18

374 24 7
                                    

sabah yeni yeni aydınlanan havaya gözlerimi açtım. kafamı sağ tarafıma çevirdiğim de görünen natasha çizimime bakarak gülümsedim.

ayağı kalktım ve ne olur ne olmaz çizimi diğer çizimlerimin yanına koydum. lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime baktım.

eskiden asla böyle görünmezdim. dağınık saçlar, göz altı morlukları, bir kaç yerde çıkmış küçük sivilceler, iştahsızlığım getirdiği kilo kaybı.

bunların hepsi eski benim olmadığının işaretiydi. eskiden kendime özenir şık kıyafetler giymeyi severdim. şimdiyse saçlarım hep topuz şeklindeydi en son ne zaman açık bırakmıştım onu bile bilmiyordum.

kendi halime güldüm ve dişlerimi fırçalayıp odaya geri döndüm.

geldiğimden beri çıkartmadığım, hatta klinikte bile sadece yıkamak için çıkardığım beyaz eşofman takımını sonunda üstümden çıkarttım ve siyah eşofman takımı mı giydim.

saate baktığım da saatin 7'ye geldiğini gördüm normal de kahvaltı 7.30-8 de hazır olurdu.

telefonumu cebime atıp odadan çıktım ve ortak salona gittim. klinikten dolayı okula gitmiyordum ve gidecek gibi de durmuyordum.

ortak salona geldiğim de yine neredeyse herkes burada kahvaltının hazırlanmasını bekliyorlardı.

babamın tuttuğu bir kaç kadın masaya son kahvaltılıkları koyup gitmişlerdi. kendimi sessizce boş koltuklardan birine attığımda etrafa göz attım.

wanda ve vision her zaman ki gibi gülümseyerek birbirleriyle konuşuyorlardı, bruce ve clint kendi halinde takılıyor, natasha, kate, yelena üçlüsü sohbet ediyorlar, babam ve steve de son zamanlarda ki gibi birbirinden ayrılmıyordu.

onlara bakarken hiçbirinin beni farketmediğini farkettim. eskiden sabahları ortak salona girdiğimde herkes gülümser, babam bana sarılır ve saçlarımdan öperdi. natasha ise yanıma gelir ve bana bir şeyler anlatırdı.

yokluğuma bu kadar çabuk alışacaklarını düşünmemiştim. ben bunları düşünürken babamın sesini duydum "mads? sen ne ara geldin?"

"şimdi geldim" dedim gülümseyerek

babam da bana gülümsediğinde "hadi herkes masaya!" diye bağırdı

herkes yavaş yavaş masaya geçerken natasha bana baktı gülümseyip kafasıyla kalkmamı işaret etti.

masaya oturdukların da derin bir nefes verdim ve yavaşça kalktım. yine hiçbir şey yiyesim olmadığı içim masaya oturmak yerine mutfağa ilerledim ve büyük bir kupaya sade ve acı bir kahve doldurdum.

kahvemi alıp masaya geçtiğim de kahvemi içmeye başladım. bir şey yemediğimi gören natasha "bir şeyler yesene" dedi karşımdan bana bakarak

bu dediğiyle dikkat çekmemek için sahte bir şekilde gülümseyip yavaş hareketlerle tabağımı doldurmaya başladım.

ağzıma bir parça peynir attığımda natashanın dikkati benden çekilmişti.

geri kahvemi içmeye dönerken masanın başında oturan babam "artık evine döndüğüne göre okula tekrar geri dönebilirsin mads" dedi

dalga geçercesine "rüyanda? evet belki" dedim babama bakmazken

"ne saçmalıyorsun madison" dedi babam sesini biraz yükselterek

bununla beraber diğer herkes kendi aralarında konuşmayı kesmişti.

sinirli bir nefes verdim ve babama bakıp "okula falan dönmeyeceğim!" dedim ben de sesimi yükselterek

madison stark/natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin