diğer ucundan  "yine mi uyumadın tony? gerçekten bazen uykusuzluktan ölebileceğini bile düşündüğüm oluyor."  kızgın bir sesle söylendi.

babam elindeki ilgilendiği şeyden başını kaldırdı ve steve baktı " bu senin niye umrunda ki? ölürsem ben öleceğim." dedi.

babamın steve'i niye bu kadar terslediğini bu masada bir tek ben anlıyordum. geçen gün steve sharon la buluşmuş ve öpüşmüştü. babam bunu öğrendiğinde gerçekten sinirlenmişti, fakat bunu kimse bilmediği için herkes babama anlamayan gözlerle bakıyordu. babam steve den hoşlanıyordu babamın herkesten özenle sakladığı sırda buydu işte.

babamla steve küçük bir tartışmanın içine girerken natashanın bana baktığını gördüm. bana çok değişik bakıyordu, bakışlarında ki neydi? öfke? kırgınlık?

en sonunda bakışlarımı çektiğimde ne olduğunu anlamamıştım fakat çok üstelemeden kahvaltımı etmeye devam ettim.

en sonunda okul  vakit geldiğinde babama döndüm ve "baba bugün beni bırakabilir misin?" diye sordum. "geç kaldım" diye açıkladım kendimi.

bana baktı ve kafasını tamam anlamında salladı. aslında çok ta geç kalmamıştım, fakat babamın beni bırakması hoşuma gidiyordu. babamla herhangi bir şey yapmak hoşuma gidiyordu.

beraber masadan kalktığımızda ortaya "görüşürüz" dedikten sonra arkamı döndüm ve asansöre doğru ilerlemeye başladık. asansöre binmeden önce natashayla göz göze geldiğimizde bana hala aynı şekilde bakıyordu. yine sorgulamamaya karar verip asansöre bindim.

kısa ve eğlenceli bir yolculuktan sonra araba okulun önünde durmuştu. babamla beraber arabadan indiğimizde, babam yanıma geldi bana sarıldı saçlarımdan öperek beni okula doğru gönderdi. okulun ana kapısına doğru yürürken arkama baktım ve babama gülümsedim, oda bana göz kırparken arabaya bindi.

ilkk bölüm geldii biraz kısa farkındayım fakat gittikçe açılıcak merak etmeyiin ahvaaslakslwş
her gün bir bölüm yayınlamaya çalışıcam zaten elimde 7-8 bölüm falan var eğer okunursa yazmaya devam ederim yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın seviliyosunuzz

madison stark/natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin