FİNAL

446 24 35
                                    

1 yıl sonra

hava yeni yeni aydınlanırken uyanmıştım. banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. üstümdeki eşofman takımını değiştirmeden aşşağıya indim.

stephan ve harley masayı hazırlıyorlardı. harley beni görmesiyle neşeli sesiyle konuştu "günaydın mads"

son bir yıldır herkese karşı takındığım sahte gülümsememi takınıp "günaydın harley" dedim sesimi neşeli çıkartmaya çalışarak

buna oldukça alışmıştım. herkesi iyi olduğuma ikna etmiştim. kimse ne durumda olduğumu bilmiyordu. hala geceleri yatağıma geçtiğim de içim çıkarcasına ağladığımı kimse bilmiyordu.

kendimi koltuğa attığım da yüzümde ki gülümsemeyi de silmiştim. gözlerimi kapatırken kapının çaldığını duymuştum ama umursamamıştım.

stephan mutfaktan bağırarak "mads! kapıya bakabilir misin?" dedi

stephan'ın bağırmasıyla gözlerimi devirdim ve sıkıntılı bir nefes verip yerimden kalktım.

yavaş hareket ederken kapı iki kez daha çalmıştı. kapıya yaklaştığım da "patlamasana be! geliyoruz işte" demiştim sinirlenerek.

kapıyı açtığım da karşımda gördüğüm kişiyle nefesim kesilmişti. nefes alamadığımı hissederken donakalmıştım.

gözlerim dolmaya başlarken kafamı hızlıca iki yana sallamıştım. gözlerimi kapatıp kendi kendime mırıldandım "gerçek değilsin...gerçek değilsin. gerçek olamazsın."

"gerçeğim, buradayım mads. senin için geldim." natasha oldukça canlı gelen sesiyle konuştuğunda kapattığım gözlerimi açmıştım

biraz ötemde duran natasha'nın yüzüne elimle hafifçe dokunarak "gerçek misin? gerçekten de burada mısın?" dedim

natasha dolan gözleriyle kafasını salladığında "lütfen bana kızma mads. seni hayal kırıklığına uğrattığı mı biliyorum. ama yapmak zorundaydım." dedi

natashaya kızamayacak kadar çok özlemiştim onu. herşeyi boşvererek tüm gücümle natashaya sarıldım.

ağlamaya başlarken o da beni sıkıca sarmalamıştı. kafamı omzuna gömdüğüm de özlediğim kokusunu derince içime çekmişti.

ayrılmak istemezken natasha beni kollarımdan tutup ayırmıştı. ondan zorla ayrıldığım da ellerini yüzüme koyarak gözlerinin içine bakmamı sağlamıştı.

"seni seviyorum. seni hep sevdim." dedi

yüzümde gözlerimden akan yaşların aksine büyük bir gülümseme belirdiğin de stephan'ın arkamdan gelen sesini duydum "kiminle konuşuyorsun mads? kim gelmiş?"

kaşlarım çatılırken kafamı stephan'a doğru çevirdim. kafamı tekrardan kapıya çevirdiğim de kimseyi göremedim.

"ağladın mı sen? iyi misin mads?" dedi stephan yanıma ilerlerken

şaşkın yüz ifademi toplamaya çalışarak "ben iyiyim...sadece biraz başım döndü." dedim

natasha az önce buradaydı. o kadar gerçekti ki bana sarıldığını hissetmiştim. üstümde ki şaşkınlığı atamazken yerde duran postaları alan stephanla birlikte masaya doğru ilerledik.

masaya oturduğumuz da matt'te çoktan gelmiş ve oturmuştu. herkes yerini alıp kahvaltısını etmeye başladığında az önce olanları düşünüyordum.

gözlerim dalmışken stephan'ın sesiyle ona döndüm "mads, iyi misin? yüzün beyazladı."

"iyiyim. dediğim gibi sadece başım döndü."

madison stark/natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin