12

435 31 7
                                    

gözlerim kapalı yatakta yatıyordum. 1 gün boyunca yaptığım tek şey buydu. ne su içmiş ne de yemek yemiştim. babam, natasha, alexandır hepsi benimle konuşmaya çalışmıştı fakat istemiyordum kimseyle konuşmak.

bir ara uyumuş ve uyanmıştım. ne kadar uyumuştum bilmiyordum fakat uyurken kapkaranlık olan hava şuan güneşliydi.

güneş gözümü rahatsız ederken kalkıp perdeleri kapatmak istedim fakat kalkmak istemiyordum.

güneşe dayanmaya çalıştım, olmadı. yattığım yerden yavaşça kalktım ve perdeleri kapattım.

acıktığımı hissediyordum ama bir şey yemek istemiyordum. açlıktan midem bulanıyordu, yemek yemem gerektiğini biliyordum.

kusmamak için yatağa geri dönmeden önce kapımı açtım ve yavaş adımlarla ortak salona gittim

ortak salona geldiğimde kimseye bakmadan mutfağa gittim ve buzdolabını açtım, bir süre öylece buzdolabına baktım.

en sonunda buzdolabının kapağında duran yarısı yenmiş sandviçi aldım ve kapağını kapattım.

ne yediğim çokta önemli değildi tek istediğim mide bulantısından kurtulmaktı.

geldiğim gibi gidecektim ki natashanın sesi beni durdurdu "mads hastaneye gitmek zorundasın."

anlamayarak yüzüne baktığımda devam etti "sen hastasın ve kliniğe yatman gerekiyor." dedi tane tane

kaşlarımı kaldırdım "klinik?" dedim alaycı ses tonumla

"alexandır sende bipolar bozukluğu olduğunu söylüyor, seni doktora götürmemiz gerekiyor."

"bipolar bozukluğum falan yok benim! sikeyim alexander'ı!" diye bağırdım sinirle

"hadi ama madison! böyle yapma, seni düzeltmemiz için doktora görünmen gerekiyor." dedi kaşlarını çatarak

ortak salonda olan herkes bize bakıyordu ama kimse karışmıyordu.

"ne var biliyor musun natasha" dedim sakin bir sesle ve natashaya yaklaştım, gözlerim dolmuştu  "beni düzeltemezsin, ben bozuk değilim." dolan gözlerime acı dolu sesim eşlik etmişti.

hiç kimsenin bir şey demesine izin vermeden hızla odama gittim ve kapımı kapatıp kilitledim.

kapının hemen önüne çöktüm ve elimde ki sandviçi yatağa fırlatıp ellerimle yüzümü kapatıp sesli bir şekilde ağlamaya başladım.

bir süre sadece ağladım. en sonunda ağlamaktan vazgeçtim ve tişörtümle gözyaşlarımı sildim.

oturduğum yerden kalktım ve banyoya ilerledim. aynada kendime öylece bakarken iğrenç bir halde olduğumu gördüm.

gözaltlarım şişmişti, saçlarım darmadağınıktı, gözlerimin içi kırmızıydı. bunların hepsi bir araya geldiğinde gerçekten de hastalıklı bir görüntü oluşturuyordum.

kendime daha fazla bakmaya dayanamayıp aynada yüzüme denk gelecek bir yumruk attım.

gelen darbeyle ayna sadece çatlarken yüzümü buruşturdum ve sağ elimle aynaya ard arda yumruklar atmaya başladım.

ayna kırılmış camlar heryere dökülmüştü. yerdeki camları umursamadan yere oturdum ve kanayan elime bakmaya başladım.

ne acı hissediyordum ne de başka bir şey hiçbir şey hissetmiyordum.

yerde duran parçalanan aynadan dökülmüş büyük bir cam parçası aldım ve avucumun içinde sıktım.

sadece bir şey hissetmek istiyordum. küçük bir acı ne olursa olsun hissetmek istiyordum.

kapımdan tıklama sesleri geliyordu fakat sanki açık bırakılmış bir televizyon sesiydi.

elimde duran camı aldım ve ilk önce sağ bileğime ardından da sol bileğime bastırdım.

daha önce de kesmiştim kendimi fakat bunlar bir şey hissetmek için değildi aklımda olan sesleri, içimde olan acıyı geçirmek içindi.

şimdiyse ne içimde bir acı ne de fiziksel anlamda bir acı hissetmiyordum. veya sadece ben öyle sanıyordum.

yavaşça gözlerim kapanırken bileklerimde olan dayanılmaz acıyı sonunda hissetmiştim. dudaklarımda gülümseme belirirken gözlerim kapalıydı

arkadan uğultulu sesler geliyordu fakat bir ses vardı ki okyanusun dibinde bile olsam o sesi diğerlerinden ayırırdım.

"madison! madison! beni duyuyor musun?" natasahanın o güzel sesinden telaş akıyordu

gözlerimi açmadan "sonunda hissedebiliyorum nat." dedim çıkarabildiğim en fazla sesi çıkarmaya çalışırken

duyulmuş muydu bilmiyordum, artık bilincimi açık tutmak gerekmediğini hissettim ve kendimi karanlığa bıraktım.

kısa bir bölüm oldu geçiş bölü gibi düşününn sgagsgakzkal neyseee yorum yapmayı vs vs unutmayın öptümm

madison stark/natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin