7

635 44 4
                                    

sabah uyandığımda saatin yine çok erken olduğunu gördüm. dün akşam kolumu sarıp ortak salona gitmiştim. normal davranmaya çalışmıştım. natashanın anladığını zanettmiyordum. geceye doğru yelena ve kate i uğurladıktan sonra uyumaya odama gelmiştim.

saat 5.43 tü arada uyanıp durmuştum. uyuyamadığım gecelerden biriydi. sonunda uyumaya çalışmaktan vazgeçip yataktan kalktım. banyoya girdiğimde kolumdaki sargı bezini değiştirdim.

bu sefer sargı bezlerini ve havluyu çöp atmadım ve çantama koydum. altıma siyah kotumu, üstüme ise siyah hoddie mi giydim.

son olarak converse'lerimi ve ceketimi de giydikten sonra çantamı alıp odadan çıktım.

kuleden çıktığımda derin bir nefes aldım happye kısa bir mesaj çektikten sonra kulaklıklarımı takıp okula doğru yürümeye başladım. bu saaate okulun açık olduğunu hiç sanmıyordum bu yüzden biraz vakit geçirmem gerekiyordu.

okulun yakınındaki parka geldiğimde banklardan birine oturdum ve gözlerimi kapatıp şarkıya odaklandım.

orda öylece otururken sağ kulaklığım biri tarafından çıkartıldı. kimin geldiğine baktığımda karşımda peter ve wade duruyordu.

"bu saate burda ne işin var madi" diye seodu wade bana bakarak

gözlerimin dolmasıyla birlikte kafamı tekrar önüme döndürdüm.

"madi? iyi misin?" peterın affalayan sesiyle birlikte sesli bir şekilde ağlamaya başladım.

peter neler döndüğünü az çok anlamış olmalı ki bana dikkatli bir şekilde sarıldı. wade hiç bir şey anlamazken onunda sarışdığını hissettim. ben bunları haketmiyordum, hemde hiç birini.

orada öyşece durmul birbirimize sarılıyorduk. peter bu hallerime alışkın olsa da wade değildi ve bu durum onu şaşırtmıştı.

"ben iyiyim çocuklar sadece bir an her şey üstüme geldi, kusura bakmayın." zor bulduğum sesimle konuştuğumda benden ayrıldırlar ve bana bakmaya başladılar

ikiside kafasını sallarken peter "sorun yok madi, hadi gel okula gidelim üşümüşsündür." dedi

kafamla peterı onaylarken wade "cık cık cık, saçmalamayın! okula falan gitmiyoruz tabiki de!"

ikimizde ona anlamayan gözlerle bakarken "tanrım siz gerçekten salaksınız. madi senin moralin bozuk anladığım kadarıyla ve biz tam olarak bu yüzden okula gitmek yerine eğlenmeye gideceğiz!" diye söylendi gözlerini devirirken

peter wade in dibine girip kafasını iki yanına salladı ve "böyle bir şey olmayacak wade." dedi sakin bir sesle

wade peterla yeterince yakın değilmiş gibi biraz daha yakınlaştı ve " böyle bir şey olacak peter parker." dedi peterın sakinliğinden eksilmeyen bir sesle

peter wade'in ani yakınlaşmasıyla donup kalınca araya girme ihtiyacı hissettim "hadi ama çocuklar! biliyorum birbirinize deliler gibi aşıksınız ama bu kadar da belli etmeyin!" peter'a yardımcı olduğum söylenemezdi ama gerçekler acıtır.

wade bana bakıp tebessüm ederken peter çok korkutucu bir şekilde bakmıştı.
.
.
.
"böyle bir gün de okula gittiğimize inanamıyorum!" wade yol boyunca sızlanmaktan başka bir şey yapmamıştı.

tabiki de peter wade'i dinlememişti ve biz şuan okulun kapısından içeri giriyorduk.
wade ve ben peterın iki yanında yürürken bir anda wade benim yanıma geçti ve kollarını birbirine bağladı.

peter göz ucuyla wade bakıp "olamaz, şuan bana trip atmıyorsun değil mi wade?"

wade cevap vermeyip kollarını sıkılaştırdı ve kafasını sola doğru çevirdi bu hareketiyle gülmeye başladığımda peter "bu hiçte komik birşey değil mad, ayrıca yanında ki kas yığınına söyle eğer biraz daha devam ederse geçen gün benden istediği şeyi alamaz! asla!"

madison stark/natasha romanoffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin